Uzun yıllardır dönem dönem hayatımıza giren bir figür Göksal Kaya... Metroda giderken bir vatandaş tarafından "keşfedilen" Kaya, TV kanallarına konuk olarak kısa sürede kendine çok önemli bir isim yapacaktı: "Atatürk'e benzeyen adam"!
Gerçekten de bakıldığında; kaşıyla, saçıyla, gözüyle Atatürk'ü andıran biri vardı karşımızda. Bu durum "devlet büyükleri"nin de ilgisini çekiyor, Göksal Kaya törenlerin, kutlama ve açılışların vazgeçilmezi oluyordu. Kâh Anıtkabir'de Devlet Bahçeli ile yan yana görüyorduk onu, kâh dönemin CHP'li Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile 29 Ekim yürüyüşünün en ön safında!.. Kartvizitinde "aktör" yazan bir profesyoneldi artık Göksal Kaya...
Meclis fotoğrafları iyi de 'sarışın hanımlar' biraz sorunlu!
Derken ne olduysa bu yıl oldu. Kaya'nın birbirinden ilginç (!) fotoğraf ve videoları sosyal medyada dolaşıma sokuluyor, tepkiler çığ gibi büyüyordu! Bir bakıyorduk ki Kaya, Deniz Kuvvetleri'ni ziyaret ediyor ve asker selamıyla karşılanıyordu! Bir diğer karede onu, sokakta subay üniformasıyla gezerken görüyorduk. Şimdi herkes Kaya'nın "rolüne" kendisini fazla kaptırdığını, bir şeylerin çığırından çıktığını konuşuyordu.
Özel hayatına dair görüntüler ise bu tartışmalara tüy dikecekti! Masasına iskender kebabı getiren garson bile ona "Paşam!" diye hitap ediyor, Kaya hiç bozuntuya vermiyordu! Derken "kitsch" bir düğün sahnesinde, kendisine ayrılan tek kişilik masada görüyorduk onu. Elinde sigarası, Kulüp Rakısı'nı yudumluyor, fonda çalan "tuhaf" şarkı eşliğinde düğün sahiplerini selamlıyordu. Bazı "sarışın hanım"larla çektirdiği fotoğraflar da tabloya eklenince kahramanımız, Atatürk'ün anısını "istismar" etmekle suçlanacaktı. Meclis önünde hayranlarıyla poz vermesi iyiydi de; Atatürk'ü düğün, kebap ve kadınlarla yan yana getirmek hiç yakışık almıyordu!
'Lenin ve Obama oluyor, Atatürk neden olmasın?'
Oysa Göksal Kaya, bu durumda herhangi bir tuhaflık görmüyordu. Yurt dışında Lenin ve Obama gibi liderlerin de "benzerleri" olduğunu söylüyor, onların sokakta fotoğraf başına 5 dolar kazandıklarını hatırlatıyordu. Neticede o, tüm Türkiye'yi gezip on binlerce kişiyle fotoğraf çektirse de tek kuruş almıyordu.
Peki ya kendisini gerçekten Atatürk sanmasına ne demeli? Sosyal medya kullanıcılarından Ahmet Hakan'a pek çok kişi, Göksal Kaya'nın çizgiyi aştığını düşünüyordu. Tarihe geçmiş bir liderin böyle bir temsiline herkes karşı çıkmalıydı. Hatta İsmail Saymaz'a göre Atatürk'ün soyadını kullanmak nasıl yasaksa, böyle bir benzerinin de "yasaklanması" şarttı!
Problem Göksal Kaya'da mı, halkta mı?
"Ben kimseye zorla 'paşam' dedirtmiyorum" diye kendini savunan Göksal Kaya'nın hikâyesi bize bir yönüyle Orhan Kemal'in "Müfettişler Müfettişi"ni hatırlatıyor. Kendisi hiçbir beyanda bulunmadığı halde sırf giyimi ve duruşu nedeniyle "müfettiş", hatta "Müfettişler Müfettişi" ilan edilen Kudret Bey, her gittiği kasabada el üstünde tutulacaktır! Bu durumda kusur, duruma hiç itiraz etmeyen Kudret Bey'de midir? Yoksa kanuna - kurala değil, devletin suretlerine itaat eden; onunla iyi geçinmeye çalışan, demokrasiden değil "tek adam"dan medet uman halkta mıdır?
Sorunun cevabını romanın okurlarına bırakalım. Ama "Atatürk'e benzeyen adam", aslında yıllardır "Kemalizm"le özdeşleştirilmiş iki pratiği, "tapınmacılık" ve "yasakçılığı" görünür hale getirmesi, ifşa etmesiyle de bize bir şeyler anlatıyor.
Şekil ve semboller iyi de ya laiklik?..
Öyle ya, "Teke Tek"te "10 Kasım Özel Yayını" yapan Fatih Altaylı ile Erol Mütercimler, "Elbette Atatürk'ün de hataları olabilir" diye başladıkları programda bir saat 40 dakika boyunca sadece ortaokul "İnkılâp Tarihi" derslerinden pasajlar sunuyorlar! Vefatının üzerinden tam 81 yıl geçtiği halde Atatürk, hâlâ hakkıyla tartışılamıyor. Aynı gün Youtube'a düşen bir videoda ilkokul öğrencilerinin Sertab Erener'i andırır bir koreografi eşliğinde Atatürk büstü önünde "secde ettirildiği" tartışmaları çıkıyor. 2019 yılında Atatürk'ün adı hâlâ "ayin" ile aynı cümlede geçebiliyor!
Ve Göksal Kaya'dan rahatsız olanlar, onu "yasaklamak"tan bahsederek, hatta eski bir hastane fotoğrafından hareketle "İlk 10 Kasım'da ölesin inşallah!" diye tweet'ler atarak semboller üzerinden sanal lince devam ediyor. Sanırsınız ki Göksal Kaya zeybek oynadıkça ekonomi çöküyor, dış siyasetimiz onun kibri yüzünden iflas ediyor ve "Atatürk'e benzeyen adam"ın kişisel hırsları var diye demokrasimiz, tereyağsız, yoğurtsuz ve sossuz "bir buçuk İskender"i andırıyor!
140journos'un videosu, Göksal Kaya'nın hikâyesini bir çırpıda özetliyor.