18 Ağustos 2011

Euro’yu korumada kararlılık sürüyor

Fransa ve Almanya liderlerinin kritik zirvesi öncesinde, borç krizinin çözümüne yönelik somut adımların...


Fransa ve Almanya  liderlerinin kritik zirvesi öncesinde, borç krizinin çözümüne yönelik somut  adımların çıkmayabileceği endişesiyle satış eğiliminin ön plana çıktığını  izledik. Almanya ve Avrupa bölgesinde beklentilerin altında kalan ikinci  çeyrek büyüme rakamları da piyasalardaki zayıflama eğilimini destekledi.
İspanya’nın 6 milyar Euro gibi önemli  bir borçlanma hedeflediği 12 ve 18 aylık ihalelerinde, toplam 5,7 milyar Euro  borçlanma ile planlanan düzeye yaklaşılmış olması piyasalardaki tansiyonun  daha da artmasını engelledi. İhalelerde, teklif / satış oranları önceki  ihalelere göre düşük düzeyde kalırken, borçlanma faiz oranları da geriledi.
Yunanistan’ın 1,3 milyar Euro  borçlandığı 13 haftalık bono ihalesinde de, benzer şekilde teklif / satış  oranı düşük gerçekleşti ancak faiz oranında gerileme yaşandı. İhalede  yabancıların alım oranı % 23 oldu.
Diğer taraftan, ABD ekonomisinden Temmuz  ayına ait ılımlı konut ve üretim verileri, büyüme görünümüne ilişkin  endişelerin yatışmasını yaradı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu  Fitch’in ABD’nin kredi notunu 3A olarak teyit ederken görünümünü  de “durağan”da tutması, kısa vadede not indirimi riskini  azalttığından tansiyonu azaltıcı diğer bir unsur oldu. Ancak, ülkenin genel  borç seviyesinin 3A kredi notuna sahip diğer ülkelerden yüksek olduğunu  söylemesi, mali tedbirlerin kararlı bir şekilde uygulandığı gözlenene kadar  not görünümüyle ilgili endişelerin baskı kurmaya devam edeceğine işaret  ediyor.

Euro’yu korumada kararlılık sürüyor
Almanya ve Fransa’nın kritik  zirvesinden, Euro bölgesini desteklemeye yönelik iddialı bir plan üzerinde  çalışıldığı ve Euro Bölgesi Ekonomi Konseyi kurulması mesajı çıkmasına  karşın, hala uygulanma aşamasıyla ilgili ayrıntıların net bir şekilde ortaya  konmamış olması hayal kırıklığı yarattı. Ayrıca, Eylül ayı gibi finans  sektörüne yönelik vergi gelebileceği açıklaması da, piyasaların hoşuna  gitmedi.
Euro tahvil konusu ise, beklediğimiz gibi  uzak durulan ve ancak ortak maliye politikasına geçiş zemini hazırlandıktan  sonra düşünebilecek bir seçenek olarak kaldı. İlk adım olarak da, üye  ülkelerin tamamının finansman dengesini taahhüt etmesi ve bu taahhüdü 2012  yaz dönemine kadar anayasalarına yazması teklif edildi.
Kurtarma fonunun büyüklüğü, esnekliği ve  onaylanma aşamasıyla ilgili ise herhangi bir karar alınmadı.
Görüldüğü gibi, artık sözlü taahhütlerin  kalıcı bir rahatlık sağlayabileceği dönemleri geride bırakmış durumdayız ve  borç dinamiklerini iyileştirmeye yönelik somut adımlar atılmadığı sürece  piyasalardaki dalgalanmaların ve riskten kaçınma eğiliminin devam etmesi  beklenebilir.
Avrupa’da  Temmuz nihai rakamlarına göre yıllık enflasyonun % 2,5’te kalıp  kalmayacağını; ABD’de ise emtia fiyatlarında yaşanan düzeltme sürecinin  üretici fiyatlarına ne oranda olumlu yansıyacağını izlemek gerekiyor. Enflasyonda  olumlu sinyaller, büyümede aşağı risklerle karşı karşıya olan merkez  bankalarına parasal genişlemede alan yaratacaktır mutlaka.
Borç  krizlerinin güvenli yatırım araçlarına yönelimi güçlendirmesiyle, İsviçre  Frangı da aşırı değerlenme sıkıntısı ile karşı karşıya. Küresel piyasalardaki  dalgalanmaların arttığı son dönemde İsviçre merkez bankasının para biriminin  daha fazla değer kazanmaması için sözlü ve operasyonel müdahalelere  devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları

Altın fiyatları baskı altında

Almanya ve Fransa’nın 2 trilyon Euro’luk fonda anlaştıkları haberi küresel...

Altında güçlü bir hareket beklenmiyor

Küresel piyasalar büyüme endişeleri, Avrupa borç krizi ve Yunanistan

Altında 1500 dolar eşiği kritik

Bu ayın başlarında 1,920.30 $/ons ile rekor seviyeleri gören altın bu...

"
"