21 Mayıs 2023

Toplu hücum, toplu savunma

Başakşehir ve İstanbulspor’un ardından Sivasspor’u da bir üst seviyeye taşıdığı takım savunmasıyla alt eden Galatasaray, 30 Mayıs’ta Ankara’da oynanacak karşılaşmada Ankaragücü’nü yenerse şampiyonluğunu ilan edecek. Yenemezse, şampiyon bir sonraki hafta oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçında belli olacak.

Galatasaray tıpkı Başakşehir ve İstanbulspor’u olduğu gibi Sivasspor’u da bir seviye yukarıya çektiği takım savunmasıyla devirdi. Bu görüşümü kanıtlamak için tek bir şey söyleyeceğim: Galatasaray dün Sivasspor’a akan oyunda bir kez bile olsun şut atma fırsatı tanımadı. Tüm maç boyunca Sivasspor Galatasaray kalesine sadece üç kez şut çekebildi. Üçü de duran top sonrasında yapılan kafa vuruşuydu. Üçü de Sivasspor’un sağ stoperi Aaron Appindangoyé’nin kafa vuruşundan geldi ve bunlardan sadece birisi Galatasaray kalesine geldi.

 Galatasaray’ın takım savunmasının seviyesini gösteren başka bir istatistik daha vermek istiyorum: Son üç maçta Galatasaray’ın rakiplerinin gol beklentisi (xG – expected goals) değerlerinin toplamı 0,55 oldu. Opta verilerine göre Başakşehir, İstanbulspor ve Sivasspor Galatasaray karşısında sırasıyla 0,17, 0,27 ve 0,11 gol beklentisi üretebildiler ve hiç gol atamadılar. Buna karşın Galatasaray’ın bu üç takıma karşı gol beklentisi değeri 6,09’u buldu, bundan da beş gol üretti.

 Galatasaray’da eskiye göre ne değişti peki? Değişen fazla bir şey yok aslında. Sadece takım halinde çok daha fazla koşarak ve enerji harcayarak rakiplerinin oynamasına izin vermiyor Okan Buruk’un öğrencileri. Lucas Torreira liderliğinde sahipsiz topların çoğunu toplayarak hücum tazeliyorlar ve oyunun önemli bölümünde her topta üç futbolcuyla basarak rakiplerine hücum şansı vermiyorlar.

 Bilindiği gibi modern futbolda kat edilen mesafe çok anlamlı bir istatistik değeri değil. Zira önemli olan toplam kat edilen mesafe değil, kaliteli koşu olarak adlandırılan, deparlı ve hızlı koşulardır. Ancak bir takım hem topa hükmetmiş, hem de rakibinden belirgin biçimde daha fazla mesafe kat etmişse burada normal dışı bir şey var demektir. Çünkü topa hükmeden takımlar temelde rakiplerini daha çok koşturan takımlardır.

 Galatasaray-Sivasspor karşılaşmasının istatistiklerine bakıldığında çarpıcı bir veri göze çarpıyor. Bu verilerde Galatasaray’ın topa yüzde 65 oranında hükmederken rakibinden yaklaşık beş kilometre daha fazla mesafe kat ettiği görülüyor. ¹

 Tüm bunlardan hareketle daha fazla koşan, daha fazla enerji harcayan ve belirli bir plan doğrultusunda savunma ve hücum yapan Galatasaray’ın rakibi Sivasspor’a akan oyunda hiçbir şans vermemesi ve sahanın birçok noktasında rakibine oranla daha fazla futbolcu bulundurması şaşırtıcı değil. Galatasaray bu plan çerçevesinde kaptığı toplarla birçok hızlı geçiş hücumları yaptı.

 Hızlı geçiş hücumları bu sezon Galatasaray’ın ana planında önemli bir role sahip. Zira tüm sezon boyunca gördüğümüz gibi rakip atağa çıkarken kapılan toplar sayesinde Galatasaray yerleşik olmayan defanslara hücum etme fırsatları yakaladı. Sivasspor karşısında Galatasaray attığı ve kaçırdığı gollerin çoğunu bu plan çerçevesinde üretti. Buraya sadece dört örnek alacağım.

 Galatasaray’ın kazandığı ilk gol, baskıyla kazanılan top sonrası yaptığı geçiş hücumlarının ilk örneğini oluşturuyor. Dakika 12,36. Sivasspor’un taç atışında Kâzımcan Karataş sayesinde top Kerem Aktürkoğlu’nun önünde kalıyor. Dries Mertens’le verkaça giren Aktürkoğlu Isaac Cofie’den sıyrılıp yaklaşık 40 metre top sürdükten sonra önce sol kanattan bindiren Milot Rashica’yı kaçırmaya çalışıyor. Bu ara pası Sivasspor defansından sekiyor, ancak top yine Aktürkoğlu’nun önünde kalıyor. Aktürkoğlu bu sefer sağdan bindiren Mauro Icardi’yi aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi kaleciye karşı karşıya bırakıyor. Bu pas Aktürkoğlu’nun Icardi’ye yaptığı dördüncü asist olarak geçiyor tarihe.

 Galatasaray’ın kazandığı ilk golden birkaç saniye öncesinde Sivasspor kalesine bakıyoruz. Kadrajda yer almayan Kerem Aktürkoğlu önce soldan bindiren Rashica’yı kaçırmaya çalışıyor, ancak Sivasspor defansı bu topu çeliyor. Aktürkoğlu, yeniden önüne gelen topu bu kez sağdan bindiren Icardi’ye (daire içinde) oynuyor. (Kaynak: www.beinsports.com.tr)

 İkinci örnek, dakika 18,28. Sivassporlu Cofie, takım arkadaşı Clinton N’Jie’ye oynamak isterken Kâzımcan Karataş bindirme yaparak topu kapıyor ve hızlı geçiş hücumunu başlatıyor. Rakip defans yine hazırlıksız yakalanmış durumda. Bu hücumda hemen Icardi’ye oynayan Karataş koşusunu sürdürüyor ve Icardi onun bu koşusunu ödüllendirince ceza sahasına girip şutunu atıyor. Ancak top dışarı çıkıyor.

 Üçüncü örnek; dakika 31,59’dayız. Sivasspor sol beki Samba Camara’nın taç atışında önüne gelen topu Torreira hemen ceza yayı civarında bulunan Aktürkoğlu’na aktarıyor. Aktürkoğlu ise bu topu topuğuyla Icardi’nin önüne bırakıyor.

 Bu ani hücumda Icardi kaleye vurmak yerine nereye hareketlendiği konusunda yanlış tahminde bulunduğu Aktürkoğlu’na asist yapmak istiyor (aşağıdaki fotoğraf). Bu nedenle de vermek istediği pası Sivasspor defansı kolayca uzaklaştırıyor.

 Bu pozisyonda Icardi (daire içinde) nerede olduğunu bilmediği Aktürkoğlu’na (dikdörtgen içinde) pas vermek yerine kaleye vursa, Galatasaray büyük bir olasılıkla maçı koparma noktasına gelmiş olacaktı.(Kaynak: www.beinsports.com.tr)

 Son örnek; dakika 61,49. Victor Nelsson’un uzun topunu Caner Osmanbaşı kontrol edip takım arkadaşı Camara’ya oynuyor. Top Kader Keita üzerinden soldan bindiren Ahmed Musa’ya aktarılıyor. Görüldüğü gibi Sivasspor hücuma kalkmış durumda. Ancak fotoğraf birden değişecek ve Galatasaray karşı hücuma çıkacak.

 Zira sol çizgiden gitmek isteyen Musa’ya Sacha Boey geçiş izin vermiyor. Topu kapıp çizgiden akıyor, sonra da Sergio Oliveira’ya oynuyor, o da yine çizgiden bindiren Rashica’ya. Önünde iki oyuncu bulunan Rashica geri dönüp Boey’yi görüyor. Boey bu topu ceza sahasına, Icardi’ye doğru ortalıyor. Icardi’nin merkeze oynayacağını sanan Sivasspor kalecisi Ali Şaşal Vural kendi soluna hareketleniyor, ancak Icardi kafayla topu kaleye gönderince (aşağıdaki fotoğraf) ters ayakta kalıyor ve Galatasaray’ın ikinci golünü önleyemiyor.

  Galatasaray’ın ikinci golünden bir saniye öncesinde Sivasspor kalesine bakıyoruz. Boey topu ortalamış, Icardi de havaya yükselmiş durumda. Sivasspor kalecisi Ali Şaşal Vural, Icardi’nin topu kafasıyla merkeze oynayacağı düşüncesiyle kendi soluna hareketleniyor. Ancak Icardi merkeze oynamak yerine doğrudan kaleye vuracak. (Kaynak: www.beinsports.com.tr)

 Beklerin kullanımı

Görüldüğü gibi Galatasaray her iki golünü de dış koridordan üretti. Sezon boyunca birçok yazıda özellikle çizgiye basan bekler üzerinden dış koridorlardan geliştirilen hücumların, 2022-2023 model Galatasaray’ın en karakteristik hücum şablonlarından birisi olduğunu devamlı olarak anlatmaya çalıştım. Galatasaray Sivasspor karşısında bu hücum setinden de pozisyonlar üretti. Buraya tek örnek alıyorum.

 Dakika 5,04. Sahipsiz kalan topu Fernando Muslera kontrol ediyor ve Oliveira’ya oynuyor. Dokuz hazırlık pasından sonra top yeniden rakip yarı sahasında Oliveira’ya geliyor. Tam bu sırada Galatasaray aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi rakibinin sekiz oyuncusunu merkeze toplamış ve bu sayede soldaki dış koridorda boş alan yaratmış durumda.

 Galatasaray’ın hücumda sahaya nasıl yayıldığını gösteren bir örneğe bakıyoruz. Icardi en önde iki Sivasspor stoperini meşgul ediyor. Kerem Aktürkoğlu ise Sivasspor’un sağ beki Alaaddin Okumuş’u manipüle ederek Sivasspor defansının dengesini bozuyor. Daire içindeki Oliveira birazdan en soldaki Kâzımcan Karataş’ı kaçıracak. (Kaynak: www.beinsports.com.tr)

 Burada Aktürkoğlu rakip sağ beki manipüle ederek üzerine çekiyor. Icardi ise Sivasspor’un iki stoperini meşgul ediyor. Böylece Sivasspor defansının dengesi bozularak Kâzımcan Karataş’ın dış koridordan bindirmesi için uygun ortam yaratılmış oluyor. Nitekim tam bu anda top ayağında olan Oliveira yerden uzun oynayarak Karataş’ı kaçıracak. O da ceza sahasına girerek Mertens’e şut pası verecek (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray’ın rakibi merkeze toplayarak dış koridorda alan yaratmaya dayalı hücum planı başarıyla uygulanıyor. Bu sayede Sivasspor ceza sahasına giren Kâzımcan Karataş (dikdörtgen içinde) Mertens’e şut pası veriyor. (Kaynak: www.beinsports.com.tr)

Dönüşüm süreci

 Bu hücum şablonu vesilesiyle tam burada Galatasaray’ın bazı futbolcuları hakkında küçük bir parantez açmak istiyorum. Abdülkerim Bardakcı, Sacha Boey, Kerem Aktürkoğlu, Kâzımcan Karataş, Barış Alper Yılmaz ve Berkan Kutlu 2022-2023 model Galatasaray’da çok önemli taktik görevler üstlendiler ve kayda değer bir dönüşüm sürecini arkalarında bıraktılar. Burada önemli olan elbette adı geçen tüm oyuncuların yetenek havuzlarını takım oyunu kalıbına dökerek genişletmeleri ve derinleştirmeleri. Bu da bize futbolcuların gelişme eğrilerinin belirli bir sistem dahilinde çalışan teknik direktör takımlarında yukarı doğru daha kolay evrildiğini gösteriyor, bir kez daha.

 Ankara’da kazanılan şampiyonluklar

Yazının başında analize çok fazla girmeyeceğimi belirtmiştim. Zira kafamda 30 Mayıs’ta Ankara’da Ankaragücü’yle oynanacak final maçı hakkında tarihsel bir arka plan vermek de vardı. Şimdi bunu yapmaya çalışacağım. Yani birazcık Galatasaray’ın Ankara’daki bazı maçlarından ve Ankaragücü’yle yapılan bazı tarihi karşılaşmalardan söz edeceğim.

Galatasaray’ın lig geçmişine baktığımızda Ankara’da tam dört kez şampiyonluğunu ilan etmiş olduğunu görüyoruz. Bunların ikisinde Galatasaray şampiyonluğa iki Ankara takımıyla deplasmanda oynadığı maçlar sonucunda ulaştı. 1968-1969 sezonunun son maçında Ankara’da Şekerspor’u 2-1, 1970-1971 sezonunda ise yine Ankara’da oynanan son maçta PTT’yi 7-1 yenerek iki kez şampiyonluk kazandı Galatasaray.

Bunun dışında Galatasaray elde ettiği şampiyonluklardan ikisine de Ankara’da Ankaragücü’nü yenerek ulaştı. Galatasaray Ankara’da Ankaragücü’nü 1992-1993 sezonunda son maçta 8-0, 1996-1997 sezonunda ise ligin bitime bir hafta kala 5-1 yenerek şampiyon oldu.

Bir de kötü örnek var. Galatasaray 2000-2001 sezonunda şampiyonluğu İstanbul’da oynadığı ve 2-1 kaybettiği Ankaragücü maçında kaçırdı. Bir hafta önce Fenerbahçe deplasmanında kaybedilen maçın ardından oynanan o karşılaşmada yaşı yetenler hatırlayacaktır, Okan Buruk kırmızı kart görmüştü.

 Sonuç

 Okan Buruk ve Galatasaray açısından 30 Mayıs’ta Ankaragücü’yle deplasmanda oynanacak maç 2000-2001 sezonunun gölgesi altında oynanacak. Galatasaray ya bu maçı kazanarak Okan Buruk yönetiminde şampiyonluğa ulaşacak, ya da elde edeceği bir beraberlik veya yenilgi sonrasında şampiyonluk umudunu Fenerbahçe maçına öteleyecek. Bunu hep birlikte göreceğiz.


¹ Galatasaray Opta verilerine göre 114,36 kilometre mesafe kat ederken Sivasspor 109,94 kilometrede kaldı. Galatasaray’da en çok mesafe kat eden oyuncu 11,16 kilometreyle Kerem Aktürkoğlu oldu.


Melih Şabanoğlu kimdir?

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani’den Galatasaray Spor Kulübü’ne Türkiye’de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Modern futbol Galatasaray’a ters geliyor

Dünkü Beşiktaş hezimetine de ben aynı kapsamda, modern futbol zihniyetiyle oynayan bir takıma karşı elde edilen yenilgi gözüyle bakıyorum

Son mu, başlangıç mı?

Türkiye ilk yarısında oldukça etkili olduğu maçta Hollanda’ya 2-1 yenilerek Avrupa Futbol Şampiyonası’na çeyrek finalde veda etti. Bu sonuçla birlikte Montella yeniden eleştirilmeye başlandı. Ancak sağlıklı bir karar için süreci, oyunu ve oyuncuları doğru analiz etmek gerekiyor

Kebap über Schnitzel

11. Kariyer maçını oynayan sadece Demiral, Kadıoğlu ve savunma anlamında Barış Alper Yılmaz değildi. Kanımca Mert Günok da kariyer maçını oynadı. Uzatmanın son saniyesinde yaptığı kurtarış Türkiye milli takım tarihindeki en ikonik anlardan birisi olarak çok uzun süre hatırlanacak, Galatasaraylıların 2000’deki UEFA finalinde Claudio Taffarel’in yaptığı kurtarışı yıllar boyunca unutmamaları gibi

"
"