27 Aralık 2010

Sınırı aşan sular

Dünyanın en önemli medeniyetlerinin ortaya çıktığı yer Mezopotamya. İlk toplumlar, ilk askeri

Ortadoğu oldum olası önemli bir coğrafya. 
Dünyanın en önemli medeniyetlerinin ortaya çıktığı yer Mezopotamya.  İlk toplumlar, ilk askeri düzen, İlk devlet, ilk siyaset, ilk buluşlar ve nehir eksenli ilk medeniyetlere örnek teşkil etmiş. İlk yazılı hukuk belgeleri, tarım, ticaret ve şehircilik burada ortaya çıkmış. Yazının bulunduğu coğrafya yine Ortadoğu. İlk alfabe, ilk rakamlar ve ilk yazılı anlaşma Ortadoğu coğrafyasının birer ürünü.
Dünya enerji kayaklarının yani petrolün  büyük bir bölümü bu bölgede. Coğrafi yapısıyla  çok önemli bir geçiş noktası, kutsal toprakların bulunduğu coğrafya  ve en önemli suyolları yine bu bölgede.
İlklerin coğrafyası ve  tarihin her döneminde  savaşların merkezi. 
Ortadoğu,  bir birini besleyen nedenlerle yüzyıllardır çatışmaların ortasında yer almakta. Karışanı da karıştıranı da çok  coğrafyanın.  Ana malzeme ise,  petrol ve su.
Dünya petrol rezervini  yaklaşık 156.7 milyar ton olarak alırsak, bu rakamın yüzde 63.3 Ortadoğu da  bulunmakta.
İşte bu yüzden de Ortadoğu  gizli ya da açık, savaş alanı ve bu yüzden de her bahanenin altından önce petrol çıkıyor.
Ortadoğu da petrolün değeri sadece rezervlerinin yoğunluğu, hacminin yüksekliği değil, aynı zamanda arama ve üretim maliyetlerinin görece çok düşük olmasından kaynaklanmakta. 

Bölgede su sorunu

Ortadoğu’da çıkacak savaşın sebebi petrole dayanmıyorsa bilin ki,   ‘’su’’ olacaktır.
Ortadoğu için  su, yaşamsal anlama sahip. Dünyanın en önemli suyolları bu coğrafyada. Öyle ki; dinler ve ideolojiler gibi su meselesi de halk yığınlarını kolayca ayaklandırabilmekte bölgede.
Dolayısıyla, sınır aşan sular  bölge için canlı bomba niteliğinde. 
Genellikle iki veya daha fazla devletin topraklarından geçen akarsular başka bir  deyişle ‘’sınır aşan sular’’ çatışmalara neden olmakta.
Bölgede, su kullanımının her geçen gün artması ve iklim değişikliği gibi nedenlerden dolayı mevcut ve sabit su kaynaklarının ihtiyaçları karşılayamayacak hale gelmesi üzerine, akarsuları paylaşan devletler arasında sorunlar giderek artmakta. 
Ortadoğu da yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü sorunu en fazla yaşayan coğrafyaların başında gelmekte. Çok önemli suyollarının bulunduğu bir coğrafya olmasının yanında mevcut ve sabit tatlı su kaynaklarının dağılımının dengeli olmaması, suya muhtaç ülkeler için çok önemli bir sorun oluşturmakta.
Bölgede  su sorunu,  artan talep ve “sorunlu ve sonlu” sulardan kaynaklanmakta. 
Bilindiği gibi bölge, sanayileşmesini tamamlayamayan ve ekonomisi halen tarıma endeksli olan bir yapıya sahip. Geleneksel yöntemlerle yapılan tarım endüstriyel kullanımdan çok daha fazla su tüketimine neden olmakta. Bölgede Suriye, Irak, Ürdün, Mısır, Yemen gibi tarım kesiminin ağırlıklı olduğu ülkelere ek olarak tarih boyunca topraklarında tarım yapılmamış bulunan Suudi Arabistan gibi ülkeler de yüksek maliyetlere rağmen devletin petrol gelirlerinden kaynaklanan teşvikiyle sulu tarıma yönelmekte.
Ortadoğu’da sorunlu olabilecek altı tane uluslararası nehir bulunmakta. Bunlar;  Nil, Ürdün, Litani, Asi, Dicle ve Fırat nehirleri.
Fırat ırmağı Doğu Anadolu ve Toroslar kaynaklı Karasu ve Murat suyu tarafından doğrulmakta. Suriye’den Fırat’a katılan Balik ve Habur ırmaklarının da Türkiye’den doğduğu göz önüne alınırsa Fırat’ın %98 oranında Türkiye kaynaklı. Fırat Basra Körfezi’ne dökülmeden 110 kilometre önce Dicle ile birleşerek Şatt-ül Arap suyolunu oluşturuyor. 
Dicle’nin Fırat’tan farkı Dicle’ye Anadolu’dan sonra İran ve Irak’tan önemli ırmakların katılması. 
Asi nehri Lübnan’da Bekaa vadisinden doğmakta, Suriye’yi geçtikten sonra Hatay’dan denize dökülmekte. Sularının büyük çoğunluğu Suriye tarafından kullanılan Asi nehrinden Türkiye ancak %2’lik kendi topraklarından kaynaklanan oran kadar yararlanmakta.
Ürdün nehri havzası İsrail-Suriye-Ürdün arasındaki sınır bölgesinde yer almakta. Ürdün nehri Fırat ve Dicle ile karşılaştırıldığında oldukça küçük kalmakla birlikte, doğduğu ve aktığı yol boyunca siyasi tansiyonun yüksek olduğu bölgelerden geçtiği için sularının kontrolü konusu yakın tarihe kadar çeşitli silahlı çatışmalara neden olmuş.
Nil ırmağı kollarıyla birlikte dünyanın en uzun ırmağı durumunda. Afrika kıtası boyunca tam dokuz ülkeye yayılmış. Nil havzasındaki en büyük sulanabilir topraklara sahip olan ülke, ırmağa hiçbir katkısı olmayan Mısır. 
Litani ırmağı ise uluslararası nehir statüsünde değil. Lübnan topraklarında doğup gene aynı ülkenin İsrail sınırı yakınlarında denize dökülmekte. Buna karşın yüksek sayılabilecek su potansiyeli ile İsrail tarafından bölgedeki su sıkıntısına çözüm olarak gündeme getirilmekte. İsrail, 1982’deki Güney Lübnan işgalinden sonra nehrin aşağı kısmını kontrolü altına almış durumda. Golan Tepeleri krizi de hali hazırda gergin olan İsrail ile Lübnan arasındaki krizi tırmandırmakta.
Türkiye'nin su zengini bir ülke olduğuna dair yaygın bir inanç var. Ancak dünyada su zengini sayılan ülkelerle karşılaştırıldığında böyle olmadığı açıkça görülmekte. Su zengini bir ülkede kişi başına yıllık su tüketimi ortalama 10.000 m3 olarak kabul edilmekte. Türkiye'de ise bu miktar 1430 m3 civarında.
Uluslararası hukukta söz konusu suların kesin bir tanımı bulunmamakta. Bu nedenle her devlet kendi çıkarına göre bir tanımlama yapmakta. 
Ortadoğu’da da her ülke karşılıklı güvensizlik içerisinde kendi su stratejilerini geliştirmekte.  Sonuçta bu yaklaşımın varacağı nokta, çatışma yani savaş.
Soruna taraf ülkelerin, çıkara endeksli  politika arayışlarının, uzun vadeli çözüm üretme şansı bulunmamakta. 
Sorunun uluslararası çapta değil bölgesel, yani soruna taraf ülkeler arasında çözülmesi çok daha gerçekçi. 
İzlenecek yol ise, ilgili devletlerin sınır aşan su politikasında bilimsel ve objektif ölçülerde tutarlılık oluşturması. Bunun oluşturulması, su verimliliğini en üst düzeye çıkaracak yöntemleri de gün yüzüne çıkaracaktır mutlaka.  
Ortadoğu’da savaş sebeplerini ortadan kaldırmadıkça savaşı önlemenin imkansız olacağını  anlaması gerek, tarafların ve taraf olanların.
Özetle, Ortadoğu’da petrolde için yapılanlara birde  ‘’su’’ eklenmemeli.  Çünkü, su için çıkacak savaşların bitmesi kolay olmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Altın fiyatları baskı altında

Almanya ve Fransa’nın 2 trilyon Euro’luk fonda anlaştıkları haberi küresel...

Altında güçlü bir hareket beklenmiyor

Küresel piyasalar büyüme endişeleri, Avrupa borç krizi ve Yunanistan

Altında 1500 dolar eşiği kritik

Bu ayın başlarında 1,920.30 $/ons ile rekor seviyeleri gören altın bu...

"
"