29 Mart 2014

Çayınıza şeker koymadan önce bir kez daha düşünün

Yapılan bilimsel çalışmalar eklenmiş şeker tüketiminin dünyadaki bir numaralı ölüm nedeni olan kalp damar hastalıklarından ölüm riskini bariz şekilde artırdığını ortaya koyuyor.

Yapılan bilimsel çalışmalar eklenmiş şeker tüketiminin dünyadaki bir numaralı ölüm nedeni olan kalp damar hastalıklarından ölüm riskini bariz şekilde artırdığını ortaya koyuyor
Eklenen şeker derken işlenmiş ve hazırlanmış yiyecekler, şeker eklenmiş içecekler, tatlılar, şekerlemeler, paketlenmiş kahvaltılık gevrekler ve keklerden bahsediyorum. Meyve ve sebzelerdeki şekerlerin aynı zararı vermediğinin altını çizmek istiyorum.
Söz konusu çalışmada eklenmiş şekerlerden %25 veya daha fazla kalori alanlar, %10 oranında tüketenlerle kıyaslandığında, kalp damar hastalığı nedeniyle ölüm riski 2,75 yani neredeyse 3 kat daha fazla artmış olduğu bulundu. 
Gelelim fazla şeker tüketmenin sonuçlarına: 
-Kilo artışı
-Hipertansiyon
-Trigliserid artışı 
Vücutta inflamasyon belirteçlerinin artışı (İnflamasyonda, vücut sanki sürekli saldırı altındaymış gibi savunma durumundadır) 
Kalp damar hastalıklarından ölüm riskini artması.
Eskiden çok şekerli yemenin sağlıksız beslenmenin ve obezitenin bir parçası olduğu ve bu nedenle kalp damar hastalık riskinin fazla olduğu düşünülürken, şimdi fazla miktarda şeker tüketmenin kalp damar hastalıkları için bağımsız bir risk faktörü olduğuna inanılmaktadır.  Yani şeker yemek bizi sadece şişmanlatmıyor aynı zamanda hastalandırıyor. Diyabet, karaciğer sirozu (yağlı karaciğere bağlı) , bunama, dislipidemiler (kan yağları bozuklukları), hipertansiyon, insülin direnci gibi metabolik durumlar sadece obezite nedeniyle değil, eklenmiş şeker tüketiminin bir sonucudur. 
Şimdi bu durumda ne yapacağız? 
Çaya şeker koymadan önce düşünün dedim, çayın şekersiz halinin lezzetini keşfetmeye başlayarak bir adım atabilirsiniz. Sürekli koyduğunuz şekerin yarısını kullanmaya başlayın. Damak tadınız buna ayarlanınca tekrar yarısına indirin. Hedefiniz şekersiz içmek olacak ve bana inanın, bunu başaracaksınız. Ancak bu tatlandırıcı kullanın anlamına gelmiyor. Onların da sağlıklı bir beslenme tarzında yeri yok. 
 
Doğanın verdiği doğal taze veya kuru meyvelerle ve doğal tatlarla yapabileceğiniz yeni tatlıları keşfedin. Sağlıklı olmak için tatlılardan vazgeçmeniz değil, tercihlerinizi değiştirmeniz gerekiyor. Bunun dışında yapacağınız herşey geçici olur. Beslenmenizin amacı ideal kilo ve maksimum sağlık olursa yaşam tarzınızı bu şekilde değiştirmeli ve hayat boyu uygulayabileceğiniz bir beslenme tarzını benimsemelisiniz. Bugün size bu anlayışla hazırlanmış bir çikolatalı pasta tarifi vermek istiyorum. Hem yapması çok kolay hem de sağlıklı içeriklerle hazırlanmıştır. Çocuklarınızın da seveceğine eminim. Afiyet olsun. 
 
Tesadüfi sağlık yoktur. Sağlıklı yaşayın.
www.drnurhayatgul.com
 
 
Çikolatalı pasta
Taban: 
1 su bardağı ceviz veya fındık
4 tane doğranmış Medine hurması
½ su bardağı kakao 
Deniz tuzu çimdik
1 çay kaşığı vanilya özü
 
Çikolata dolgusu: 
2 su bardağı kaju (geceden suda bekletin)
½  su bardağı hindistan cevizi yağı (sıvı halde) 
½ su bardağı bal 
½ su bardağı su
2 çay kaşığı sıvı vanilya özü
¾ su bardağı kakao 
 
Hazırlanışı: 
Tabanı için: Blender içinde veya elle yoğurarak tüm malzemeleri koyup karıştırın. 24-26 cm kelepçeli kalıbın tabanına yerleştirin ve sıkıca bastırın. Bunu buzdolabına koyun. 
Dolgusu için: Kajuyu ideali geceden suda bekletin (veya en az 2-3 saat) ve sonra durulayın. Bal, vanilya ve su ile mutfak robotu içine koyup, pürüzsüz krema kıvamına gelene kadar karıştırın. İçine kakao ve hindistan cevizi yağı ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Bütün malzeme karışınca tabanın üzerine dökün. Buzdolabunda birkaç bekletin. Afiyet olsun.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları

Eksozom: Hücresiz hücresel tedavi

Tedavi amacına yönelik olarak olağanüstü yenileyici özelliklerinden dolayı Mezenkimal Kök Hücre kaynaklı eksozom çeşitli hastalıkları tedavi etmede tercih edilmektedir

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

"
"