Altın fiyatları, ABD’deki kritik toplantı öncesinde ekonomik veri desteğiyle gevşeme eğilimini sürdürerek 1.720 dolar civarına kadar gerilemiş durumda. Düşüşte fiyatların çok şiştiği algısı önemli rol oynadığı gibi, teknik olarak da aşırı pahalı olduğunun konuşuluyor olması etkili oluyor.
Piyasa, yaklaşık 100 doları aşan düşüşü (%5.58) sürpriz olarak karşılamıyor zaten.
Haliyle, satışlar da güvenli limandan kaçış değil, kar realizasyonundan daha çok. Altın piyasasının daha güvenli ve kalıcı yükselmesi için ciddi düzeltmeler yaşaması gerektiği ortak kanı. Önümüzdeki birkaç günü iyi izlemekte yarar var. Açıklanacak olan birkaç veri altının yönünü tayin edici olacak.
Küresel ekonomiye yönelik karışık sinyaller gelmeye devam ediyor.
Önceki gün ABD’de Richmond Fed, yeni ev satışları; Avrupa’da tüketici güveni ve ZEW endeksi beklentilerin oldukça altında kalarak büyüme endişelerini dolayısıyla Fed’den teşvik planı beklentisini artırırken, ABD’den gelen güçlü dayanıklı tüketim mallarına ilişkin siparişler ve Almanya’da ılımlı IFO endeksi büyüme görünümüne ilişkin karamsarlığı azaltmış oldu.
Dolayısıyla, veriler sonrasında güçlenen alım eğilimi, Fed’in desteğine ilişkin soru işaretlerinin gündeme gelmesiyle önce kar satışları tarafından takip edildi.
Piyasalar da iyimserlik giderek yükseliyor.
AB tarafında, Yunanistan ile ilgili olarak teminatlar konusundaki anlaşmazlık nedeniyle ikinci kurtarma paketinin gecikeceği yolundaki endişeler ve Almanya’nın Euro tahvil konusundaki itirazını sürdürmesi karşısında tedirgin bekleyiş de sürüyor.
Sorunlu ülkelerle ilgili artan tedirginlik karşısında, Avrupa Parlamentosu ekonomi komitesinin 29 Ağustos'ta özel bir toplantı yaparak Euro bölgesinin durumunu ele alacak olması piyasaları yatıştırmış oldu. Ekonomi komitesinin bu özel toplantısına Eurogroup Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet ve AB Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn katılacak.
Toplantıda görüşmelerin, piyasa güveninin onarılması çerçevesinde gelişmesi beklenenebilir.
Ayrıca, Fransa hükümeti de 11 milyar Euro’luk yeni önlem paketini açıkladı. Paketin 6 Eylül’de parlamentoda görüşülmesi bekleniyor.
Ham petrol fiyatları da, büyümeden gelen karışık sinyallerle 85-86 dolar civarında dalgalanıyor. Beklentimiz bu dalgalanmanın bir süre daha devam edeceği yönünde.
İşsizlik başvuruları makul seviyede kalacak mı?
Yaklaşık bir aydır 400.000 kritik seviyesine yakın rakamlarda oluşan haftalık işsizlik başvurularının bugünkü rakamlarda da ılımlı görünümünü koruyup koruyamadığına oldukça önemli. Ancak, bugün yapılacak kritik toplantıda gelecek açıklamalar, Fed’in desteğine ilişkin beklentileri şekillendirmeyle sınırlı kalabilir.
İç Piyasanın seyri
Küresel piyasalardaki olumlu beklentilerin öne çıkma gayretinin içeride de karşılık bulduğu görülüyor. Merkez Bankası’nın son toplantısında politika faizlerinde değişikliğe gitmemesi de, iç piyasalardaki kırılganlığın azalmasında etkili oluyor. Ancak, yaklaşan Bayram tatili dolayısıyla riskten kaçınma eğilimi yükseliş hareketini sınırlandırıyor.
Ekonomi yönetimi Merkez Bankası’na desteğini yinelemiş durumda. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası’nın hem kur konusundaki sinyali hem de döviz piyasasıyla ilgili atmış olduğu adımlara destek verdiğini vurguladı zaten.
Babacan, Eylül ayının ekonomik ve finansal görünüm açısından oldukça önemli olacağının sinyalini vermiş oldu. Özellikle, G-20 Bakanlar Toplantısı, Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantıları, BM Genel Kurulu gibi kritik zirveler piyasa trendlerinin şekillenmesi açısından önemli olabilecek.
İmalat sanayi kapasite kullanım oranı Ağustos ayında 0,7 puanlık artışla % 76,1’e yükseldi. Mevsimsel düzeltilmiş verilerde ise 0,9 puanlık bir artış dikkat çekiyor.
Böylece, yılın ikinci ayından itibaren genel bir düşüş trendinde olan düzeltilmiş verilerde kapasite kullanım oranı, Ağustos ayında % 74,3 seviyesine yükselmiş görünüyor.
Yükselişi daha çok ara malı üretiminin desteklediği, dayanıklı tüketim mallarında ise yavaşlamanın gerçekleştiği izleniyor.
Kapasite kullanım oranındaki yükseliş, Merkez Bankası’nın büyümede belirgin yavaşlama senaryosunu pek desteklemiyor.
Diğer taraftan reel kesim güven endeksine bakıldığında, hem açıklanan hem de düzeltilmiş rakamlarda düşüşün korunduğu gözleniyor. Gelecek dönem üretim ve sipariş beklentilerinde düşüş söz konusu.
Kapasite kullanım oranıyla ilgili rakamlara yönelik ihtiyatlı yaklaşım nedeniyle, güven endekslerinde yaşanan düşüşün üretim gerçekleşmelerine yansıyıp yansımayacağı önemli olacak.
Ancak, mevcut durumda resesyon riskini destekleyen bir tablonun görünmemesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin devamı konusunda daha çekimser davranmasına neden olabilir. Bu beklenti de, kur tarafındaki baskının azalmaya devam etmesini sağlayabilir.