Bordo'da satın aldığı şato, Bilge Yamen'e 2 milyon avroya mal olmuş
Yeni kurulan şarap firması, ilgimi önce şaraplarının adıyla çekmişti. Türk üreticilerin çoğu bu toprakların zengin mirasıyla pek ilgilenmez ve şaraplarında onlara gönderme yapmaz iken, Yedi Bilgeler’in her ürünü bu antik çağlarda bu topraklarda yaşayan filozof ve bilginlerin adlarını taşıyordu. Solon, Anaxagoras, Pythagoras, Hipokrates, Khilon… Şaraplar temiz ve düzgün içimliydi, beyazlarda aromatik zenginlik öne çıkıyordu. İzmir’in Selçuk ilçesindeki şaraphanenin bir de otel ve restoranı vardı, yaz akşamları caz konserleri düzenlenen tesisi Avusturyalı bir mimar, eski çağlardan esinlenerek yapmıştı. Tesisin duvarlarını buraya adını veren yedi bilgenin de birer kabartması süslüyordu.
2010’da burayı çocuk doktoru eşi Gülgün hanım ile birlikte kuran göz doktoru Bilge Yamen, on yıla varmadan hekimliği bıraktı ve hayatını tamamen şaraba adadı. Ve bu serüven onu Bordo’da bir şato sahibi olmaya kadar götürdü…
Château des Vu'nun kökleri 1850 yılına dayanıyor
Bordo’ya da Türk şarabı
Bilge Yamen’in Bordo tutkusu, birkaç yıl önce bölgede yaptığı bir şarap gezisiyle alevlenmiş. Bir şatonun rüstik salonunda harika yemekler yenilen, finalinde yıllanmış konyaklar içilen bir gecenin sonunda, kendisini zengin bir uygarlığın içinde hissetmiş. “O günlerden sonra bölgede uygun fiyatlı araziler de olduğunu öğrenince arayışa girdim. Ve Côtes de Bourg apelasyonunda Pernod Ricard’ın eski önoloğunun satmak istediği bu araziyi buldum” diyor.
Yamen, kökleri 1850’lere dayanan 120 dönüm bağa sahip Haut-Bajac şatosunu yaklaşık 2 milyon avroya almış ve adını Château des Vu olarak değiştirmiş. “des Vu”, “Ben bunu daha önce görmüştüm” anlamına gelen “deja Vu”nun tam tersi, “Bu ân, kısa bir süre sonra bir anı olacak” anlamına gelen bir Fransızca deyim.
Bilge Yamen ağırlıktaki Merlot’un yanı sıra Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Malbec, Sauvignon Blanc, Semillon ve Muscadelle üzümlerinin de yetiştiği bağların bakımlı olduğunu, bazı parsellerin 60 yaşına kadar bile uzandığını söylüyor ve “İlk bağbozumuna beyazlarla başladık” diye ekliyor. Planında burada ürettiği şarapların bir bölümünü Türkiye’ye ithal etmek var. Tabii tersi de sözkonusu: “Türkiye’deki kapasitem de 550 bin şişe, bunun 150 bin şişesini ihracata ayırıyorum. Bunları Avrupa ve ABD piyasalarına sunmak için Paris’te bir de dağıtım şirketi kuruyorum. Fransızlar 7 Bilgeler’i tadarken Türkler de Château des Vu’yu keşfedecek. Bu arada Bordo’da edindiğimiz tecrübeler 7 Bilgeler’in üretimine de yansıyacak...”
Château des Vu
Caz konserleri düzenleyecek
Bilge ve Gülgün Yamen, yoğunlaşan işlerini de paylaşmışlar. Türkiye’deki şarapları Bilge Bey yaparken, Gülgün Hanım da Bordo şaraplarını üretecek, bu arada orada okumaya başlayacak biri 7, diğeri de 11 yaşındaki iki çocuklarıyla ilgilenecek. Yamen’ler, “Planımızda Türkiye’deki gibi şatonun bahçesinde caz konserleri düzenlemek de var. Ayrıca Bordo limanına cruise gemileriyle hayli turist geliyor, onlar için bir tadım yeri de hazırlıyoruz” diyorlar.
Bilge Yamen’e, “Bordo’da Kavaklıdere de iki şato satın almıştı. Ardından da sizin bu yatırımınız geldi. Bu durum şarap üreticilerinin Türkiye’de ekonomik ve sosyal olarak kendilerini güvende hissetmedikleri şeklinde yorumlanıyor” diyorum. Cevabı, “İlk düşüncem bu değil” oluyor. “Ancak Bordo’dan her dönüşümde üzerimde başka bir özgürlük duygusu hissediyorum. Şarabın başkentinde başarılı olmaya çalışmanın heyecanını yaşıyorum. Ayrıca çocuklarım iyi eğitim alsınlar, sanat ve bilim konuşulan bir coğrafyada olsunlar istiyorum…”
7 Bilgeler Şarapları'nın sahibi Bilge Yamen'in Bordo'daki bağları 120 dönüm
Yamen, şu sıralar yüzünü Bordo’ya çeviren tek Türk de değil. Kavaklıdere’nin ve Yedi Bilgeler’in bu kurumsal yatırımlarının dışında ressam İsmail Acar, bankacı Gökhan Toker ve Fransa’nın kızartmalık patates kralı İmam Şahin de Bordo’da şato alanlar arasında. Bordo’daki Türk bağlarının toplamı, şimdiden 920 dönümü bulmuş durumda.
Bundan 20-25 yıl önceye kadar ise bırakın Türk yatırımcıların Fransa’da bağ almasını, Fransızlar Türkiye’ye yatırım imkânlarını araştırıyordu. Ünlü Rothschild’ler Gülor’u kuran Güler Sabancı ile ortaklık için görüşüyor, Toskana’nın şarap kralı Frescobaldi’ler de Kapadokya’da arazi soruşturuyordu. Son çeyrek yüzyılda ülkenin üzerine çöken gerici basınç yüzünden, tüm bunlar hayal oldu.
Bordo’dan üzerlerinde özgürlük duygusuyla dönen şarap üreticilerimizin, aynı özgürlük coşkusunu kendi topraklarında duyabileceği günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle…
Mehmet Yalçın kimdir?
Türkiye'nin ilk "içki yazarı" Mehmet Yalçın, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 1984'ten itibaren haber ajansı ve dergilerde muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine uzanan görevlerde bulundu.
1997'de modern yaşam tarzı dergisi Gurme'yi, 2001'de de Türkiye'nin ilk içki kültürü dergisi Gusto'yu çıkardı. Sabah ve Milliyet gazetesinin Pazar eklerinde 17 yıl gastronomi alanında köşe yazarlığı yaptı.
"A'dan Z'ye Viski", "A'dan Z'ye Şarap" ve "A'dan Z'ye Bira" kitaplarını yazdı.
Dünyanın dört yanında sayısız şarap ve sert içki tadım ve eğitimine katılan Yalçın, danışmanlık ve eğitmenliklerini sürdürüyor, her hafta Türkiye'nin en çok okunan bağımsız internet gazetesi T24'te yazıyor.
|