Haftaya, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in Pakistan’da öldürülmesi haberi ve güçlü bilançolarla olumlu bir başlangıç yapıldı. Ancak, bölgesel risk unsurları ve ekonomik gelişmelerin seyri bu tutumun korunup korunamayacağını gösterecek.
Geçen hafta; Fed’in yavaş çıkış sinyalleri sonrasında yükseliş eğilimi güçlenen dış piyasalar, güçlü kar rakamları ve ekonomik verilerle gücünü korudu. Böylece, kar satışlarının etkisi geçici oldu.
Merkez bankalarının politika yaklaşımlarıyla ilgili olarak, hem Avrupa’dan hem de ABD’den geçen Cuma günü gelen kritik veriler mevcut yaklaşımlarını destekler nitelikteydi. Avrupa’da enflasyon oranı yüksek ve güven endekslerinde ılımlı yavaşlama, Avrupa merkez bankasının enflasyon riskleri konusundaki “tetikte” yaklaşımında soru işaretlerinin oluşmasına engel oldu.
ABD’de ise, beklentilere paralel ılımlı enflasyon ve tahminlerin hafif üzerinde kişisel gelir ve harcamalar, ve zayıf Chicago PMI endeksi Fed’in gevşek para politikasından yavaş çıkış eğilimini destekledi.
Euro-dolar paritesi de, iki merkez bankası yaklaşımındaki farklılığın korunmasıyla, 1,48’in üzerindeki güçlü seyrini devam ettirdi.
Altın fiyatları, zayıf Dolar ve likidite genişlemesinin devam etmesiyle 1.550 doların üzerine çıkarak genel yükseliş trendini korudu.
Ham petrol fiyatları ise, büyüme hızındaki yavaşlamaya karşın, bölgesel gerginlikler ve zayıf Dolar nedeniyle 113 dolar civarında dalgalandı.
Çin Merkez Bankası
Çin’de hafta sonu açıklanan ve beklentilerin altında kalan Nisan imalat verisi, enflasyon riskleri ile karşı karşıya olan Çin merkez bankasını parasal sıkılaşma politikasında zorlayabilir.
Aslında, gelecek hafta açıklanacak Nisan verilerinde yıllık enflasyonun % 5,4’ten % 5,5’e sınırlı bir artış göstermesi bekleniyor. Ancak, enflasyonun ikinci çeyreğin sonuna kadar % 6 düzeyine ulaşabileceği ve ikinci yarıda ise ancak % 5 civarına gerileyerek % 4’lük hedefin üzerinde kalacağı öngörülüyor.
Dolayısıyla, geçen aybaşında olduğu gibi, enflasyon rakamından önce yine bir faiz artışı baskısı ile karşılaşılabilir. Özellikle son dönemde Çin merkez bankasının, Yuan’ın daha hızlı değerlenmesine izin verebileceği yönünde sergilediği ılımlı tavır bu olasılığı artırırken.
Ancak, büyümede yavaşlama sinyalleri, parasal sıkılaşma adımlarının önümüzdeki dönemde yaratacağı etkilere karşı endişeli bir tutuma neden olabilir. Bu da, hem emtialar hem de hisse senedi piyasasında düzeltme hareketi baskılarını ön plana çıkarabilir.
ABD’de bugün açıklanacak Nisan ISM endeksi, Banka’nın büyüme konusundaki endişelerinin haklı olup olmadığının testi niteliğinde olabilir. Endekste belirgin yavaşlama, Fed’in uzunca bir süre düşük faiz ortamının korunacağı temelli politika anlayışını haklı çıkaracak; aksi durumda politika ile ilgili soru işaretleri oluşabilir. Ayrıca oto satışları da, ekonomik aktivite ile ilgili ek bilgi verecek.
Geçen hafta Fed’in kritik toplantısından sonra, bu hafta da merkez bankalarının toplantılarına odaklı bir seyir izlenebilir. Aslında önümüzdeki dönemin, ekonomik verilerin merkez bankaları politikalarının testi çerçevesinde değerlendirileceğini söylemek yanlış olmaz.
Hem Fed’in büyümedeki aşağı yönlü risklere karşı hassasiyetiyle gevşek para politikasını devam ettirme kararının, hem de Avrupa merkez bankasının emtialardaki yükselişlerin enflasyonda yarattığı baskılarla parasal sıkılaşmada “tetikte” olan tavrının sorgulanacak olmasından bahsediyoruz.
Öte yandan Avrupa merkez bankası, bu haftaki toplantısında enflasyon risklerinde “tetikte” kalıp faiz artışlarının devamında net olmayabilir. Enflasyondaki yükselişe karşın, büyüme hızında yavaşlama, geçen ayki toplantıdaki “şahin” yaklaşımını bir nebze yumuşatabilir.
Fed politikası ile ilgili olarak, bu hafta açıklanacak Nisan ISM endeksleri ile istihdam verileri, Banka’nın büyüme konusundaki endişelerinin haklı olup olmadığının testi niteliğinde olacak.
ISM endekslerinde yavaşlama ve özellikle tarım dışı özel sektör istihdamında 200.000 kritik seviyesinin altına inilmesi, Fed’in uzunca bir süre düşük faiz ortamının korunacağı temelli politika anlayışını haklı çıkaracak; aksi durumda Banka’nın geride kaldığı endişesini artırabilecek.