18 Temmuz 2024

Dil meseleleri, yeniden

Tamam, “ileti” mesaj demek ama, yerine göre “tvit” anlamında da kullanılabilir. Kaldı ki “message” için “mesaj” dendiğine göre, “tvit”e ileti dersek karışıklık da olmaz sonuçta

Dil düzeyleri

Tipograf Osman Tülü, epostasında yeni kuşakların "rica ediyorum" kalıbını yeterince bilmeden kullandığına dikkat çekiyor ve "'Rica etme'nin emretmenin kibarcası olduğunu düşünenler de var" diye ekliyor.

Bu mesele, dilbilimin "dil değişkeleri" ve "dil düzeyleri" gibi adlar verdiği olaylarla ilgili. Yani kullandığımız sözcük ve cümle yapılarının, içinde bulunduğumuz toplumsal duruma uyarlanması meselesi. Örneğin, birbirleriyle konuşurken argo kullanan öğrencilerin sınıfta öğretmenleriyle standart dili tutturmaları bir dil düzeyi değiştirme olayıdır.

Geleneksel ve resmî dil anlayışı gerçekten de "rica etmek" fiilinin "üst"ten "alt"a yönelik olarak kullanılmasını öngörür. Amir memura, üst kademedeki alt kademedekine "rica" eder. Tersi durumda, yani talep edenin amir değil de memur ya da alt kademede sayılan birisi olması durumunda, rica değil, "istirham" ya da "arz" edilir.

"İstirham" sözcüğü resmiyet dışında çoktandır kullanımda değil. Gerçi belli olmaz, geri dönmüş ya da dönüyor olması da olasıdır, özellikle muhafazakâr siyasetçiler ya da onların metin yazarları epeydir okkalı sözcük peşindeler, hatta bu hevesle Osmanlıca sözlük karıştırdıkları da tahmin edilebilir.

Daha modern çevreler hiyerarşi açısından daha "demokratik" bir dil kullanıyor sanıyorum. Bu konuda öncü denebilecek siyasetçi Bülent Ecevit'ti. Resmi yazışmalardaki tavrını bilmiyorum ama kendisinin fazlasıyla öz Türkçeci bir dili vardı...

"Rica etmek" konusunda bir de şehirlilik meselesi var tabii. Rica etmek, resmiyetin ve hiyerarşinin dışında, Tahsin Yücel Hocamızın "kentsoylu" demekte ısrar ettiği en varlıklı ya da aristokrat kesimlerin ayırt edici fiillerinden sayılır.

Bu noktalar daha çok, Radikal gazetesi yazarı rahmetli Hakkı Devrim'in "Dil Yaresi" diye şiirsel bir ad verdiği köşesinde değindiği konulardı.

Anmışken ekleyeyim: Ekşi Sözlük'te Hakkı Devrim'le ilgili notlar arasında "sesi ile tipi tezat olan insanlar" diye bir başlık da var. Talihsizlik. "Tezat", zıtlık demek. "Sesi ile tipi tezat oluşturan" demek istemiş kim yazdıysa. Ya da, "sesi ile tipi birbirine zıt olan insanlar…

İngilizceden gelenler

* * *

Twitter'ın, pardon -yeni köy ağasının verdiği adla X'in- çorba Türkçesi: "Gönderin gönderildi."

İletiniz gönderildi, demek istiyor.

Tamam, "ileti" mesaj demek ama, yerine göre "tvit" anlamında da kullanılabilir. Kaldı ki "message" için "mesaj" dendiğine göre, "tvit"e ileti dersek karışıklık da olmaz sonuçta. Orhan Koçak bir önceki yazısından söz ederken "bir önceki ileti" diyor örneğin, hem de bir kez değil, üç kez değil, her seferinde! Karışıklık doğuyor mu hiç?! (Bkz. k24kitap.org'daki ve birikimdergisi.com'daki yazıları.)

Twitter'ın "sen" diye seslenmesi var bir de. Sanki mahalle arkadaşımız kendisi. Bu kadar da ağalık olmaz yani.

* * *

satın almak

İngilizcenin etkisiyle, "inandırıcı bulmak" anlamında "satın almak" diyenler olduğuna daha önce de değinmiştim. (Bkz. Dil Meseleleri, s. 161). Bu kullanım adamakıllı yaygınlaştı ve bazen, bağlam dikkate alınmazsa tehlikeli anlamlar çıkabilecek kullanımlara yol açıyor. Örnek:

"Batı [filancayı] satın aldı." (Nevzat Çiçek, Sözcü tv, 27.6.24.) Batının o kişiyi inandırıcı bulduğunu söylemeye çalışıyordu Çiçek.

Gerçi bağlamdan ötürü, anlayan anlıyor belki ama, yine de tatsız. Bağlam bağımlısı durumlar bunlar.

Birbirine karıştırılanlar

öncül/öncel

"Öncel", selef demek. Kendisinden önce aynı görevde bulunan [kişi] de diyebiliriz. Gelgelelim, ses benzerliğinden olmalı, "öncül"le karıştırılıyor.

"Öncül" bir mantık terimi. "Akıl yürütmede başlangıç olarak doğru sayılan önerme" demek oluyor; premis, mukaddem.

Bunu daha önce de yazmıştım ama, Ömer Şişman'ın da dediği gibi, hata devam ediyor ve "öncel", galatımeşhur olma yolunda hızla ilerliyor.

Uzun lafın kısası

yazım biçimi

"İmla" yerine kullanılan "yazım" sözcüğü, "yazma biçimi" anlamına gelir. Dolayısıyla, "yazım biçimi" dediğinizde, "yazma biçimi biçimi" demiş oluyorsunuz.

Bu hatanın temelinde, "yazım" sözcüğüne olan bilinçdışı güvensizlik yatıyor olabilir. Ne de olsa, karıştırılmaya elverişli bir türetimdir bu anlamdaki "yazım". Tıpkı "edebiyat" anlamına gelsin diye türetilmiş olan "yazın" sözcüğü gibi, kullanışsız bir üründür.

Necmiye Alpay kimdir?

Çalışmaları dil üzerinde yoğunlaşan Necmiye Alpay 1946 yılında doğdu. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdi.

1978'de Paris-Nanterre Üniversitesi'nden uluslararası iktisat alanında doktora derecesi aldı. Mülkiye'deki öğretim üyeliği 12 Eylül 1980 darbesi ile başlayan süreçte sona erdi. İzleyen yıllarda akademide 'Türkçe' ve 'Yaratıcı Yazarlık' alanlarında dersler verdi.

2011 yılından itibaren uzun süre Radikal gazetesinde Dil Meseleleri üzerine yazdı. 2016 yılında İsviçre'nin Almanca PEN Merkezi tarafından onur üyeliğine seçildi. 

Kitapları

Türkçe Sorunları Kılavuzu (Metis Yayınları)

- Dilimiz, Dillerimiz / Uygulama Üzerine Yazılar (Metis Yayınları)

Dil Meseleleri / Uygulama Üzerine Yazılar II (Metis Yayınları)

Yaklaşma Çabası (Kanat Yayınları)

- Beklediler Gitmedik (Edebi Şeyler Yayıncılık)

Çevirileri

Freud ve Felsefe (Paul Ricoeur), Metis Yay.

- Kültür ve Emperyalizm (Edward Said, Hil Yayınları)

- Tarihsel Kapitalizm (I. Wallerstein, Metis Yayınları)

- Aydın Kesimi Üstüne (Vladimir İ. Lenin, Başak Yayınları)

- Modernleşmenin Eşiğinde Osmanlı Kadınları (Madeline C. Zilfi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları)

- Şiddet ve Kutsal (Rene Girard, (Kanat Yayınları)- Freud ve Felsefe (Paul Ricoeur, Metis Yayınları)

- Bilge Sokrates'in Ölümü (Jean Paul Mongin, Metis Yayınları / Küçük Filozoflar Dizisi)

- Martin Heidegger'in Böceği (Jan Marchand, Metis Yayınları Küçük Filozoflar Dizisi)

- Diyojen Köpek Adam (Jan Marchand, Metis Yayınları Küçük Filozoflar Dizisi)

Yazarın Diğer Yazıları

Taşın altında ne var?

Bahçeli’nin el sıkarak başlattığı Öcalan çıkışı AKP Genel Başkanı’nı zorladı. RTE her zorlukta yaptığı gibi önce uzun uzun sustu, sonra Bahçeli’yi “bilge” mevkiine oturtup överek “elini, hatta gövdesini taşın altına koymak” konusunu değerlendirdi. Belli ki her iki siyasetçi de birbirlerinden kopmayı göze alabilecek durumda değildiler

Trump ve Trevor Noah

Küreselleşmenin sıfır numara emperyal boyutunu Rosa Luxemburg ve Lenin anlatmışlardı. Trevor Noah da bir başka yolu hem içeriden hem dışarıdan aydınlatıyor

Ve melezler

Gaël Faye melezmiş. Annesi Ruandalı, babası Fransız. Eh! Gerçi her halinden Afrikalılık bilinci akıyor ama, yine de... Her durumda insana bir Ruandalı görmek iyi geliyor

"
"