Avrupa’da yeni yılın ilk haftası karışık ama olumlu tarafı ağır basan ekonomik sinyallerle geçti.
Ancak, Avrupa’da Aralık sanayi ve ekonomik ortam güven endeksleri, Almanya’da Kasım sanayi siparişleri beklentilerin üzerinde çıksa da Avrupa’da Kasım perakende satışları zayıf kaldı.
Bu hafta, AB’nin borçlu ülkeleri Portekiz, İspanya ve İtalya’nin tahvil ihracatı var ve Euro Bölgesi'nin tamamında 21.3 milyar euro'luk borçlanma gerçekleştirilecek. Bunun 11.3 milyar euro'su ise bu üç ülkeyi kapsıyor.
Portekiz çarşamba günü gerçekleştireceği 5 ve 10 yıl vadeli tahvil ihaleleriyle piyasadan 1.25 milyar Euro borçlanacak.
Portekiz için zor bir hafta; çünkü tahvil ihracatında ortaya çıkacak faiz oranı oldukça kritik.
Portekiz geçtiğimiz hafta yüzde 7.3 faizle borçlanabildi. Euro Bölgesi için oldukça yüksek bir rakam bu. Portekiz bu seviye düşüremezse, borcunu çevirememe riski ortaya çıkacaktır.
Portekiz’in 2010 sonu itibariyle bütçe açığını gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 7.3'e olarak hedeflemiş olsada bu pek olası gözükmüyor.
Euro bölgesinin bu haftaki tahvil ihracı kötü geçebilir. Bunun en önemli sebebi, piyasanın yaşadığı tedirginliğin halen devam ediyor olması.
Tahvil ihracı kötü geçerse ne olur?
Haliyle Euro kötü etkilenir, borçlanma faizi yükselir ve AB ve IMF yardımı zorunlu hale gelir. En kötüsü, piyasada tedirginlik havası tetiklenmiş olur yeniden.
İspanya’ya Çin desteği
Hatırlarsanız; Çin, krizin vurduğu Avrupa Birliği ülkelerinin kurtarılması için AB ve Uluslararası Para Fonu tarafından oluşturulan 750 milyar Euro tutarındaki fonun krizi çözmeyeceğini söylemişti.
Çin’den, sorunlu AB ülkelerine destek geldiğini de biliyorsunuzdur.
Çin, şimdi de Yunan ve Portekiz’de olduğu gibi İspanya’dan da tahvil alımı yapacağını açıkladı. Miktar 6 milyar Euro civarında.
Bu rakam oldukça iyi ve İspanya’ya ve dolayısıyla da Euro’ya önemli destek verecek.
Çin’in Euro yatırım yapmasının belli başlı iki sebebi var. Birincisi; Çin, Avrupa'nın gelecekte de Çin'in döviz rezervlerine yatırım açısından önemli bir pazar olarak görüyor. İkincisi ise, küresel krizin uzaması herşeyden önce Çin’in büyümesini engelliyor.
İspanya, Portekiz’in içine düştüğü güç durumdan da etkileniyor. Portokiz’in piyasalarda yarattığı güvensizlik dalgası, İspanya’nın bundan ayrıca etkileneceği algısını güçlendiriyor.
AB, Euro’nun geleceği için bir şekilde bu algıyla da başetmek zorunda.
Sonuç olarak, Euro bölgesi bu hafta çok kritik sonuçlara gebe. İspanya ile Portekiz'in uzun vadeli tahvil ihraçları piyasaların riskli Euro Bölgesi ile ilgili önemli kararlar almasına neden olabilir.
Pozisyon alacakların bu haftayı iyi analiz etmesinde yarar var.
Çin’in 2011 kur ve para politikası
Çin Merkez Bankası Başkanının açıklamalarına göre, Çin ekonomisi 2011’de yüzde 10 cıvarı büyüyecek. Banka, 2011'de ihtiyatlı bir para politikası uygulayacağını da açıkladı.
Çin Merkez Bankası’nın 2011 hedefleri ise; ekonomik yeniden yapılanmayı desteklemek, finansal reformları ve finansal innovasyonu ileriye götürmek, finans sektöründeki sistemsel riskleri engellemek.
Bildiğiniz gibi Çin'in büyük dolar rezervlerine sahip ve yaklaşık 800 milyar doları var.
Pekin hükümeti, 2011’de de ihracatçılara destek için Yuan’ın ABD Doları karşısında değerini sabit tutma hevesinde. Ancak bu yıl bunu sürdürmesi oldukça zor gözüküyor.
Çin hükümetinin döviz piyasası düzenleyici kurumundan gelen açıklama, bu yıl içinde sıcak para girişi ile de mücadele edeceklerini gösteriyor. Açıklamaya göre, Yuan’ın esnekliği döviz sepeti karşısında artırılacak. Bunun anlamı, uluslararası dengeler gözetilecek ve yuan’ın değer kazanması baskılarına karşı ılımlı bir yaklaşım izlenecek. Nitekim hükümet, sıcak para ve enflasyon riskleri ile mücadelede faiz ve faiz dışı önlemleri kullanmada oldukça kararlı. Bu durum Yuan’ın değer kazanma yönündeki baskılara destek verecektir.