14 Haziran 2014

Küresel eğlencemiz futbol

Bir zamanlar biz futbolu sokakta oynardık. Top bulamadığımız zaman ayağımıza ilk geçen konserve kutusunun ya da içi paçavralarla doldurulmuş bir yumağın peşinden koşar, bazen işi tek kaleye bağlardık

Bir zamanlar biz futbolu sokakta oynardık. Top bulamadığımız zaman ayağımıza ilk geçen konserve kutusunun ya da içi paçavralarla doldurulmuş bir yumağın peşinden koşar, bazen işi tek kaleye bağlardık. Hayatta en çok zevk aldığımız şeydi. Kendimiz oynayamazsak, başkaları için ve onların yerine heyecanlanır, topu gözlerimizle takip etmenin sevincini, zıplamanın, lanet okumanın, kucaklaşmanın ve kavga etmenin heyecanlarını tadardık.

Futbol hala öyle. Bize bizi ve acılarımızı unutturduğu için seviyoruz o topu gözümüzle takip etmeyi. Yüreğimizin ağırlığını hafifletiyor. Normalde birbirinden hazzetmeyecek, aynı renklere bürünmüş insanları kucaklaştırıyor, birbirlerini herkesten daha fazla seviyorlar bir anda, mutluluklar ya da ortak takım acıları onları başka bir evrene taşıyor.

Hele bir de kazandınız mı, mutluluk hormonu salgınızı durduramazsınız. Gözünüz o an yaşadığınız herşeye körleşir. Hatta kendi küçük dünyanızdaki gerçek acılar bile çok uzakta kalır.

Bugünlerde o sözünü etmeye çalıştığım başka evrene girdik. Brezilya hepimize abilik yaptı ve bize bu yeni dünyanın kapılarını açtı. Dört haftalığına bizi eğlenmeye davet etti. Seve seve kabul ediyoruz mutlu olmayı. Yaşadığımız herşeyi unutmaya da hazırız. Bir parça uyuşturulacağız. Sağolasın Brezilya, sana sonsuz teşekkürler.

Brezilya bu dünya şampiyonasına hazırlanmak için stadyumlar, limanlar ve havaalanları yaptı. Bu uğurda 13 milyar dolar harcadı. Herbirinde dört hafta boyunca 6 ya da 7 maç oynanacak 12 futbol tapınağı dikti. Küresel eğlencenin hizmetine dünyanın en pahalı futbol organizasyonunu sundu. Halk için harcanabilecek servetler, dört haftalık bir eğlence ve daha sonra hayalet yapılara dönüşecek stadyumlar için harcandı.

Eğlence için, prestij için, medya için, ekonomik rasyonalitesi olmayan yatırımlar yapıldı. Bundan dört yıl önce Güney Afrika nasıl milyarlarca dolar zarar ettiyse ve FIFA tarihinin en büyük karını yaptıysa, bu kez de Brezilya zarar edecek ve FIFA yeni bir kar rekoru daha kıracak. Kapitalizmin risksiz kar elde etme döneminin meyvalarını toplayacak.

Bize bu abiliği yapan Brezilya’nın FİFA standartlarına uygun olarak yaptırdığı stadyumlarının bulunduğu kentlerde halkın mutsuz kesimi ayaklanıyor, polisle çatışıyor.

Futbolu sanat seviyesine yükseltenlerin ülkesinde yaşayanlar futbol şampiyonasını bugün yine lanetledi.

Dört yıl önce Güney Afrika’da görünür hale gelen şampiyona perdesinin altında yaratılan sefalet (20 bin insan stadyum yapımı için evlerinden edilmişti) bu sefer ayyuka çıktı. Bu yılki futbol eğlencesi toplumun dışına itilmiş ve favelalarından (gecekondu bölgesi) şiddetle dışarı atılmış kitlelerin acıları üzerinde oynanıyor.

160 bin güvenlik görevlisi sadece bu şampiyona için seferber edilmiş durumda ve bu eğlencenin güvenliğini sağlıyor. İktidar dışarıdan gelecek bir saldırıdan çok kendi halkından korkuyor.

Stadyumlara ve diğer yapılara yer açmak için 170 binden fazla insan zorunlu göçe tabi tutularak yerlerinden edildi. Görünür noktalardaki favelalar Brezilya halkını utandırmasın diye yerle bir edildi. Dünya şampiyonası bahane edilerek şehirlerin yoksul bölgeleri “değerlendirildi”, kentsel dönüşüme tabi tutuldu. İnsanlar şehrin dışına atılarak görünmez hale getirilmeye çalışıldı.

FIFA’nın tekelinde yer alan satış haklarını zedelememek için oyunların oynandığı alanlar sokak satıcılarına kapatıldı, 300 bin civarındaki sokak satıcısının lisansları yenilenmedi ve kendi kaderlerine terkedildi. Onlar da FIFA’nın karları için görünmez hale getirildiler.

Halkın önemli bir kısmı yalnızca bu şampiyonaya harcanan milyarlarca dolara değil ama aynı zamanda bu harcamaların yapıldığı sırada ceplerini dolduran devlet bürokratlarına da kızgınlar.

Eğlenceler küreselleştilkçe, bu eğlencenin üzerinde oturduğu acılar da küreselleşti. Futbol devlet politikasının egemenlik kurduğu ve pisliklerini salgıladığı bir alana dönüştü.

Taştan kalelere atmaya çalıştığımız boş konserve kutusu peşinde koşarken çocuklar gibi şendik. Zaten de çocuktuk. İlk lastik topumuz olduğunda dünyalar bizim oldu ve o zaman dikişli futbol topu yalnızca hayallerimizi süslüyordu.

Zamanla sokaklar futbola kapandı. Top peşinde koştuğumuz yeşil alanlara siteler yapıldı. Futbol zevkimizi başka şekilde tatmin etmemiz gerekiyordu. Yılmadık, başkalarının sevincini seyirci olarak kendi sevincimiz yaptık.

Bu arada eğlence küreselleşti, ama eğlenceyi sırtlayan acılar da.

Yazarın Diğer Yazıları

Petrol fiyatları ve ekonomik kriz

Politik güç savaşları ve devletlerin çıkar çatışmaları bizi krizin kıyılarına atıyor

Troyka’ya başkaldırmak

Şişirilen servet ve para piyasaları üzerinden bir ülkenin nasıl iflasın eşiğine getirildiğini gözlemliyoruz

Syriza’nın tanrılarla savaşı

Parayı yönetenler ekonomik ve toplumsal hayatı, işçi haklarından şehirlerde ve köylerde nasıl yaşanacağına kadar herşeyi belirlemeye başladı