10 Temmuz 2017

Taşdevrindeki Paleo beslenme ve Modern Paleo beslenmenin bir karşılaştırması

Paleo beslenme şu anda sporcuları, zayıflamak isteyenleri ve sağlık araştırmacılarını cezbetmektedir

Modern Paleo beslenme, insanoğlunun tarım öncesi, Paleolitik dönemdeki beslenme tarzının insan sağlığı için en uygun olduğu fikrini temel alır.

Ilk bakışta beslenme gereksinimlerinin tarih öncesi geçmişte kurulmuş olması mantıklı gibi görünüyor. Ancak hangi dönemi baz alarak beslenmemizi buna dayandırabiliriz sorusunu sorabiliriz.

Gerçek Paleo beslenmenin ne olduğuna bakalım. İnsanlık 25 milyon yıldan beri evrimleşiyor. Bunun sadece son iki milyon yılına bakmak yeterli olur mu?

Tarım öncesi beslenme, vahsi bitkiler, vahşi hayvanlar ve vahşi balıklardan oluşuyordu. Ancak miktar mevsime ve avcılık-toplayıcılık becerilerine bağlı olarak değişkenlik gösteriyordu. İnsanlar; yağ, şeker, tuz, işlenmiş gıdalar ve diğer hayvanların sütlerini ve süt ürünlerini yemiyorlardı. Bugün Paleo beslenme taraftarlarının taklit etmeye çalıştıkları beslenme budur.

Beslenme antropologları vegan beslenmenin, yeni Paleo beslenmeye kıyasla makro ve mikro besin alımına daha uygun olduğunu düşünüyorlar. Taşdevri insanının dışkı analizi sindirilmemiş bitkilerden yoğun olup lif dolu ve bitki esaslı şekilde beslendiğini kuvvetle ortaya koyuyor.

Bugünkü ve Paleolitik dönemdeki gıda kalitesini karşılaştırırsak arada büyük fark olduğunu görürüz. Vahsi hayvanlarla, günümüzde evcil hayvanların yenmesi, tarih öncesi dönemde etlerde hormon, antibiyotik, çevresel toksinlerin olmadığını düşünürsek aynı eti yemediğimizi kolayca anlayabiliriz. Ayrıca o dönemde en önemli protein kaynağının et değil, böcekler olması kuvvetle muhtemel.

Tükettiğimiz meyve ve sebzeleri bugün ne kadar kolay taşındıklarına, taşımaya dayanıklılıklarına ve mükemmel görünüşlerine göre seçiyoruz. Vahşi ve islah edilmemiş bitkiler bugünkünden dört kat daha fazla lif içeriyorladı. Bugünün Paleo beslenmesi insanların en uzun ve en sağlıklı olduğu bölgelerde değerli bir protein ve kalori kaynağı olarak uzun bir geçmişe sahip olmasına rağmen, tahıl ve bakliyatlardan kaçıyor.

Paleo beslenmedeki sağlık riski arterlerin işlevlerini bozarak kalp sağlığına zarar verebilmesidir. Çalışmalar yüksek yağ ile birlikte tüketilen yüksek proteinli beslenmenin, beraberinde düşük karbonhidrat tüketimi ile birlikte olduğunda küçük arter fonksiyonlarının kötüleştiğini göstermiştir.

Aynı zamanda Paleo beslenmenin kemik suyunu tüketme konusundaki vurgusu, çiftlik hayvanlarının beslenme kaynaklarından kaynaklı olarak ağır kurşun yükünü göz ardı ediyor. Organik tavuk kemiklerinden elde edilen suyun bile belirgin olarak yüksek miktarda kurşun içerdiği bulundu. Kurşun vücudun hemen her organında olumsuz etkilere sahiptir ve birkez girdi mi 30 yıl kalmaya eğilimlidir.

Paleo beslenmenin büyük miktarlarda et tüketme konusundaki vurgusu, et ve balık yeme ilgili sayısız sağlık risklerini, endüstriyel çiftlik uygulamalarını ve uzun süre sürdürülemeyeceği ile ilgili pek çok etik sorunu göz ardı ediyor.

Paleo beslenme şu anda sporcuları, zayıflamak isteyenleri ve sağlık araştırmacılarını cezbetmektedir. Kısa ömürlü paleolitik dönem insanlarının yeme tarzının, uzun ömürlü modern insana ne getireceği ve günümüz dünyasına uygun olup olmadığı önemli bir tartışma konusudur. 

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum