10 Aralık 2023

İstikrarsız bir ülkeye dengesiz bir lider: Arjantin Devlet Başkanı Anarko-Kapitalist, Mini Trump, Deli Peruk Javier Milei

Sanki dünyada yeteri kadar popülist ve faşist eğilimli lider yoktu

Sanki dünyada yeteri kadar popülist ve faşist eğilimli lider yoktu. Geçenlerde kucağımıza geleneksel yozlaşmış politikacılardan sıtkı sıyrılmış ve her gün biraz daha fakirleşen Arjantin halkının seçtiği "deli" ve "peruk" lakaplı, elinde çalışan bir elektrikli testereyle dolaşan yeni devlet başkanı Javier Milei düştü. Dağınık saçlarıyla ve herkese devamlı bağıran kişiliğiyle Boris Johnson'a ve Donald Trump'a benzetilen 53 yaşındaki eski TV yorumcusu "ekonomist" unvanını bir zamanların yükselen yıldızı olan, ama şimdi ağır bir ekonomik kriz içindeki ülkesinde iyi kullandı. Ne de olsa iki master'ı vardı. Siyasete yeni girmiş bir çaylak olmasına rağmen geleneksel politikacılardan nefret eden seçmenler için bunu bir avantaja dönüştürdü ve oyların yüzde 56'sını aldı. Özellikle seçmen yaşının 16'ya düşürüldüğü Arjantin'in işsiz ve fakir gençlerinin neredeyse hepsinin oyu renkli aday Milei'e gitti.

Arjantin'de cami duvarı

İlginçtir ki Milei'in bu başarısı yaptığı bizim kültürümüzde cami duvarına hacet yapmak ile eşdeğer olan yaptığı gaflar sonrasında gerçekleşti. Örneğin Arjantin doğumlu ve halkın sevgilisi Papa Francis'i "embesil" olarak nitelendirdi. Yine futbol ikonu Arjantinli merhum Maradona ile alay etti. Serbest piyasa referansları olduğunu iddia ettiği Amerikalı gangster Al Capone'a hayran olduğunu defalarca söyledi. Üstüne üstlük Falkland savaşındaki rolü nedeniyle ülkede hiç sevilmeyen eski Birleşik Krallık Başbakanı Margaret Thatcher'i övdü.

Yıllardır süren ve ağırlaşan ekonomik krizden bunalan Arjantinliler oylarını "denize düşen yılana sarılır" misali bu sistem dışı ve gençlere hitap eden renkli adama verdi. Böylece Milei bence hiçbir suçun ya da kabahatin yapışmadığı "teflon başkan" unvanını Trump kadar hak etti. Bu arada eski Brezilya başkanı Bolsanaro'ya yakıştırdığım "Trump Lite" unvanını bundan sonra Milei'e transfer ettiğimi belirtmek isterim.

TIKLAYIN - Mehmet Ali Çiçekdağ, Jair Bolsonaro: Brezilyalı Trump, Trump Lite, Çakma Trump, Sambacı Trump, Latin Trump, Tropik Trump

Baba dayağı

2 Nisan 1982'de İngiltere Falkland Adalarını geri almak için Arjantin'e savaş ilan etti. Javier Milei o zaman 12 yaşındaydı ve televizyonu izledikten sonra bu çatışmanın Arjantin için muhtemelen kötü sonuçlanacağını söyledi. Bunu duyan babası Norberto bir tür vatansever öfkeye kapıldı ve oğlunu evin her yerinde devamlı dövdü. Kız kardeşi Karina büyük bir şok yaşadı ve hastaneye kaldırıldı. Annesi Alicia evde yalnız bırakılan kötü bir dayak yemiş oğluna telefon açtı ve "Javier, kız kardeşin ölecek ve bu senin suçun" dedi. Bu olayın küçük Javier'in psikolojisi üzerindeki olası etkilerini tahmin etmeyi aziz okuyuculara bırakıyorum.

İki evinize de veba

Milei seçim sloganı olarak William Shakespeare'in Romeo ve Juliet trajedisinde iki aile arasındaki husumet sonucu ölmekte olan bir karakterin son cümlesini seçti: "İki evinize de veba". Bu "taraf tutmayacağım, ikiniz de hatalısınız ve benim bununla hiçbir ilgim yok" anlamına geliyordu.

Lanet okunan evlerden birincisi Arjantin'in geleneksel oligarşisini temsil eden merkez-sağ koalisyondu. İkinci ev ise 1940'lı yıllardan beri ortanın solu ideolojiyi ve iktidarı temsil eden Peronizmdi. Ülkenin II. Dünya Savaşından sonraki yılları bu iki blok arasında mücadele içinde geçti. Genelde Peronizm sol, orta ve sağ kanatlarıyla iktidardaydı.

Geleneksel oligarşi: Büyük çiftlik sahipleri

Arjantin bağımsızlığını 19. Yüzyılın başlarında İspanya'ya karşı büyük çiftlik sahiplerinin önderliğinde savaşarak kazandı. Bu geleneksel oligarşi toprak mülkiyeti başta olmak üzere ülkenin tüm ekonomik kaynaklarını elinde bulunduruyor. Arjantin 20. Yüzyılın ilk yarısında dünyanın en zengin on ekonomisi arasındaydı, Kanada ve Avustralya'nın önündeydi. Sanayileşme ile oldukça büyük bir işçi sınıfı oluştu, sendikalaşma sonucu sınıf mücadeleleri ve grevler başladı. Sağ muhafazakar iktidarlar protesto eylemlerini şiddet kullanarak bastırdılar.

Juan Peron ve Peronizm

Emekli general Juan Peron bu sağ-sol kavgası koşullarında ortaya çıktı. 1940'lı yıllarda Adaletçi Parti'yi kurdu ve işçi sendikalarının ve emekçilerin oylarıyla iktidara geldi. Peron egemen sınıflarla emekçi sınıflar arasında çatışma yerine barış getirecek bir formül aradı ve her derde deva yamalı bohça popülist, milliyetçi ve sosyal devletçi Peronizm doğdu.

Sosyalistler Peronizmi korporatist, kapitalist ve hatta faşist olmakla eleştirdiler. Muhafazakar sağ da Peronistleri komünist, devletçi ve bürokratik diye adlandırdılar. Bence herkes bir miktar haklıydı. Bu yüzden Peronistler kendi aralarında bölündüler, sağ Peronizm, sol Peronizm, faşist Peronizm ve sosyalist Peronizm oluştu ve taraftarları sık sık birbirleriyle kavgaya tutuştular.

Arjantin'in son on yıldır girdiği ağır ekonomik kriz Peronist bir yönetim altında yaşandı. Bugün Arjantin yüzde 143'lük enflasyon oranıyla dünya dördüncüsü. Hiç de inandırıcı olmayan TÜİK'in verileri ülkemizi beşinci olarak gösteriyor. İlk üçte Venezuela, Zimbabwe ve Sudan gibi baskıcı rejimler var. Zaten kitlelerin bu düzeylerdeki enflasyon oranlarına isyan etmeden katlanabilmesi ancak bu tür rejimlerde mümkün.

Üç Y: Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele

Javier Milei siyasete 2020'de girdi. O zamanlar yüksek sesle kamu harcamalarına karşı çıkan bir TV yorumcusuydu. Yüzde 150'ye yaklaşan enflasyon, her gün biraz daha değer kaybeden peso, gelir dağılımının bozulması sonucu gittikçe artan yaygın yoksulluk onu kurulu düzen politikacılarına karşı ciddi bir alternatif haline getirdi. Yıllardır süregelen sosyalist ve sosyal demokrat iktidarlar kötü yönetim ve yolsuzluk nedeniyle bu doğal ve insan kaynakları zengini ülkenin dertlerine çare bulamamıştı.

Milei'nin Merkez Bankası'nı ve bakanlıkların çoğunu kapatmak ve peso yerine Amerikan doları kullanmak gibi son derece radikal fikirleri vardı ama enflasyonu dizginleme reçetesi tipik bir sağcı formül olan ücretleri ve talebi kısmaktan başka bir şey içermiyordu. Bunun da sosyal güvenlik ağı çökmüş ülkede toplumun çoğunu daha da fakirleştirip bir beslenme sorunu yaratacağı kesindi. İronik olan eğitim seviyesi oldukça yüksek olan Arjantin'de halkın kendi ekonomik çıkarlarının tersine oy kullanmalarıydı. Bill Clinton "en önemlisi ekonomidir" sloganıyla iktidara gelmişti. Ancak son zamanlarda tüm dünyada seçimlerin sonuçlarını ekonomiden çok kültür savaşlarının belirlediğini gözlemliyoruz. En belirgin örnek için hiç de uzaklara gitmemiz gerekli değil.

Uluslararası piyasalar Milei'i solcu seleflerinden daha iyi bir yatırım olarak gördü ve görev başına gelişini çok olumlu karşıladı. ABD borsalarında Arjantin hisse senetleri ve tahvilleri yükseldi.

Aşırı harcamalar, aşırı korumacı ticaret önlemleri, yüksek dış borç ve aşırı peso basmak gibi yanlış politikalar 46 milyonluk ülkeyi ekonomik bir çıkmaza sokmuştu. Hiper enflasyon ortamında vatandaşlar pesolarını olabildiğince çabuk harcamak veya ABD dolarına ve kripto para birimlerine dönüştürmek zorundaydılar. Öte yandan aşevlerinin önündeki yoksul kuyrukları gittikçe uzuyordu.

Savulun, General Ancap geliyor

Dağınık saçları nedeniyle "peruk" lakabı takılan Milei agresif ve teatral tarzıyla, küfür dolu tiratları ve rakiplerini yerin dibine sokan negatif siyasi kampanya taktikleriyle popülarite kazandı. Dikkat çekmek için General Ancap (Anarko Kapitalist) adlı bir süper kahraman kostümü giydi, devleti budayıp küçültmek istediğini simgelemek için her yerde elinde çalışan bir elektrikli testereyle dolaştı. Bir arkadaşı "eğer Javier saçlarını düzgün bir şekilde tarasaydı, eline testere alıp bağırıp çağırmasaydı televizyonlardan bu kadar çok davet alabilir miydi?" diye konuştu.

Evli olmayan Milei'in yeni kız arkadaşı artist Fatima Florez. Ancak en yakın sırdaşı seçim kampanyasını yürüten ve "first lady" olacağı söylenen kız kardeşi Karina. Bir diğer yakın arkadaşı üç yıl önceki ölümünden sonra klonlamak için 50.000 dolar harcadığı sadık köpeği Conan'dı. Şu an hepsi liberal ekonomistlerin adını taşıyan dört klonu daha var.

Javier Milei silah satın alma ve bulundurma yasalarının daha da gevşetilmesini savunuyor, feminizme ve küresel ısınmayı önleme politikalarına karşı çıkıyor. Ancak bence en radikal ve uygulaması güç olan gündem maddesi ulusal para birimi pesoyu ABD doları ile değiştirmek istemesi.

Devlet: Silah zoruyla vergi toplayan bir suç örgütü

Milei devleti vergileri silah zoruyla toplayan bir suç örgütü olarak nitelendiriyor. Arjantin merkez bankasından başlayarak devleti küçültme ve insanların hayatından çıkarma misyonu olduğunu söylüyor. Milei'in libertaryen idealleri onu bazı sosyal konularda daha az tutucu hale getirdi. Devlete bir maliyeti olmadığı sürece uyuşturucuların yasallaştırılmasını, seks işçiliğini, transseksüel haklarını ve eşcinsel evliliği destekleyebileceğini söyledi. Ancak kürtajı bir cinayet olarak nitelendirdi ve yıllardır yasal olan uygulamayı referanduma götüreceğine söz verdi. Ayrıca LGBTQ hareketi için kültürel Marksizm’i suçladı.

Çekici bir televizyon ürünü

Milei geçtiğimiz günlerde Amerikan sağcı Fox TV'nin eski yıldızı Tucker Carlson'a bir mülakat verdi ve bir Rolling Stones cover grubunda şarkıcı ve yarı profesyonel bir futbol kalecisi geçmişinin çekici bir televizyon ürünü yarattığını söyledi ve imajın öneminden bahsetti.

Milei her fotoğraf çekiminde aynı Trump'vari çatık kaşlı ve büzülmüş dudaklı görüntüyü veriyor. Stilistine göre onun marka görünümü olan deri ceket, dağınık saçlar ve uzun favoriler çizgi roman karakteri Wolverine'i çağrıştırmak için tasarlandı. Çünkü o da Wolverine gibi bir anti-kahramandı.

"Artık yarım tedbirlere yer yok"

Peki eli testereli anarko-kapitalist "peruk" Milei seçmenlere neler vaat etti? Merkez Bankası'nın kapatılması, pesonun yerini Amerikan dolarına bırakması, bakanlıklarının çoğunun kaldırılması, kamu iktisadi kuruluşlarının ve enerji kaynaklarının özelleştirilmesi bunlardan bazıları. "Deli" Başkan bu radikal çözümlerin yanında halka geleneksel siyasal elitlerin ve yozlaşmış sosyalist devletin vesayet rejiminden kurtularak özgürleştiği ve daha az vergi vereceği mesajını verdi. Popülist liderlerin elitlerin vesayetinden kurtulmak mesajı kitleler üzerinde işe yarayan en başarılı markalarıdır. Ancak programındaki kürtaj yasağının ne biçim bir özgürleşme olduğu sorgulandı. Milei bireysel silahlanma hakkının yasalaşmasını, organ satışına izin verilerek yoksulluğa çare bulunacağını savunuyor. Dış politikada ABD ve İsrail ile anlaşmak ve Brezilya ve Çin'den uzaklaşmak taraftarı.

'Falkland'ın şimdilik güvende olduğunu düşünüyorum'

Chatham House'daki Latin Amerika uzmanı Sabatini Arjantin'in bir süre işgal ettiği Falkland/Malvinas adalarının Arjantin'in ideolojik yelpazesinde aşırı duyarlı sinir uçlarını kaşıyan önemli bir yerinin olduğunu söylüyor. Milei'in Margaret Thatcher'e olan sevgisi göz önüne alındığında yakın gelecekte Falkland'ın güvende olduğunu düşünüyor. Ancak popülist siyasetçilerin kendilerine uygun bir zamanda milliyetçiliği körüklemek için bu sinir uçlarına dokunup fay hatlarını kaşımaları ihtimal dahilinde. Milei'in babasından yediği en büyük dayağın Falkland yüzünden olduğunu hatırlatmak isterim.

Mini Trump

Arjantinli-Amerikalı aşırı sağ uzmanı Finchelstein Milei için "o açık bir şekilde bir mini Trump" dedi. Milei'in aynen Trump ve Bolsonaro gibi aşırı sağ siyasetin modern şeklinin önde gelen uygulayıcıları olduğunu söyledi. Ortak paydalar bayağılık, elitlere ve kurumlara saldırı, haber medyasının itibarsızlaştırılması, bilime güvensizlik, kişilik kültü ve kendini beğenmişlikti.

Milei nasıl kazandı?

Testeresinin motorunu çalıştırarak, yani bir çeşit silah çekerek seçmenlerden oy isteyen Milei'in kazanacağına kendisi dahil fazla kişi ihtimal vermiyordu. Onu küçük gördüler, geleneksel medyada çıkmadığı için yavan, elitlere hitap etmediği için avam buldular. Milei alışılmış yöntemleri kullanmadı, sokak sokak gezmedi, ülkeyi dolaşıp esnaftan ve pazardaki emeklilerden oy istemedi.

Milei buna karşın gençlerin sevgilisi Tiktok'u ve sosyal medyayı kullandı, deri ceket giyerek dolaştı, şarkı söyledi, gençlerin anlayacakları dilden konuştu. Çevrimiçinde taşıma tabur troller değil, gerçek takipçiler yarattı. Z kuşağının sabırsız olduğunu ve çabuk dikkatinin dağıldığını bildiği için hep kısa konuştu ve bağıra bağıra bildik sloganları tekrarladı.

Birilerine akıl vermiş gibi olmayayım.

Yazarın Diğer Yazıları

Eksantrik devlet düşmanı Arjantin Başkanı Javier Milei'in yıl sonu karnesi

Ekonomi: C+, Sosyal politika: F, Siyasi liderlik: B, Uluslararası ilişkiler: B, Çevre ve enerji politikaları: D. Bir Hitler değil ama kendi bindiği dalı kesen artist Mussolini

Klasik rock albümü tavsiyelerim I

Bob Dylan, Beatles, Van Morrison, Grateful Dead, Who, Rolling Stones ve Pink Floyd… Cahiller bari iyi müzik dinlesinler!

Amerika'nın Türkiyeleşmesi

Sokaklar göçmenlerle doldu. Kulağa gelen dil ve müzik, restoranlardan ve siyasetten gelen kokular değişti. Öğrenciler kopya çekmeye başladı. Yargı siyasallaştı. Siyaset kutuplaştı. İnsanlar daha karamsar oldu. Ne olacak bu Amerika'nın hali?

"
"