Geçtiğimiz hafta, küresel piyasalarda açılıştaki yukarı hareket, zayıf veri gündemi ve Almanya’nın yavaşlayabileceği açıklamalarıyla bir türlü sürdürülemedi.
IMF’den İrlanda’nın borç görünümünün hala kırılgan olduğu, Avrupa’da borç sorununun çözümünde kapsamlı bir plana ihtiyaç olduğuna dair açıklamalar ve kredi kuruluşu Fitch’in Yunanistan’ın kredi notunu üç kademe indirmesi de satış eğilimini destekledi.
Avrupa’da beklentilerin üzerinde gelen tüketici güveni verisinin olumlu etkisi sınırlı kaldı.
Euro-dolar paritesi, 1,43’ün üzerine yükselişini sürdürdükten sonra, Almanya’daki yavaşlama ve Avrupa borç krizi endişeleriyle 1,41’li seviyelere indi. Yeni haftaya bu seviyenin de altında başlangıç yaptığı izleniyor.
Büyüme belirsizlikleri ve veri eksikliğiyle, ham petrol fiyatları 96-97 dolar seviyesine kadar gerilemesine karşın, petrol talebinde artış sinyali veren raporla 100 doların üzerine yükseldi. Ancak, haftaya yine 98 dolar civarına gerileyerek başladığı görülüyor.
Altın fiyatları 1.500 dolar civarındaki dalgalanma hareketini sürdürdükten sonra, borç endişeleri ve altın talebinin yükseleceğine yönelik beklentilerle 1.510 dolar civarına yükseldi.
İtalya’ya not indirim tehditi
Kredi kuruluşu S&P, İtalya’nın kredi notunu teyid etmesine karşın, not görünümünü “durağan”dan “olumsuz”a çekmesiyle, not indirim riskine dikkat çekti. Hükümetin zayıf ekonomik büyüme hedefi ve borç krizinin sıçrama endişesinin ülkeye yönelik daha temkinli bir tutuma neden olduğu anlaşılıyor.
IMF başkanlık süreci başlıyor. IMF İcra Direktörleri Kurulu, bugünden itibaren aday başvurularını kabul edecek. Aday başvuruları 10 Haziran'a kadar yapılabilecek ve yeni başkanın 30 Haziran'a kadar seçilmiş olması hedefleniyor.
Geleneksel olarak başkanlığı Avrupalı biri üstlendiğinden, Avrupa’nın uzlaşma sinyali verdiği Fransa’nın Maliye Bakanı Christine Lagarde favori aday olarak ön plana çıkıyor. Seçim sürecinin çok fazla uzamadan sonuçlanması, özellikle Avrupa’nın borç krizinin yönetimi açısından kritik bir önem taşıyor.
Gelişmiş ülke ekonomilerinin büyüme hızında gözlenen yavaşlamanın ne kadar şiddetli olduğuna dair belirsizlik süreci devam ediyor.
ABD ekonomisinden karışık sinyaller gelirken, Avrupa bölgesinde göreceli bir istikrar dikkat çekiyor. Özellikle, Yunanistan ve İtalya’ya gelen olumsuz haberlerle endişelerin yükseldiği borç krizinin yönetiminde büyüme tablosunun korunması oldukça önemli. Öte yandan ABD’deki zayıf büyüme sinyallerine karşı, Fed’in politika desteği piyasaların kırılganlığını azaltmada önemli bir etken.
Haziran sonunda ek likidite genişlemesi sona erecek olmasına karşın, yılın ikinci yarısına mevcut likiditenin korunmasına devam edilerek başlanacak olması ve likidite azaltılması için aceleci davranılmayacağına işaret edilmesi, ekonomik verilerden gelebilecek zayıf sinyallere karşı piyasaların dayanıklı kalmasını sağlayabilir.
IMF’nin yeni başkanı konusunda uzlaşma sağlanması, sorunlu AB ülkelerine yönelik stratejilerde zaman kaybedilmemesi açısından kritik bir unsur haline geliyor.
Geleneksel olarak Avrupalı bir temsilcinin seçilmesi ön planda.
Yani, küresel krizle birlikte gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı artmış olmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerden bir adayın seçilmesi daha düşük bir olasılık olarak kalıyor.