Ne söylerse söylesin, kendini nasıl savunursa savunsun, maiyetindeki gazeteci/yazarlara ne yazdırırsa yazdırsın, ana muhalefet partisi liderini nasıl suçlarsa suçlasın, yasaları kendine ne kadar yontarsa yontsun...
İflah olmaz.
Tarihe kara leke olarak geçti, adını yazdırdı.
İflah olmaz!..
CHP lideri "Saray'dan talimat almakla" suçladı.
Ve dedi ki; "Erdoğan, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'la sarayda görüştü ve milletvekillerinin düşürülmesi talimatını verdi."
Şentop da yanıt verdi. Dedi ki; "Talimatla iş yapmaya alışkın olanlar başkalarını da kendileri gibi sanır."
TBMM Başkanı açıklamış, şu madde böyle diyor, bu madde şöyle diyor, bizim hukukçuların yorumu böyle; alayı boş laf.
Maiyetindeki gazeteci/yazarlar istediği gibi kalem oynatıyor. Gerekçeler üretip savunma mekanizmaları geliştirip yazıyor.
Ama sonuç değişmez, milletvekilini hapse gönderen 'Başkan' iflah olmaz.
Siciline işledi, daha da silinmez.
Diyor ki; "Talimat almam, kimse bana talimat veremez."
Tamam kabul, o halde cevap ver, ikisi HDP'li, biri CHP'li üç milletvekilinin vekilliğini neden düşürdün?
İkinci kez TBMM Başkanı olmak için mi? Temmuz ayındaki oylamaya sarayın desteğini almak için mi?
Hayır diyecektir. Makamda gözüm yok diyecektir.
O zaman neden?
Neden bekledin de bugünü buldun! Zamanlama manidar değil mi?
Yasamanın başkanı da 'hazır ol' pozisyonuna geçmişse lafı eğmeden, bükmeden söyleyeyim; demokrasinin 'D'si kalmamış demektir.
Bu durumu en iyi bilen Şentop olmalı. Kendisi Anayasa Hukuku Profesörü. Gerçi Anayasa falan kalmadı ama memlekette, hâlâ bu sıfatı kullananlar var.
Cevap versin:
Yasamanın yürütmenin emrine girdiği rejimlere ne denir?
Ne ad verilir?
Sözü uzatmayalım. Şentop yeniden TBMM Başkanı seçilirse nasıl yemin edecek? Milletvekillerin yüzüne bakarak ne diyecek?
Milletvekilini hapse gönderen TBMM Başkanı'na ne denir?
Siz söyleyin.
Ben sadece iflah olmaz diyorum.