29 Aralık 2024

Dünya sarhoşları için ayılma formülleri

Dünyada ne kadar ülke varsa bir o kadar da ayılma formülü vardır. Bence ayılmanın tek formülü, gece ölçülü içmektir. Hele eve gitmeden önce bol sarımsak ve sirkeli, damardan duble işkembe çorbası içerseniz, ertesi gün zımba gibi kalkarsınız

İki gün sonra yılın son günü.

Evlerin bazılarında sofralar kurulacak, lezzetli (imkân dahilinde) yemekler yenecek. Eski yılın şerefine bol bol kadeh kaldırılacak.

İçki şişede durduğu gibi durmadığı için, içenleri gerçeklerden uzaklaştırıp, mutlu hayaller kurmalarına yardımcı olacak!

Ya ertesi sabah! Bir gece öncesinin alemi, kâbus gibi üstünüze çullanacak!

Yani, akşamdan kalma”nın işkencesini yaşayacaksınız. Bu işkencenin adı üstünde, tarife gerek yok!

Ama ben yine de tarif edeyim: Akşamdan kalma hali,anzarot-rakı veya içki” fazla kaçınca, sabah hayattan nefret etme durumunun tezahürüdür…

Bu durum daha çok içkiye yeni başlayanlar ve şişenin dibini bulmakta ısrar edenlerde görülür. Düzenli içen akşamcılar, asla akşamdan kalmazlar. Onlar ölçülerini bilirler. Bir, iki, bilemedin üç kadeh.

Akşamdan kalmalık” kötü bir şeydir. Baş ağrısı, mide bulantısı, susuzluk, yemekten tiksinme, ishal, bezginlik, perişanlık, bitkinlik, yaşamdan kopmak, pişmanlık… Kim bilir daha fazlası da vardır mutlaka.

Akşamdan kalmamak için en kesin çözüm, akşam içmemektir. Ama insanoğlu tarih öncesi zamandan beri içkiyle haşır neşir olmuştur. Onu içmek için ikna edici bahaneler bulmuştur. İlkel insan, tanrı emridir” demiş, kimisi kötü ruhlardan kurtulmak için içmiştir.

Çağlar değiştikçe bahaneler de değişmiştir. İşin içine, ayrılık, aşk ateşi, sosyalleşmek, erkekliği kanıtlamak, rahatlamak, bağımlılık gibi nedenler girmiştir.

İnsanların akşamdan kalmasına neden olan ilk içkinin bira olduğu söylenir. Tarih öncesi topluluklar, açıkta bıraktıkları arpanın (tahılların), yağmur suyuyla mayalanması sonucu ortaya çıkan suyu içerek işe başlamışlardır. Daha sonraları birtakım bitki özleri de devreye girse de biranın itibarı hiç zedelenmemiştir.

Bira konusunda en uzman topluluğun antik Mısırlılar olduğu belirtilir. Çünkü bu ademlerin tam 17 çeşit bira ürettikleri öne sürülür. Aslında daha da üretebilirlerdi ama tanrı Osiris'in daha fazlasına izin vermemesi buna engel olmuştur.

Konumuz içki tarihi olmadığı için hemen konuya dönelim.

Akşamdan kalma” derdi, her toplumda görülen bir beladır. Bu nedenle bundan kurtulmak için herkes ayrı bir yol izler.

Bizi bilirsiniz. Akşamdan kalanlarımızın can simidi, bol sarımsaklı, sirkeli işkembe çorbasıdır. Kimimiz de okkalı bir sade kahve ile bu dertten kurtulmaya çalışırız. Tarihçi Reşat Ekrem Koçu ise şöyle bir öneri de bulunur: Sabahleyin, mideniz berbat bir durumda kalktıysanız, hemen bir kadeh limonlu rakı için, çabucak kendinize gelirsiniz!”

Bir de “çivi çiviyi söker” deyişine inanalar vardır ki bunlar, sabah aç karnına, bir şişe bira içerek güne başlamanın faydasına inanırlar. Çiviyi, bir kadeh rakı, bir kadeh şarap ile sökenlerin de sayısı az değildir.

Dünyanın birçok ülkesinde, ayılmak için içilmesi gereken bazı içkiler konusunda fikir birliği oluşmuştur. Bunların başında, acısı, limonu bol Bloody Mary” gelir. Amerikalılar ise Cin-Martini kokteylinin de ayıltıcı özelliği olduğu konusunda ısrarcı olurlar. İngilizler ise ayılmak için gece içilen şarabın aynısından ertesi sabah da içilmesini önerirler.

Ayrıca Almanların Underberg, Jaegermeister, İtalyanların Fernet Branca, Fransızların Chartreuse, Macarların Unicum adlı bitki kökenli içkileri de, ayılma konusunda yardımcı olurlar. Bu içkilere benim de arada sırada başvurduğum olmuştur. Tatları tentürdiyotu andırır, damakta kinin acısı bir tat bırakırlar.

Araştırmacı Andrew İrwing, yazdığı “Ayılma Sanatı” adlı kitapta ilginç önerilerde bulunur. Bunlardan benim dikkatimi çekenleri şöyle sıralayabilirim:

Acı Veren Piç: Cin, brandy, misket limonu suyu, zencefil gazozu karışımı ile yapılan bir içki.

Ölü Dirilten: Pernod (Fransız rakısı), şampanya, limon suyu karışımı.

Thomas Abercrombie: İçine iki tane alka zeltser atılmış bir duble tekila.

Kitapta ayrıca, Japonların ayılmak için yüzlerine sabahları sake ile ıslatılmış maske taktıkları belirtiliyor.

Ayılmak için dünyada neler yeniyor?

Dünya sarhoşları ayılmak için ayrıca ertesi sabah özel yiyecekler de yiyorlar. Şimdi bunlara bir göz atalım:

Ruslar:

Çok içkili (çok votkalı) geçen akşamın ertesi günü, Ruslar, bir bardak dolusu kornişon turşusu suyu içerler ve salatalıkları da yerler. Rus uzmanlar, bu tuzlu, ekşi ve sirkeli suyun, midede hazma yardımcı olan probiyotik virüslerin sayısını artırdığını öne sürüyorlar. Bu turşu suyu ayrıca alkol yüzünden azalan elektroliti tekrar eski seviyeye yükseltir. Akşam, votkasını bu turşu suyuyla karıştırıp içenlerin, ertesi gün sorunsuz uyandığı da öne sürülür.

Meksika:

Tekila insanı yıkan, perişan eden bir içkidir. Onu ne zaman içsem, ertesi gün yok olup giderim. Meksikalılar bu içkiyi içmeden yapamazlar ve ertesi gün ayılmakta hep zorlanırlar. Onların sihirli iksiri, bol acı biber ve salça içinde pişmiş işkembedir. Bunun yanında ise bol kırmızı biberli, maydanozlu, kekikli, limonlu salata yerler. Pançita adı verilen bu işkembe yahnisi, hafta sonları tüm lokantaların mönülerinde yer alır.

Peru:

Cachina denen, And Dağları’nın bitkilerinden damıtılmış sert içkiyi kaçıran Perulular, ayılmak için Kaplan Sütü” içerler. Bu çok özel içecek, misket limonu suyu, kişniş tohumu, çok acı kırmızı biber, sarımsak, soğan, tuz ve karabiberle yapılır. Bu sosun içinde ayrıca çiğ balık bekletilip Çeviçe yapılır. İçkiyi kaçıran Perulular, sabah bu karışımı içip, yanında çiğ balık yerler. Bu tür bir kahvaltının, geceden kalan tüm kötü izleri silip süpürdüğü öne sürülür. Perulular daha da ileri gidip, Kaplan Sütü’nün cinsel gücü de artırdığını söylerler.

Arjantin:

Kendilerini Latin değil de Avrupalı kabul eden Arjantinliler, ayılmak için de Avrupalı bir içkiden medet umarlar. Bu içki, 1800’lü yıllarda İtalya’dan gelen göçmenlerin getirdiği Fernet adlı bir karışımdır. 40-60 arası bitkiden damıtıldığı söylenen bu içeceğin tadı kinin acısını andırır. Onun için kola ile karıştırılır. Gece yarısı partileri, içki alemleri genellikle bu Fernet con Cola” ile noktalanır.

Kore:

Bütün Uzak Doğulular gibi Koreliler de içkiye pek dayanıklı değillerdir. Birkaç kadeh içki, ertesi günü zehir etmeye yeter de artar bile. Onların kurtarcı iksiri ise Haejang adı verilen özel bir çorbadır. Bu çorba, kemik suyunun içinde lahana, değişik sebzeler, sığır kanı, soya filizi, mantar, deniz hıyarı, meyve kabukları kaynatılarak yapılır. Yatmadan önce içilen bu çorbanın yanında, erişte, pirinç pastası, soya fasulyesi püresi yenir.

Malezya, Singapur:

Bu ülke insanları ayılmak için Domuz Kemiği Çayı”ndan medet umarlar. Bu çayın demlenişi şöyledir: Bakır tencerelerde domuz kaburgası, yıldız anason, tarçın, sarımsak, soya sosu, ginseng kökü ve diğer şifalı bitki kökleri ile yavaş ateşte uzun süre pişirilir. Bu pişirme sonunda yemeğin rengi çay rengine dönüşür. Tadı da dünyanın en kuvvetli çayı olan Oolongu andırdığı için bu çorbaya Kemik Çayı” adı verilir. Çorbanın yanında mutlaka domuz ciğeri, pirinç lapası ve haşlanmış işkembe yenir. Bu iki ülkedeki bütün gece kulüplerinde, gece yarısından sonra bu çorba servis edilir. Lokantalar da sabah 05.00 ile öğle yemeği servisine kadar bu çorbayı satarlar.

Avustralya:

Bu uzak kıtanın insanları çok içkili geçen akşamın sabahında Karınca Çayı”ndan medet umarlar. Bu çay, yeşil karıncaların sıcak suda bekletilmesi ile yapılır. Ayrıca bu karıncaların canlı canlı çekirdek gibi yenmesinin, insanı daha çabuk ayılttığı öne sürülür.

Moğolistan:

Votka bu ülkede de en çok tüketilen içkidir. Moğollar şişenin dibini görmeden geceye nokta koymayı beceremezler. Onun için de ertesi sabah ayılmakta oldukça zorlanırlar. Bunun için gözlerini açar açmaz, turşu suyu veya domates suyuyla karıştırdıkları votkadan birkaç kadeh içerler. Bazıları da kısrak sütünden yapılmış Kımız ile ayılmaya çalışır. Koyun sütü ile karıştırılmış votkanın da gecenin sarhoşluğuna iyi geldiği söylenir. Bu daha çok Sibirya civarındaki akşamdan kalmaların uyguladığı bir metoddur. Bazı bölgelerde ise sabahları kahvaltıda koyun gözü turşusu” yenir ki, bunu yememek için insan içkiyi bırakabilir.

Bali:

Bu turistik diyarda geceler çok uzundur. Kadehlerin biri gider diğeri gelir. Tabii ertesi gün bir işkenceye döner. Balililer buna çözüm olarak vahşi kaz yumurtalı kahveyi bulmuşlardır. Sabahları sokak aralarında dolaşan termoslu seyyar satıcılar, ayılmak isteyenlere içine bir tane vahşi kaz yumurtası kırdıkları zift gibi kara kahveyi satarlar.

Güney Afrika:

Kentliler ayılmak için genellikle Almanların mucize iksiri Underberg’ten medet umarlar. Kırsal kesim sarhoşları ise ızgarada kızarttıkları yağlı etleri yiyerek gecenin zehrini temizlemeye çalışırlar. Bu etlerin en gözdesi ise Boerwors-çiftçi sosisi”dir. Bu sosis kuzu ve domuz eti karışımı ile yapılır. Etin içine kişniş tohumu, karabiber, muskat, sarımsak ve birçok baharat konur. Bazı yörelerde ise ayılmak için devekuşu yumurtasından yapılan omlet yenir. Fıstık yağı sürülmüş ekmek de ayıltıcı yiyecekler arasında yer alır.

Bu liste uzayıp gider çünkü dünyada ne kadar ülke varsa bir o kadar da ayılma formülü vardır. Bence ayılmanın tek formülü, gece ölçülü içmektir. Hele eve gitmeden önce bol sarımsak ve sirkeli, damardan duble işkembe çorbası (kelle-paça da olur) içerseniz, ertesi gün zımba gibi kalkarsınız.

Mehmet Yaşin kimdir?

Mehmet Yaşin 1950 yılında Ankara'da doğdu. Üniversitede sosyoloji öğrenimi gördükten sonra 1970'li yılların başında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazetelerde muhabir, editör, yazı işleri müdürü ve yayın yönetmeni olarak çalıştı.

Gezi ve keşif dergisi Atlas'ı çıkardı. Daha sonra Hürriyet Dergi Grubu Genel Müdürlüğü görevini üstlendi.

Televizyon kanalları için belgeseller hazırladı. Daha sonra kurucusu olduğu Doğan Kitap'ı beş yıl boyunca Genel Müdür olarak yönetti.

Hürriyet gazetesinde gezi yazıları, çok sayıda dergide yeme-içme üzerine yazılar kaleme aldı, CNNTürk'te hazırlayıp sunduğu 'Lezzet Durakları' programı büyük beğeni topladı.

Yemek ve mutfak üzerine yazılar yazmayı, Atlas dergisi için çıktığı gezilerde gittiği yerlerin yemeklerini de keşfetmeye başlamasına bağlayan Yaşin, "Keşfetmek duygusundan hareketle mutfakları araştırmaya başladım. Yemeğin o yörenin, ülkenin kültürünü anlamak için en iyi araç olduğunu fark ettiğimden beri, mutfaklardan çıkmaz oldum. Yemek için kullanılan malzemeler, pişirme teknikleri, yemeklerin öyküleri derken mutfak vazgeçemediğim ilgi alanı oldu" diyor ve ekliyor:

"Gittiğim ülkeleri anlatırken, yemeğe değinmeyince yazımın yarım kaldığını gördüm. Bir de belki benim önerimle o coğrafyalara gidecek insanlara yardımcı olabilirim duygusu beni yemek yazmaya itti. Ben yemeğin nasıl yapılacağından çok nasıl yapıldığı ile ilgilendim. Yemeğin öyküsü daha çok ilgimi çekti. Yemeğin tarihi merakımı uyandırdı. Okudum, sordum, soruşturdum, biriktirdim. Tüm bu bilgileri kendime saklamanın haksızlık olacağını düşündüm. Benim gibi yemeğin peşinde koşturanlarla paylaşma duygusu ağır basınca yemek yazılarına başladım."

Yayımlanmış kitapları

'Lezzet Durakları', 'Yemek Sırları', 'İstanbul Lezzetleri', 'Uzakname', 'Yakınname' (Doğan Kitap) ve 'Yumurta Nasıl Kırılır?' (Remzi Kitabevi) adlı kitapları yayımlandı.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bu yazıyı mideniz sağlamsa okuyun!

Nüfus artışı ve iklimlerdeki değişim bu hızla devam ederse, sanırım kimse hiçbir yiyecekten tiksinmeyecek, karnını doyurabilmek için bulduğu her şeyi yiyecek

Daldan dala mutfaktan notlar

Adolf Hitler, kendini halkına vejetaryen olarak tanıtıyordu. Aslında bunda bir miktar doğruluk payı vardı. Çünkü hazım zorluğu çektiği için, et ve ağır hamur işleri yemekten kaçınıyordu

Anadolu peynirinde ilk 10 güzel

Ben, Anadolu peynirlerini pek severim. Bin türlü ot ve çiçeğin boy verdiği ovalarda beslenen hayvanların sütünden yapılan peynirleri tatmaya bir türlü doyamam. Sorarım, ararım, bulursam alıp tadına bakarım

"
"