Türkiye ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde de büyüme ivmesini sürdürerek, yılı % 8,9 gibi oldukça güçlü bir büyüme oranı ile bitirdi. Ortalama piyasa beklentisi % 8,5 iken, son çeyrekteki büyüme oranı % 9,2’ye ulaştı.
Böylece geçen yıl, 2005 yılındaki % 8,4’lük büyüme oranının üzerine çıkılırken, 2004 yılında kaydedilen % 9,4’lük 1987 yılından sonraki rekor seviyeye de yaklaşılmış oldu.
Mevsimsel düzeltilmiş veriler de, son çeyrek itibariyle büyüme ivmesinin devam ettiğini gösteriyor. Son çeyrekte % 3,6’lık büyüme sonrasında, 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren aralıksız kümülatif büyüme % 21’e ulaşmış.
12 aylık düzeltilmiş rakamlar da, kriz öncesi seviyelerin üzerinde bir milli gelir rakamına işaret ediyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde de, güçlü baz etkisine rağmen, iki haneli yüksek bir büyüme oranına ulaşılabilecek gözüküyor. Geçen yılın ilk çeyreğinde % 12’lik bir büyüme oranı elde edilmişti. Para politikası tedbirlerinin ilk çeyrekte iç talep üzerindeki etkisinin sınırlı kalması, büyüme oranının bu dönemde de yüksek çıkabileceğinin işaretini veriyor.
Son çeyrek büyüme oranlarının ayrıntılarına bakıldığında, iç talep kaynaklı bir büyüme dikkat çekiyor. Hem yatırım hem de tüketim harcamalarındaki artış devam ediyor. Kamu sektörü ise, özel sektöre göre daha sınırlı olmakla birlikte artış trendine katılmış. Stoklarda ise, mevsimsellikten kaynaklanan bir azalış söz konusu.
Geçen yılın yüksek baz etkisi, para politikası önlemlerinin ikinci çeyrekten itibaren beklenen yavaşlatıcı etkisi, dış talepte hala devam eden belirsizlikler gibi unsurlar göz önüne alınarak, bu yıla ilişkin % 4,5’lik büyüme tahminimizi koruyoruz.
Dış açıkta Şubat itibariyle de ciddi bir yavaşlama kaydedilmiş değil. Aylık ithalat rakamı 17,5 milyar dolar ile tam beklediğimiz seviyede gelirken, önceki aya göre de % 3,6’lık bir artış gösterdi. İthalattaki yıllık artış oranı ise % 48,7 gibi oldukça yüksek bir seviyede. Ayrıca, mevsimsel düzeltilmiş veriler de, ithalattaki artışın hız kesmekle birlikte devam ettiğini gösteriyor.
Bu durumda, Mart verilerinden itibaren belirgin bir yavaşlama görülmemesi, para politikası önlemlerinin etkinliğine yönelik endişeleri daha da artıracak ve Merkez Bankası’nı yeni önlemler alma konusunda daha da sıkıştıracaktır.
Olumlu bir gelişme olarak, ihracat tarafında sınırlı da olsa bir iyileşme dikkat çekiyor. Aylık ihracat 10,1 milyar dolara çıkarken, yıllık büyüme oranı da % 22,2’ye ulaşmış görünüyor. Mart ayına ait öncü veriler 11,5 milyar dolar civarında daha güçlü bir rakamın gerçekleşebileceğini gösteriyor.
Yıl sonu ihracat tahminimiz 125 milyar dolar.
Ancak, küresel ekonomide belirsizliklerin sürmesi, ithalatta hala yavaşlama eğiliminin başlamamış olması ve artan petrol faturası gibi nedenlerden dolayı bu yıla ait cari açık tahminimizi 57,5 milyar dolar ile milli gelirin % 7’sinin üzerinde bir seviyede bekliyoruz. Geçen yıl açık tutarı ise 48,6 milyar dolar ile milli gelirin % 6,6’sı olarak gerçekleşmişti.