06 Şubat 2022

Eski bir İstanbul lezzeti: Fincan Böreği

Fincan böreğinin tarihçesi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor ve ilk defa 17. yüzyılda, Muhammed Murad Buhari'nin Sohbetnamesi'nde görülüyor

Fış fış kayıkçı
Kayıkçının küreği
Hop hop eder yüreği 
Akşama fincan böreği.... 

İstanbul'da börek dediğimizde ilk aklımıza gelenler Sarıyer, bol pudra şekerli Kürt böreği, sigara böreği, talaş böreği, avcı böreği olsa da aslında fincan böreği de İstanbul'un tarihinde yer alan ve günümüzde nedense sadece çocuk şarkılarında kalan bir börek.

Bu böreğin tarihçesi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor ve ilk defa 17. yüzyılda, Muhammed Murad Buhari'nin Sohbetnamesi'nde görülüyor. 

Evliya Çelebi'nin 17. yüzyıl'da Seyahatnamesi'nde verdiği bilgilere göre Osmanlı mutfak kültüründe İstanbul'dan 39 çeşit börek bulunuyor. Bunların arasında Tatar, bohça, ıspanak, kabak, şalgam, Arnavut böreği gibi böreklerin yanı sıra fincan böreği de yer alıyor.

Fincan böreğinin isminden de anlaşıldığı üzere bu böreğe şekil fincan ile veriliyor. Hamur hazırlandıktan sonra iç harcı doldurulup kapatılıyor ve ince bir fincan yardımıyla yuvarlak yuvarlak kesiliyor. Kızartırken uygulayacağınız ufak ipuçlarıyla kabarıyor, puf puf oluyor. Orijinal tarifte kıyma bulunuyor. 

Ayrıca 1844'te Mehmet Kâmil'in kaleme aldığı Melceü't Tabbâhîn yani Aşçıların Sığınağı kitabında da yer alan bir börek. Hatırlatalım bu kitap aynı zamanda basılmış olan ilk Türk yemek kitabı olarak da geçiyor. 

Anlayacağınız günümüzde birçoğumuzun mutfaklarında olmayan, kaybolmaya yüz tutmuş bu tarifin geçmişi oldukça eski. Börek deyince araştırmaları ve çalışmalarıyla aklımıza ilk gelen isimlerden biri "Bir Dünya Börek" kitabının yazarı ve yemek kültürü araştırmacısı Ayfer Yavi'nin elinden fincan böreği tarifi: 

Hamur malzemeleri

2 su bardağı un 
1 yumurta 
1 su bardağı ılık su 
Tuz 

İç malzemeler

2 baş soğan
500 g kıyma
150 g tereyağı
Tuz, karabiber

Tereyağını eritip soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun ve kıymayı ekleyin. 15 dakika kavurup tuz karabiberini serpin. Ateşten alın. 

Unu geniş bir kapta eleyin. Yumurtayı içine kırın ve kaşıkla unun içinde yumurtayı karıştırın. Ilık suyu da yavaş yavaş karışıma ekleyin. Bir çimdik tuz da ekledikten sonra yoğurmaya devam edin. 

Hamurun yarısını kesip oklava yardımıyla açın. Kıymalı harcı aralıklı olarak yerleştirip üzerini hamurla kapatıp bir fincan yarımıyla yuvarlak şekilde kesin.

Zeytinyağında önlü arkalı kızartın. 

Afiyet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları

Sefarad Mutfağı'nın en tasarruflu yemeği

Çocukken kaşkarikas ne komik isimdir diye düşünürdüm hep

Gaya balığı geldi madame!

Yakalandı mı çabuk bozulurdu bu balıklar, bu sebeple içinde deniz suyu olan leğenlerde satılırdı. Kahverengi, kaygan derisinin içinden beyaz yumuşacık bir et çıkardı

Geçmişten bugüne güllaç

Güllaç, Ramazan ile özdeşleşmiş kültürel bir öğe olsa da aslında daha fazlası. Araştırmalar güllacın tarihinin 7. yüzyıla uzandığını gösteriyor