Geçen hafta başında, Çin’in yüksek enflasyon ve faiz politikasına yönelik endişeleri dengeleyebilecek unsurlar olduğundan bahsediyorduk. Nitekim, Fed’in faiz toplantısında niceliksel gevşemeye verdiği destek, ekonomik verilerin desteklediği olumlu görünüm, AB liderler zirvesinde “kalıcı kriz mekanizması” konusunda sağlanan uzlaşma gibi gelişmeler piyasaların Çin stresini atlatmasını sağladı. Bilindiği gibi AB’deki yeni mekanizma, ilk kez devletin likidite sorunu olduğu takdirde, bankalar ve yatırım fonlarından oluşan özel sektörün de devletin borçlarının bir kısmını üstlenmesini öngörüyor.
İrlanda hala “yatırım yapılabilir” ama “negatif” izlemede.
Uluslararası kredi derecelendirme Kuruluşu Moody's, İrlanda'nın kredi notunu beş kademe birden düşürerek ''Baa1'' seviyesine çekti; görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi. Kredi notu ancak üç kademe daha düşürülürse “yatırım yapılamaz” kategoriye geçmiş olacak.
Görünümün not indirimine karşın “negatif”te bırakılması, daha düşük büyüme performansı ya da bankacılık sisteminde istikrarı sağlamanın maliyetinin tahmin edilenden yüksek olması halinde yeni not indirimlerinin geleceğine işaret ediyor.
En son Kasım sonunda yaptığı iki kademe not indirimi ile mevcut durumda diğer kredi kuruluşlarına göre daha iyimser kalan S&P’den yakın zamanda yeni not indirim açıklaması gelebilir.
“2013 sonrası kriz mekanizması” tamam, peki öncesi?
Geçen haftaki iki günlük AB liderler zirvesinde, 2013 sonrası “kalıcı kriz mekanizması” konusunda genel bir uzlaşma zemini yaratıldı. Bilindiği gibi bu yeni mekanizma, ilk kez devletin likidite sorunu olduğu takdirde, bankalar ve yatırım fonlarından oluşan özel sektörün de devletin borçlarının bir kısmını üstlenmesini öngörüyor.
Ancak 2013 öncesi dönem için, özellikle 750 milyar Euro’luk fon büyüklüğünün artırılması ya da ortak tahvil çıkarılması konusundaki isteksiz tutum riskleri gündemde tutuyor. Fransa ve Almanya’nın içinde bulunduğu beş liderden AB komisyonu başkanına birlik bütçesinin dondurulması önerisi yapıldı. Özellikle, sorunlu birlik ülkelerinin yüklü itfa döneminin yaklaşıyor olması, borç sorunu endişelerinin bir süre daha piyasaları baskı altında tutmaya devam edeceğine işaret ediyor.
Olumlu verilere sınırlı tepkiler
AB borç sorununda devam eden endişeler, Kore’de yaşanan gerginlik ve Güney Kore’nin sıcak para önlemleri gibi risk unsurları karşısında, olumlu verilere tepki sınırlı kalabilir.
Ekonomik görünüme yönelik iyimser sinyaller, ham petrol fiyatlarının 88-89 dolar civarında tutunmasını sağlıyor. Altın fiyatlarında ise 1.360-1.370 dolar bandına bir gevşeme gözlendikten sonra, hafta başında AB sorunu ve Kore gerginliğiyle 1.380 doların üzerine yükseldiği gözleniyor. Tatilin yaklaşması ile likidite zayıf kalabilir bu ise düşük miktarlı alıma yol açarak birkaç dolarlık bir hareketlere yol açabilir.
Bu hafta piyasalar
Olumlu verilerin etkisi sınırlı kalabilir. Sorunlu AB ülkelerine ilişkin not indirim haberleri, yaklaşan yüklü itfa dönemi ve istikrar fonunun yeterli olamayabileceğine ait endişeler gibi risk unsurları piyasaların kalıcı bir yükseliş yaşamasına engel oluyor. Öte yandan, temel dinamiklerden yılın son çeyreği boyunca gelen güçlenme sinyalleri, ekonomik görünümle ilgili güvenin oluşmasını sağlıyor.
Ancak, son çeyrekte gözlenen ekonomik güçlenmede mevsimsel unsurların da katkısı bulunuyor. Güven ortamının kalıcı olarak tekrar tesis edilebilmesi için, bu etkiler ortadan kalktığında da iyimser sinyallerin korunuyor olması gerekiyor. Dolayısıyla, ekonomik verilerin önümüzdeki dönemdeki seyri oldukça kritik olacak. Güçlenme hareketinin devam ettiği gözlenene kadar da kısa vadede daha sakin ve yönsüz bir seyir izlenebilir.
Bu haftanın veri gündeminde yer alan ABD’de Aralık Michigan endeksi, Kasım mevcut ve yeni ev satışları, kişisel gelir ve harcama, dayanıklı tüketim ve revize üçüncü çeyrek büyüme oranı; Avrupa’da aralık tüketici güveni gibi açıklamalar olumlu sinyaller taşısa da risk iştahında sınırlı bir etki yaratabilir.