09 Mart 2024

Bi tane daha

Ligin son dönemecine doğru Galatasaray paletine yeni renkler eklemeye devam ediyor. Galatasaray Mertens’in liderlik yaptığı takım savunmasını Rizespor karşısında daha sertleştirirken, temposunu, akıcı oyununu ve verimliliğini daha da yukarı çekti

Maçtan iki saat önce, yayıncı kuruluş, önceki yıllarda oynanmış Galatasaray-Rizespor karşılaşmalarının gollerini getiriyor birbiri ardına ekrana. Bu konsepte daha önce birkaç kez rast gelmiştim, ama hiç izlememiştim. Bu kez dikkatli biçimde izledim ve inceledim. Daha önceki yıllarda Galatasaray'ın yediği golleri izlediğimde gözüme çarpan şu oldu; takım savunması oldukça düşük seviyede.

Bir yandan daha önceki yıllardaki golleri izliyorum, bir yandan da Okan Buruk'un teknik direktörlüğe getirilmesinin ardından Galatasaray futbol takımının geçirdiği taktiksel evrimi düşünüyorum. Program bitince biraz sonra başlayacak olan Galatasaray-Rizespor karşılaşmasına ilişkin iki konu yerleşiyor zihnime. İlki; Rizespor'a vereceği hızlı hücum fırsatları nedeniyle Galatasaray'ın ne kadar zorlanacağı konusu. (Rizespor, Galatasaray karşısına çıkmadan önce Ankaragücü'yle birlikte Süper Lig'in karşı hücumdan en çok gol bulan ikinci takımı unvanına sahipti.[1]) İkincisi; Galatasaray'ın kendisi gibi açık oynayan rakiplerini kolayca geçebileceği yolundaki darb-ı meselin gerçekleşme ihtimalinin bu maçta oldukça yüksek olacağı konusu.

İkinci konuda neredeyse çok emindim. Çünkü Rizespor'un takım savunmasında ciddi sorunlar yaşayan bir ekip olduğu sır değildi. Ya da şöyle söyleyeyim: Rizespor'un güçlü yönleri arasında yer alan hızlı hücum silahı, top rakibine geçtiği kendisine dönüyordu. Çünkü Rizespor, topu kaptırdığı an, kronik yerleşim sorunu yüzünden savunmada eksik ve dengesiz yakalanabilen bir takımdı.

Rizespor'un özellikle Galatasaray karşısında buna daha da dikkat etmesi gerekiyordu. Çünkü Galatasaray, ön alan baskısı ve sahanın son 60 metrelik bölümünde gerçekleştirdiği savunma aksiyonları[2] bakımından ligin zirvesinde yer alan bir takımdı. Nitekim Rizespor teknik direktörü İlhan Palut da maçtan önceki açıklamasında bu tehlikeye dikkat çekmişti: “Topu kazandıktan sonra kaybetmemek istiyoruz, çünkü Galatasaray topu kazanma süresi ligimizdeki en düşük takım. Bu süreyi uzatıp topu ileriye taşımamız lazım.”

Tahmin etmişinizdir, ben bu analizde ağırlığı Galatasaray'ın takım savunmasına vereceğim. Bunun elbette birkaç alt başlığı olacak: 

  1. Stoper hattı.
  2. Galatasaray savunmasının burcu Dries Mertens.
  3. Rizespor'a verilen karşı hücum fırsatları.

Başlıyorum.

Stoper hattı

Galatasaray'ın futbolcu envanterinde üç buçuk stoper olduğunu söylersem çok da yanlış yapmış olmam. Kim bunlar? Abdülkerim Bardakcı, Victor Nelsson ve Davinson Sánchez üç stoper. Buçuk ise Kaan Ayhan. Rizespor maçı öncesinde Bardakcı ve Sánchez'in sakatlıkları vardı. Okan Buruk Kaan Ayhan'ı stopere kaydırmak yerine Berkan Kutlu'yu sol stopere yerleştirdi. 

Okan Buruk'un bu tercihinin birkaç nedeni vardı. Eğer Kaan Ayhan'ı stopere kaydırmış olsa, Barış Alper Yılmaz'ı sağ beke çekecek, onun yerine de muhtemelen Wilfried Zaha maça ilk 11'de başlayacaktı. Okan Buruk üç oyuncunun yerini değiştirmektense Beşiktaş karşısında sağ koridorda oldukça tatminkâr performanslara imza atan Kaan Ayhan ile Barış Alper Yılmaz'ı yine bilindik pozisyonlarında (sağ bek ve sağ kanat forvet oyuncusu) oynattı. Beşiktaş maçına oranla yaptığı tek değişiklik, sakatlanmış olan Sánchez'in yerine stopere Berkan Kutlu'yu yerleştirmesi oldu.

İkinci olarak Nelsson bilindiği gibi rakiplerin baskısı sırasında risksiz oynamayı tercih eden, bu nedenle de yüzünü sık sık kendi kalesine dönmek zorunda hisseden bir stoper. Nelsson ayrıca bire bir markaj sırasında, eşleştiği rakibine alan bırakmamak için çok önlere çıkan bir oyuncu da değil. Bu iki nedenden ötürü Okan Buruk Berkan Kutlu'yu oyun kurulumunda Galatasaray'ın çıkış penceresi olarak konumlandırdı. (Berkan Kutlu Galatasaray'ın hem topla en çok temas eden, hem de en çok koşan futbolcusuydu.) Buruk'un Berkan Kutlu'ya verdiği bir diğer görev de Rizespor'un karşı hücumlarını yerinde söndürmek için ön alan baskısına önde katılmasıydı. Kutlu bu amaçla maç boyunca eşleştiği rakiplerini sık sık öne çıkarak karşıladı.

Bu anlattığım durumu örnekleyen iki örnek vereceğim. 

İlk örnek, dakika 3,03. Galatasaray hücumunda Barış Alper Yılmaz Rizespor'un sol beki Casper Højer'le giriştiği mücadelede topu kaybediyor. Højer topu hemen Rizespor'un oyun kurucusu Jonjo Shelvey'ye, o da ilerideki Martin Minchev'e veriyor (aşağıdaki fotoğraf).

Berkan Kutlu'nun süpürdüğü bir Rizespor hücumuna bakıyoruz. Rizespor yarı sahasının neredeyse ortalarına kadar çıkarak rakibini basan Berkan Kutlu burada Minchev'in dönmesine izin vermedi. (Kaynak).

Fotoğrafta da görüldüğü gibi Berkan Kutlu neredeyse Rizespor'un yarı sahasının ortalarına kadar gelerek Minchev'in yüzünü Galatasaray kalesine döndürmesine izin vermedi. Bu çok önemli bir hamle, çünkü Minchev Kutlu'dan sıyrılsa Rizesipor Dal Varesenoviç ve David Akintola'nın da katılımıyla 3'e 1 karşı hücuma çıkacaktı.

İkinci örnek, dakika 44,13. Rizespor'un kullandığı taç atışında Demirbay'ın baskı yaptığı Emirhan Topçu ileriye doğru topu uzaklaştırıyor. Bu topu Berkan Kutlu yine Rizespor yarı sahasının ortalarına doğru karşılayarak kafayla Torreira'nın önüne indiriyor (aşağıdaki fotoğraf).

Berkan Kutlu'nun kafa pasıyla başlayan Galatasaray hücumuna bakıyoruz. Kutlu'nun Torreira'nın önüne indirdiği kafa topuyla başlayan bu hücumda üç pas sonrasında Demirbay Rizespor ceza sahası dışında topla buluşacak ve atacağı şutla kendinin ikinci, Galatasaray'ın dördüncü golünü atacak. (Kaynak).

Torreira bu topu Aktürkoğlu'na doğru havalandırıyor, o Icardi'ye, Icardi de Demirbay'a. Demirbay topu bir kere sektirdikten sonra önüne indiriyor, sonra da dördüncü Galatasaray golü olarak Rizespor kalesine şutluyor.

Görüldüğü gibi Berkan Kutlu rakiplerini, bir stoperden daha çok bir orta saha oyuncusu gibi oldukça ileride karşılayarak bir anlamda Galatasaray'ı merkez orta sahada bir futbolcu fazla oynatmış gibi oldu.

Nelsson / Berkan Kutlu farkı

Berkan Kutlu'nun rakibini öne çıkarak karşılama aksiyonunun Galatasaray'ın oyunu açısından önemini göstermesi bakımından bir de ters örnek vermek istiyorum.

Dakika 12,12. Rizespor kalecisi Gökhan Akkan sol kanattaki Akintola'ya uzun oynuyor. Göğsüyle topu önüne indiren Akintola bu topu gerideki Højer'e oynuyor. O da boş durumdaki Muammer Sarıkaya'ya (aşağıdaki fotoğraf).

Ön alan baskısı sırasında marke edilmeyen Rizesporlu Muammer Sarıkaya üzerinden başlayan Rizespor hücumuna bakıyoruz. Burada Muammer Sarıkaya'yı Nelsson'un yakından alması gerekiyordu. (Kaynak).

Aslında bu pozisyonda Sarıkaya'yı marke etmesi gereken Galatasaraylı futbolcu Nelsson'du. Nelsson da zaten Rizespor kalecisi Akkan topu yüksek oynarken Muammer Sarıkaya'ya yaklaşmış, ancak sonra geri dönmüştü. Nelsson'un rakibine çok uzak kalması nedeniyle başlayan Rizespor hücumunda Shelvey'nin Galatasaray ceza sahasında takım arkadaşı Minchev'e vermek istediği pası Berkan Kutlu yatarak taca çıkardı.                                                                

Takım savunmasının kalbi Mertens

Galatasaray'da takım savunmasının merkezinde iki oyuncu yer alıyor: Mertens ve Torreira. Geçen haftaki zorlu Beşiktaş deplasmanında takım savunmasına verdiği büyük katkıyla galibiyetin en önemli mimarları arasında yer alan Mertens, Rizespor karşısında fazladan bir şey daha yaptı: Savunma yaparak kaptığı toplarla Galatasaray'ı hızlı hücuma da çıkardı.

Galatasaray'ın attığı altı golün dördünde Mertens'in katkısı vardı. Mertens'in hücum anlamında görünen en belirgin katkısı Galatasaray'ın beşinci golüyle sonuçlanan penaltının kazanılmasıyla, üçüncü golde Kerem Demirbay'a yaptığı asitti. Kanımca Mertens'in Galatasaray'ın kazandığı ilk üç goldeki savunma ve hücum katkısı pek göze çarpmadı. Bu nedenle de bu katkıları örnek olarak işlemek istiyorum.

Dakika 30,20. Rizespor faul atışıyla topu hareketlendirdikten sonra Khusniddin Alikulov dikine bir pasla Taha Şahin'i görüyor. Derrick Köhn'ün Taha'ya yaptığı baskı sonrasında sahipsiz kalan topu Shelvey kontrol etmek isterken Mertens'e yakalanıyor. Topu kazandıktan sonra hemen Galatasaray'ı 4'e 4 hücuma çıkaran Mertens, daha sonra solundaki Icardi'ye oynuyor (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın ikinci golünün sekiz saniye öncesine bakıyoruz. Kendi yarı sahasında Shelvey'den kazandığı topla ilerleyen Mertens Galatasaray'ı 4'e 4 hızlı hücuma çıkarıyor. (Kaynak).

Torreira'nın da desteklediği bu hücumda Icardi öne koşu gösteren Zaha'yı kaçırıyor. Emirhan Topçu'dan sıyrılan Zaha çaprazda olmasına rağmen topu soluyla kaleye şutluyor. Gökhan Akkan bu şutu çeliyor, ancak boşta kalan topa hareketlenen Torreira Galatasaray kariyerindeki ilk golünü atıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Yedi saniye sonrası. Zaha'nın soldan attığı şutu Rizespor kalecisi Gökhan Akkan çeliyor, ancak boşta kalan topa Torreira yetişecek ve Galatasaray'ın ikinci golünü atacak.  (Kaynak).

Görüldüğü gibi Mertens'in kaptığı topla başlayan karşı hücum golle sonuçlandı. Buradan üçüncü gole geçiyoruz.

Dakika 39,23. Kutlu'nun geri pasında Muslera yerden uzun oynuyor. Bu topu Shelvey sağına doğru alarak kontrol etmek isterken Mertens ayağını sokuyor ve Aktürkoğlu'na kazandırıyor. Altıncı pasta top sol iç koridordaki Mertens'e geliyor. O da merkezdeki Demirbay'ın önüne oynuyor. Onun sol ayağıyla gelişine vurduğu şut üçüncü Galatasaray golü olarak geçiyor maç kayıtlarına (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın üçüncü golüne bakıyoruz. Galatasaray hücumu 18 saniye önce Mertens'in kendi yarı sahasında Shelvey'nin topunu çalmasıyla başladı. Beş pas sonrasında sol iç koridorda topla buluşan Mertens Demirbay'ın önüne yuvarlıyor topu. O da bu pası gelişine sol ayağıyla Rizespor kalesine şutlayarak asiste çeviriyor. (Kaynak).

Kanımca Mertens'in takım savunması ve hücumunda üstlendiği rolün zirvesi ikinci ve üçüncü gollerde değil, Galatasaray'ın ilk golünde yaşandı. Şimdi bu golü ve Mertens'in buradaki yaşamsal öneme sahip aksiyonlarını görseller eşliğinde ele almak istiyorum.

Bu golün başlangıç noktası dakika 6,48'de Galatasaray hücumunda Kerem Aktürkoğlu'nun topu kaptırmasıydı (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın ilk golünün çok öncesine bakıyoruz. Galatasaray hücumunda Aktürkoğlu Rizespor ceza sahasına girmek isterken top kaybı yapıyor. Tam bu sırada Mertens'in nerede olduğunu dikkat ediyoruz. (Kaynak).

Bu hatayla başlayan Rizespor atağında Minchev pozisyon gereği eşleştiği Torreira'dan Verasanoviç'in yardımıyla kolayca sıyrılarak takımını 4'e 4 hücuma çıkarmayı başarıyor ve soldan bindiren Akintola'nın önüne etkili bir pas atıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Dokuz saniye sonrası. Aktürkoğlu'nun top kaybıyla başlayan Rizespor hücumunda Minchev soldan bindiren Akintola'yı kaçırıyor. Tam bu sırada Mertens'in nerede olduğuna bir kez daha dikkat ediyoruz. (Kaynak).

Minchev'in pasıyla Galatasaray ceza sahasına giren Akintola topu kendi sağına çekerek Nelsson'dan sıyrılmak istiyor. Nelsson rakibinin karşısında kalmayı başarıyor ve ters ayağıyla topu tehlike bölgesinden uzaklaştırıyor. Nelsson'un topu uzaklaştırdığı  noktada Mertens var. Rizespor karşı hücumunda hızlı biçimde geriye koşan Mertens Galatasaray yarı sahasının ortasında bu topu kontrol ettikten sonra ileriye doğru koşu gösteren Aktürkoğlu'nun önüne 40 metrelik bir pas atıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Yedi saniye sonrası. Nelsson'un uzaklaştırdığı topu Galatasaray yarı sahasındaki Mertens kazanıyor ve hemen soldan koşu gösteren Kerem Aktürkoğlu'nun önüne uzun bir pas gönderiyor. (Kaynak).

Aktürkoğlu bu topu kontrol ediyor, ardından da merkezdeki Mauro Icardi'ye pas veriyor. Icardi de sağdan gelen Mertens'in önüne bırakıyor topu (aşağıdaki fotoğraf).

14 saniye sonrası. Rizespor'un karşı hücumunda geriye koşarak topu kazanan Mertens, Aktürkoğlu'na attığı uzun pasın ardından takımının hücumuna katılıyor. Icardi'nin pasıyla buluşan Mertens birazdan soluyla Rizespor kalesine şut çekecek, ancak bu şut Rizespor'un sağ stoperi Alikulov tarafından uzaklaştırılacak.  (Kaynak).

Sonrası biliniyor. Mertens önce sağa hareketleniyor, sonra soluna dönüp kaleye vuruyor. Bu topu Rizespor stoperi Alikulov kafayla çıkarıyor, dönen topu Barış Alper Yılmaz yine kaleye şutluyor, bunu da Gökhan Akkan kornere çıkarıyor. Bu korner vuruşunu Mertens kullanıyor, Alikulov kafayla uzaklaştırıyor. Derrick Köhn uzaklaştırılan bu topu yere inmeden yay üzerinde saatte 105 kilometre hızla Rizespor kalesine şutluyor.

Görüldüğü gibi burada ilk Galatasaray hücumunda en ileride olan Mertens hemen geriye döndü. Topu kazandıktan sonra ileriye uzun oynadı. Sonra da yine ileriye doğru koşmaya başladı. Hücumun final fazında topla buluşup Rizespor kalesine isabetli bir şut attı. Ardından da kazanılan korneri kullanarak Köhn'ün attığı golde başrolü üstlendi.

Rizespor'un karşı hücumları

Tahminlerin aksine Rizespor Galatasaray karşısında çok sayıda karşı hücum yapma şansı pek bulamadı. Rizespor özellikle canla başla oynadığı ilk yarıda akan oyunda Galatasaray kalesine sadece dört şut çekebildi. Bunlardan sadece birisi hızlı karşı hücumdan geldi. Buraya o hücumu alıyorum.

Dakika 34,00. Galatasaray'ın hızlı hücumunda Barış Alper Yılmaz Rizespor'un sol stoperi Emirhan Topçu'yu geçmek isterken top kaybı yapıyor. Böylece Rizespor hücumu başlıyor. Emirhan Topçu dribling yaparken Ibrahim Olawoyin ofsayt pozisyonundaydı, Berkan Kutlu Minchev'i de ofsaytta bırakmak için ileri doğru hareketlenirken Emirhan Topçu Bulgar oyuncuyu kaçırıyor. Soldan tek başına Galatasaray ceza sahasına giren Minchev'in şutunu (aşağıdaki fotoğraf) Muslera kornere çıkarıyor.

Rizespor'un geçiş hücumuna bakıyoruz. Emirhan Topçu'nun pasıyla Galatasaray ceza sahasına giren Minchev'in şutunu Muslera kornere çeldi. Maçta Rizespor'un Galatasaray kalesine çektiği ilk şut buydu. (Kaynak).

Rizespor bunun dışında bir kez daha hızlı karşı hücum gerçekleştirdi. Dakika 42,08'de Galatasaray hücumunda Aktürkoğlu'nun top kaybı yapmasıyla başlayan Rizespor atağında Shelvey'nin uzun pasında Barış Alper Yılmaz Akintola'dan daha önce davranarak tehlikeyi önledi.

Sonuç

Galatasaray ve Rizespor yakaladıkları elverişli pozisyonları gole çevirememek konusunda birbirlerine oldukça benzeyen iki takımdı. Ancak dün iki takım da bu görüntülerinden uzak bir fotoğraf verdiler. Galatasaray dün 2,29 gol beklentisinden altı gol çıkarırken, Rizespor da 0,51 gol beklentisinden iki gol üretti. Oysa dünkü maça kadar Galatasaray açık oyunda 39,82 gol beklentisinden sadece 38 gol, Rizespor da 27,03 gol beklentisinden yalnız 22 gol çıkarabilmişti.[3]

Galatasaray adına sevindirici olan sadece bu değildi. İki konu daha var üzerinde durulması gereken.

İlki tempo. Galatasaray ligin genç ve çok enerji harcayarak oynayan ekiplerinden Rizespor'u özellikle ilk yarıda yüksek bir tempoya çıkmaya zorladı. Rizespor Galatasaray'ın yüksek temposuna açık oynayarak reaksiyon vermeye kalkınca ilk yarıda soyunma odasına altından kalkamayacağı bir skorla gitmek zorunda kaldı. Böylece son dönemde birçok kez görüldüğü gibi Galatasaray maçı ilk yarıda bitirmiş oldu.

İkinci konu; ligin son virajına doğru yol alınırken Zaha, Hakim Ziyech ve Tetê'nin Galatasaray'a daha fazla katkı verebilecekleri de görüldü. Özellikle Zaha Okan Buruk'a, ilk 11'e girebileceği yolunda güçlü bir izlenimi verdi. Bu ise sakatların da devreye girecek olmasıyla Galatasaray'daki forma rekabetinin daha da artacağı anlamına geliyor.


* Başlığı Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun aynı adlı şiirinden aldım. Şiirin tamamı şu adresten okunabilir.


[1] Galatasaray karşılaşmasına kadar Rizespor Ankaragücü'yle birlikte karşı hücumdan beş gol atmıştı, Sivasspor ise yedi. Bu veriyi Hikmet Pınarbaşı'nın maç öncesindeki analiz programına borçluyum.

[2] OPTA verilerine göre Galatasaray PPDA (Passes Allowed per Defencive Action – izin verilen pas başına savunma eylemi) değeri itibariyle 7,2 ile Süper Lig'in lideri konumunda. Onu 9,2 ile Fenerbahçe takip ediyor. Daha fazla bilgi için şu adrese bakılabilir.

[3] Daha fazla bilgi için şu adrese bakılabilir.

Melih Şabanoğlu kimdir?

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Spor Kulübü'ne Türkiye'de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kahramanların emeği

"Rakip analizi konusunda şöhreti bulunan Okan Buruk ve teknik heyetinin Galatasaray’ı, beşli defansla oynayan Sivasspor’a karşı nasıl oynatacağı merak konusu. Bu açıdan Pazar günü Okan Buruk’la Bülent Uygun’un taktik savaşını izleyeceğimizi söyleyebilirim"

Eski ve yeni futbol

Galatasaray son dönemde yeni bir futbola yelken açtı. Yeni futbol hızdan daha çok kontrol ve pas futboluna dayanıyor. Bu yeni futbolun sembolü Ziyech. Aktürkoğlu ise eski hız futbolunun sembolüydü

Sapere aude

Galatasaray çok zor geçeceği düşünülen Alanyaspor deplasmanını ikinci yarıdaki etkili futboluyla kolayca aştı. Ligin bitimine altı hafta kala Okan Buruk "bilmeye cesaret et" mottosunu sürdürüyor