07 Temmuz 2020

Serbest radikal nedir, antioksidan nedir, güneşten yararlanırken nasıl korunalım?  

Bugünlerde "clean beauty" (temiz güzellik) kavramı konuşulmaya başlandı. Kullanılan malzemelerdeki içerikler en hafif tabiriyle gözden geçiriliyor, en ağır tabiriyle şeytanlaştırılıyor diyelim

Serbest radikaller aşırı agresif ve hücrelerinize zarar veren moleküllerdir. Gözünüzde canlandırmaya çalışın. Camlarla, kristallerle dolu bir oda var ve oradan oraya zıplayan, durdurulamayan süper güçleri olan bir top düşünün. Sürekli çarpmaya, kırmaya devam ediyor. Serbest radikaller, hem dışardan hem içeriden kaynaklanırlar ve eğer vücutta bulunan serbest radikallerin miktarı fazla yahut vücuttan atılması yavaş olursa oksidatif strese neden olurlar. Serbest radikallerin hücrede önemli işlevleri vardır ancak antioksidan kapasite yetersizse hücreye büyük hasar verirler. Çevresel kirlenme, yeterli antioksidan içeriği sağlamayacak beslenme tarzı gibi sebeplerle, antioksidan kapasitemizin düşük olması çok muhtemeldir. Çevresel kirlenme ve vücutta yeterli antioksidan bulunmaması oksidatif strese neden olarak aterosklerozis, hipertansiyon, inflamatuar hastalıklar, kanser, diyabet, Alzheimer hastalığı, nörolojik hastalıklar, pulmoner fibrozis, astım, koah, erken yaşlanma, depresyon gibi hastalıkların oluşumuna katkıda bulunur (1,2,3,4).

Sebze ve meyveler çeşit çeşit ve yüksek miktarlarda antioksidan içeriyorlar. Antioksidanları destek olarak kullanmak bu yazının konusu dışında kalıyor. Zira besinler yoluyla alınan antioksidanların yararlı etkileri, destekler yoluyla sağlanamayabiliyor. Bitkileri beslenmenizin temel direği yapmanız için bundan daha iyi neden bulamayabilirsiniz. Sebzeler, meyveler, baharatlar inanılmaz yüksek antioksidan içerikleriyle hücrenizi tüm zararlardan koruyor. Tarçın, karanfil, kekik, nane, maydanoz, dereotu, zerdeçal, kakao, yeşil çay, kırmızı üzüm, domates, biber, kırmızı soğan, fasulye, bamya, patlıcan, kavun, karpuz, şeftali, nektarin, vişne, kiraz hepsini, ancak sebzelere ağırlık vererek tüketin (5). Eritritol ile tatlandırılmış limonata (stevia veya diğer şeker olmadığını iddia eden şekerli tatlandırıcılar ile değil) ise C vitamininizi yudumlarken serinlemenin en keyifli yolu olarak tercih edebilirsiniz.

Güneş cilt için ekstra bir oksidatif stres kaynağı. Çevresel kirlenmenin olduğu büyük şehirlerde yaşayanlar, küçük kasabalarda yaşayanlardan daha erken yaşlanıyor. Güneşten gelen yüksek enerjili UVA ışınları, çevresel kirlenme ile birleştiğinde cilde verdiği oksidatif hasar daha büyük oluyor. Sonuç olarak foto-yaşlanma ve cilt kanseri oluşumunda büyük rol oynuyor (6,7).

Yaz aylarında bronzlaşırken cildinizi güneşten korumak ekstra önem taşıyor. Bronzlaşmanız aslında vücudun kendini koruma mekanizmasıdır. Özellikle güneşlendiğimiz bu günlerde antioksidan içeriği yüksek sebze, yeşillik ve meyveleri tüketmeye özen gösterin. Yüz, boyun, dekolte ve el üzerini her zaman koruyun. D vitamini için gerekli olan güneşi almak için toplam 30 dk güneşlenmeniz yeterlidir. Hassas ciltler için bu süre 15 dakika. Bu süreden sonra 2 saatte bir tekrarlamak şartıyla güneş koruyucusu ile güneşlenmelisiniz. En yüksek koruma bile yüzde yüz korumaz. Koruma faktörlerinin koruyuculukları ise lineer olarak değil, eksponansiyel olarak artıyor. Yani en yüksek faktör yüzde yüz korumuyor. SPF 30, yüzde 97 korurken, SPF 60, yüzde 98 koruyor. Yani yine de bronzlaşırsınız, ama bunu cildinize hasar vermeden yapmalısınız. Ambalajın üzerinde yazan SPF, daha az zararlı ve bronzlaşmadan sorumlu olan daha düşük enerjili UVB ışınlarından korumayı ifade eder. Cilt kanserleri, lekelenme, foto-yaşlanma, kırışıklıklar, kollajen ve elastin kaybı söz konusu ise yüksek enerjili UVA ışınlarından bahsediyoruz demektir. Kış aylarında da, evdeyken de korunmamız gereken ışınlar bunlardır. Bu nedenle evdeyken de, hava yağmurlu, bulutlu ve karlıyken de güneş kremi kullanın diye önerilmesinin nedeni bu ışınlardır. Güneş kremimiz bir numaralı anti-aging malzememizdir ve bu durumda bakmamız gereken SPF 30,50,100 gibi rakamlar değil, UVA korumasının ne kadar olduğudur. UVA korumada farklı ülkeler farklı kodlamalar kullanıyorlar. Broad spectrum (ABD), PPD (Avrupa) , PA (Asya). Özellikle yaz aylarında PPD 10 ve üzeri, PA +++ ve üzeri kullanmanızı öneririm.

Önemli bir başka nokta ise santimetre kareye 2 mg koruyucu sürmek gerekiyor. Özellikle spey formunda olanlarla bu doza ulaşmak zor. Sprey kullanıyorsanız bu noktaya dikkat edin. Ayrıca soluma riskinden dolayı kullanırken dikkatli olmanızda yarar var. Sadece yüzünüz için gereken koruyucu miktarı iki parmağınız boyunca sürdüğünüz ürün miktarıdır. Yüzünüze masaj yaparak yedirmeniz gerekir. Boyun, dekolte ve el sırtınıza ekstra miktarda kullanmayı unutmayın.

Gelelim fiziksel (mineral) ve kimyasal koruyuculara. Bugünlerde "clean beauty" (temiz güzellik) kavramı konuşulmaya başlandı. Kullanılan malzemelerdeki içerikler en hafif tabiriyle gözden geçiriliyor, en ağır tabiriyle şeytanlaştırılıyor diyelim. Bu arada yıllardan beri güvenle kullanılan bazı içerikler maalesef daha iyi olduklarından emin olmadığımız, iyi araştırılmamış, uzun vadeli etkileri bilinmeyenlerle değiştirilmiş durumda. Yani kimyasal koruyucu adına da burada ön yargılı yaklaşmayalım. Hem fiziksel (mineral) hem de kimyasal koruyucuların birlikte kullanıldığı formülleri rahatça kullanabilirsiniz. Sadece mineral filtre kullanmak isterseniz hem titanyum dioksit, hem çinko oksit’in birlikte kullanıldığı formülleri tercih edin. Son zamanlarda kana karıştığı, hormon bozukluğuna neden olabildiği, okyanusları kirlettiği için artık gözden düşen Oxybenzone ve merak ettiğiniz diğer içerikleri, verdiğim bu linkten kontrol edebilirsiniz. (8)

Yine önemli bir konu da güneş gözlükleri, sadece şıklığınızı tamamlayan bir aksesuar değil. UV ışınları aynı zamanda katarakta da neden olur.

Antioksidan cilt serumları ise, fazladan korunmaya ihtiyacı olan yüz, boyun ve dekolte için kullanılmasında yarar olan ürünler. C vitamini serumlarda ferulik asit ve E vitamini eklenmiş olanları tercih edin. Akneye meyilli ciltler E vitaminine karşı dikkatli olmalı, yağlı yapısından dolayı akneyi arttırabilir.

Covid-19’a karşı en güçlü savunma aracımız olan D vitaminini güneşten alırken dikkat etmemiz gerekenler kısaca bunlar. Sağlık ve güzellik dilerim.


1) https://link.springer.com/article/10.1097/WOX.0b013e3182439613#Sec1

2) https://link.springer.com/article/10.1097/WOX.0b013e3182439613/tables/2

3) https://link.springer.com/article/10.1097/WOX.0b013e3182439613/tables/3

4) https://www.intechopen.com/books/antioxidants/antioxidant-categories-and-mode-of-action#B3

5) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2841576/pdf/1475-2891-9-3.pdf

6) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19651790/

7) https://onlinelibrary.wiley.com/doi/pdf/10.1111/j.1755-148X.2010.00679.x

8) https://www.ewg.org/sunscreen/report/executive-summary/

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum