28 Ekim 2014

Ekim: Uluslararası meme kanseri farkındalık ayı

Bu sorunun cevabını bilmeniz çok önemli: Doymuş hayvansal yağ meme kanserine sebep oluyor mu?

Bu konuda sık aralarla yazıyorum ancak şu anda her sekiz kadından biri meme kanseri riski altında ve bu oranın yakın bir gelecekte beş kadında bire düşeceği öngörülüyor. Biliyorsunuz Ekim ayı uluslararası meme kanseri farkındalık ayı ve henüz ay bitmeden bu konuda yazabilmek için yeni bir çalışmayı fırsat olarak değerlendirmek istedim.

Meme kanseri ile ilgili bilimsel çalışmalar, hayvansal satüre (doymuş) yağ ve yüksek LDL düzeyleri arasındaki kesin ilişkiyi belgeliyorlar. (1-5). Süt ve et endüstrisinin kendi ürünlerini destekleyen şüpheli, ürünlerini aklamaya yönelik destekledikleri çalışmalara ve medya destekleri ile halkın kafasını karıştırıcı çabalarına rağmen göz ardı edilemeyecek miktarda bilimsel çalışma hayvansal ürünlerden zengin bir beslenme tarzının ve diyetin erken ölüm riskini arttırdığını ortaya koyuyor.

Atkins, Dukan, Paleo, Karatay ve benzeri yüksek hayvansal protein ve yağ içeren diyetler gibi kalp hastalığına neden olan diyetlerin internet ve televizyonlarda propagandası yapılıyor ancak bu diyetlerin tek tehlikesi kalp hastalığı değil. Hayvansal ürünlerde bulunan doymuş yağ (yani kolesterol) kanser riski ile ilişkisine hiç dikkat edilmiyor. Ancak iki yeni çalışma da doymuş yağ ve meme kanseri arasındaki ilişkiyi kanıtlayan ve ikna eden sonuçlar biriken kanıtlara eklendi.

Çalışmalardan biri, meme kanserinin değişik türleri ile değişik yağ türleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya yönelik bir çalışma. Meme kanserleri tümör hücrelerinin östrojen veya progesteron gibi hormonların reseptörlerini (alıcılarını) içerip içermediğine bağlı olarak alt türlere ayırılır. Çalışmada, 10 değişik Avrupa ülkesinde yaşayan 300,000 kadından beslenme alışkanlarına ilişkin bilgiler toplandı ve 11,5 yıl boyunca takip edildiler. Doymuş yağı en fazla tüketen kadınlarda iki alt tipte meme kanseri daha fazla görüldüğü gösterildi: ER+PR+ (östrojen ve progesteron reseptörü pozitif) ve HER2- (Human epidermal growth faktör reseptörü 2 negatif) (6). Bu sonuçlar doymuş hayvansal yağın HER2- meme kanseri ve ER+PR+ meme kanseri riskini arttırabileceğini kuvvetle düşündürüyor. Meme kanserlerinin %80’i östrojen reseptörü pozitif, %65’i aynı zamanda progesteron reseptörü pozitiftir(7). İkinci bir çalışma ise Nurses Health Study II’de elde edilen datalar temelinde yayınlandı. 26-45 yaş aralığındaki kadınların 20 yıl takip edilmesi ile yapıldı. Benzer şekilde bu çalışmanın sonucunda da yüksek miktarda satüre/doymuş yağ/kolesterol tüketimi yine artmış meme kanseri riski ile ilişkili bulundu. Bu çalışmada ilginç olan ise özellikle kırmızı ette bulunan doymuş yağın daha fazla sorumlu olduğunun görülmesidir (8). Bu sonuçlar 2003 yılında 35 bilimsel çalışmanın meta-analiz ile yorumlanması sonucunda yüksek düzeyde satüre yağ alımının meme kanseri riskini %19 arttırdığı ve kırmızı etin en çok sorumlu yiyecek olduğunun rapor edildiği çalışmanın sonuçları ile tutarlılık göstermektedir (9).

Bu sonuçlar bir soruyu doğuruyor: Doymuş/hayvansal yağ kanser gelişimini tetikliyor olabilir mi? Veya doymuş yağ, kanser gelişimine sebep olan yiyeceklerde bulunan etkisi olmayan masum mudur? Doymuş yağın kanser riskini birebir arttırdığını gösteren kısıtlı sayıda kanıt mevcuttur. Doymuş yağdan zengin bir beslenme tarzı ise insülin direncine neden olan faktörlerden biri olabilir (10). Ancak bütün bu çalışmalar doymuş yağdan zengin olan özellikle kırmızı et tüketiminin kanser riskini arttırdığı görülmektedir.

Buna ek olarak, kırmızı ve işlenmiş etler fazla miktarda bir tür omega 6 yağ olan ve hayvan deneylerinde meme kanser riskini, özellikle inflamasyona neden olarak arttıran Araşidonik asit çok bol miktarda içerirler. (11-14)

Karnitin (kımızı ette çok bol bulunur) ve Kolin (yumurta, süt ürünü ve etlerde çok boldur) bağırsakta bakteriler tarafından metabolize edilerek proinflamatuar bir madde olan trimetilamin-N-oksit (TMAO)’e dönüşür ve bu da kanser oluşumuna katkıda bulunuyor olabilir (15-17)

Kırmızı et yemek ayrıca kanserojen olan N-Nitroz bileşikleri ve heterosiklik aminlere maruz kalmaya neden olur (18-21).

Kırmızı etteki demir içeriği de problemli olabilir, fazla demir oksidatif strese neden olur (22-23)

Son olarak, hayvansal protein dolaşımda İnsülin benzeri büyüme faktörünü (IGF-1) artırır, bu hormon kanser hücresinin büyümesini ve dolayısıyla kanser riskini arttırıyor olabilir (24-25).

Doymuş yağdan bağımsız olarak özellikle kırmızı etten zengin bir beslenme tarzı meme kanseri riskini arttırmasına rağmen, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, soğan, sarımsak grubu sebzeler, mantar, çilekgiller ve kuruyemiş ve tohumların meme kanserinden koruduğu çok sayıda çalışma ile belgelenmiştir. Beslenmenizde bu sebze ve meyvelere ağırlık vermeniz ve hayvansal yiyecekleri asgariye indirmeniz meme kanserinden koruyucu bir yaşam tarzı değişikliği olacaktır. Hastalık riski hepimiz için her zaman vardır ancak sağlığınızın sorumluluğunu almanız ve maksimum korunmaya çalışmanız çok önemlidir.

Referanslar:

1. Hodson L, Skeaff CM, Chisholm WA: The effect of replacing dietary saturated fat with polyunsaturated or monounsaturated fat on plasma lipids in free-living young adults. Eur J Clin Nutr 2001;55:908-915.

2. Abbey M, Noakes M, Belling GB, et al: Partial replacement of saturated fatty acids with almonds or walnuts lowers total plasma cholesterol and low-density-lipoprotein cholesterol. Am J Clin Nutr 1994;59:995-999.

3. Barr SL, Ramakrishnan R, Johnson C, et al: Reducing total dietary fat without reducing saturated fatty acids does not significantly lower total plasma cholesterol concentrations in normal males. Am J Clin Nutr 1992;55:675-681.

4. Ginsberg HN, Kris-Etherton P, Dennis B, et al: Effects of reducing dietary saturated fatty acids on plasma lipids and lipoproteins in healthy subjects: the DELTA Study, protocol 1. Arterioscler Thromb Vasc Biol 1998;18:441-449.

5. Siri-Tarino PW, Sun Q, Hu FB, et al: Saturated fatty acids and risk of coronary heart disease: modulation by replacement nutrients. Curr Atheroscler Rep 2010;12:384-390.

6. Sieri S, Chiodini P, Agnoli C, et al: Dietary Fat Intake and Development of Specific Breast Cancer Subtypes. J Natl Cancer Inst 2014.

7. Breastcancer.org: How to Read Hormone Receptor Test Results [http://www.breastcancer.org/symptoms/diagnosis/hormone_status/read_results]

8. Farvid MS, Cho E, Chen WY, et al: Premenopausal dietary fat in relation to pre- and post-menopausal breast cancer. Breast Cancer Res Treat 2014;145:255-265.

9. Boyd NF, Stone J, Vogt KN, et al: Dietary fat and breast cancer risk revisited: a meta-analysis of the published literature. Br J Cancer 2003;89:1672-1685.

10. Riccardi G, Giacco R, Rivellese AA: Dietary fat, insulin sensitivity and the metabolic syndrome. Clin Nutr 2004;23:447-456.

11. National Cancer Institute: Food Sources of Arachidonic Acid [http://appliedresearch.cancer.gov/diet/foodsources/fatty_acids/table4.html]

12. Wynder EL, Rose DP, Cohen LA: Diet and breast cancer in causation and therapy. Cancer 1986;58:1804-1813.

13. Makarem N, Chandran U, Bandera EV, et al: Dietary fat in breast cancer survival. Annu Rev Nutr 2013;33:319-348.

14. de Lorgeril M, Salen P: New insights into the health effects of dietary saturated and omega-6 and omega-3 polyunsaturated fatty acids. BMC Med 2012;10:50.

15. Tang WH, Wang Z, Levison BS, et al: Intestinal microbial metabolism of phosphatidylcholine and cardiovascular risk. N Engl J Med 2013;368:1575-1584.

16. Wang Z, Klipfell E, Bennett BJ, et al: Gut flora metabolism of phosphatidylcholine promotes cardiovascular disease. Nature 2011;472:57-63.

17. Richman EL, Kenfield SA, Stampfer MJ, et al: Choline intake and risk of lethal prostate cancer: incidence and survival. Am J Clin Nutr 2012;96:855-863.

18. WCRF/AICR Expert Report, Food, Nutrition, Physical Activity and the Prevention of Cancer: a Global Perspective.: World Cancer Research Fund; 2007.

19. Lunn JC, Kuhnle G, Mai V, et al: The effect of haem in red and processed meat on the endogenous formation of N-nitroso compounds in the upper gastrointestinal tract. Carcinogenesis 2007;28:685-690.

20. Kuhnle GG, Story GW, Reda T, et al: Diet-induced endogenous formation of nitroso compounds in the GI tract. Free Radic Biol Med 2007;43:1040-1047.

21. Zheng W, Lee S-A: Well-Done Meat Intake, Heterocyclic Amine Exposure, and Cancer Risk. Nutr Cancer 2009;61:437-446.

22. Brewer GJ: Iron and copper toxicity in diseases of aging, particularly atherosclerosis and Alzheimer's disease. Exp Biol Med 2007;232:323-335.

23. Brewer GJ: Risks of copper and iron toxicity during aging in humans. Chem Res Toxicol 2010;23:319-326.

24. Thissen JP, Ketelslegers JM, Underwood LE: Nutritional regulation of the insulin-like growth factors. Endocr Rev 1994;15:80-101.

25. Kaaks R: Nutrition, insulin, IGF-1 metabolism and cancer risk: a summary of epidemiological evidence. Novartis Found Symp 2004;262:247-260; discussion 260-268.

Yazarın Diğer Yazıları

Eksozom: Hücresiz hücresel tedavi

Tedavi amacına yönelik olarak olağanüstü yenileyici özelliklerinden dolayı Mezenkimal Kök Hücre kaynaklı eksozom çeşitli hastalıkları tedavi etmede tercih edilmektedir

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

"
"