14 Aralık 2023

Meclis’te mangal yapan iktidar vekillerine bakarken aklıma gelen: Gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir

Gıdadan barınmaya; milyonlarca kişi memleketinizde en temel ihtiyaçlarını gideremiyorsa Meclis’te mangal yapmaya utanırsınız…

Haberi okuyorum, fotoğrafa bakıyorum. Aklımda Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri’nden dizeler:

Gülemiyorsun ya, gülmek….

Bir halk gülüyorsa gülmektir…

Türkiye Büyük Millet Meclisi. Halkın, halkın temsilcilerinin yeri. Haber, T24’ten Namık Durukan’ın. Diyor ki, bütçe görüşmeleri sırasında iktidarın bir milletvekili, Meclis bahçesine mangal kurdurup özel olarak getirilen ustalara ciğerleri, etleri pişirtip dağıtmış. Hatta kendisi de ocağın başına geçip elleriyle pişirmiş.

Bütçe görüşmeleri sırasında milletvekillerinin zaman zaman kendi illerine ait kimi küçük ikramları olurdu ancak Meclis bahçesinde mangal çok yaygın olmasa gerek. Hem de bugünkü konjonktürde…

Hangi açıdan tutsanız Meclis’te et pişirme-dağıtma işi elinizde kalır.

AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepoğlu, Diyarbakır’dan özel olarak yaptırdığı seyyar ocağı TBMM Üyeler lokantası bahçesine kurdu

Eğer o Meclis’in, hem de iktidarın vekili iseniz sizin partinizin yanlış politikalarıyla ortaya çıkan ekonomik buhranda sıkıntı çeken yoksullar aklınıza gelir. 

Türkiye’de sosyal yardım alan hane sayısı bu iktidarın verilerine göre 2023’te 4,4 milyon olmuş durumda. Bir hanede ortalama 4 kişinin yaşadığı hesabıyla yaklaşık 18 milyon kişi yardıma muhtaç durumda…

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Avrupa Birliği (AB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yüksek gelirli ve üst orta gelirli ülkelerde çocuk yoksulluğunu inceleyerek “Zenginliğin Ortasında Çocuk Yoksulluğu” başlıklı bir rapor hazırladı. Rapora göre 69 milyondan fazla çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Türkiye çocuk yoksulluğunda AB ve OECD ülkeleri arasında Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer aldı. (Kaynak, BirGün Gazetesi) 

Yoksullar, derin yoksullar, işsizler… Gıdadan barınmaya; milyonlarca kişi memleketinizde en temel ihtiyaçlarını gideremiyorsa Meclis’te mangal yapmaya utanırsınız… Bırakın eti; en temel maddelere ulaşmaktan bahsediyorum.

Ya da Meclis’te aynı sıraları paylaştığınız Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, Genel Kurul’da konuşmasının ardından kalp krizi geçirip yoğun bakıma kaldırılmış, hayata tutunmaya çalışırken bu “etkinliği” yapmaya utanırsınız. Bitmez, iktidarı bir taraftan sözel olarak İsrail karşıtlığı yaparken öte yandan arkadan işleyen gemi ticaret trafiğine dair yaptığı atıfların ardından kalp krizi geçirmiş; hani “sizlerden bir kısım arkada olduğu için görmediğinden o yere düştükten sonra” izana sığmayacak cümleler sarf etmiştiniz… (Bu gemilerin trafiğini ortaya çıkaran gazeteci Metin Cihan’dır.)  

İsrail tarafından insanlık suçu işlenerek zulme uğrayan Gazze halkı gıdaya ve suya ulaşmada çok büyük sıkıntı yaşarken, memleketin Meclis’inde mangal yapmak ne savunduğunuz politikalara ne de bırakın politikayı; insani duruşa sığar.

Halktan, haklıdan, gerçeklikten kopuşun fotoğraflarıdır bunlar. Ve gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir… Hele de bu halkın vekili iseniz…

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir toplumun ‘ayarlarıyla’ oynamak: Bugün sırada kim var?

İktidar ‘korkut-belirsizlik yarat-yönet’ sisteminin artık iflas ettiğini er ya da geç görecek. Muhalefetteki ayrılıkları genişletip iktidarda kalacağını düşünmek, bunun sürdürebileceği fikrine yatırım yapmak, kendi sürelerini uzatma hesabı yaparken yoksulluğu-adaletsizliği derinleştirmekten başka bir şeye yaramıyor.

Sol seçmen "güçlü lider" arayışında, iktidar seçmeni "sistem değiştirecek lider"e açık, Kılıçdaroğlu davasının önemi

İktidar partisi seçmenleri de ‘sistemi değiştirecek bir lider arıyor.’ Yani ‘sistemin iflas ettiği’nin herkes farkında. ‘Yeni’ bekleniyor. Burada kritik nokta, kendini solda tarif edenler de dahil ‘sonuç’ güçlü liderden bekleniyor

Kaygıda ortaklık büyürken “Çözerse Erdoğan çözer” final yapıyor, iyi de kim çözer? 

Ekonomiden hukuka yaptığı yanlışlarla memleketi birbirinden farklı krizlere sokmuş olsa da her hâl ve karda özellikle kendi seçmeni ‘bir bildiği vardır’dan ‘din-güvenlik-ortak bizlik’ söylemini ‘satın almasına’, hemen her koşulda Erdoğan’ı destekledi. Uzun süre ‘Çözerse Erdoğan çözer’ tezi adeta Erdoğan için adı konulmamış bir ‘güven-destek’ sloganı oldU

"
"