16 Aralık 2014

Vesayet Disneyland'de

Dikta meraklıları için eşi bulunmaz bir eğlence parkı artık Türkiye…

Bir yıldan beri bu korkunç “paralelcilerin” işlediği suçların propagandasını dinliyorduk, iktidar “pek yakında” anonslarıyla bu “suçların” açıklanacağını duyuyordu…

Bu konuda yazılar yazılıyor, konuşmalar yapılıyordu…

Halk da merakla bekliyordu…

Nihayet pazar günü “büyük suç” açıklandı, hepimiz suçu öğrendik…

“Paralelciler” TV dizisi çekmişler…

Vay vay vay vay…

Bu “seri dizicilerin” reisleri olarak da Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile birlikte gazeteciler, polisler ve birkaç dizi görevlisi gözaltına alındı…

Dumanlı’nın gözaltına alınışını canlı yayında izledim…

Televizyonu ilk açtığımda, Dumanlı’nın polisleri gözaltına aldığını sandım, görüntü öyleydi…

Ekrem Dumanlı duruma hakimdi, rahattı, cesur konuşmalar yapıyordu…

Polisler ise sessiz ve gergindi…

Dumanlı polis arabasıyla, alkışlar, sloganlar, selamlar arasında gazeteden ayrılırken hayatımıza da yeni bir kelime katıldı; “Tahşiyeciler”.

Bu kelimenin yazılışını birkaç defa kontrol ettim, yine de yanlış yazabilirim… Her baktığımda ş ile h harfleri zihnimde birbirine geçip yer değiştiriyor…

“Paralelciler”, Tahşiyecilerle ilgili tv dizisi yapmışlar, onlar dizi yapınca da polis Tahşiyecileri yakalamış…

Bu haksız bir operasyon olmuş…

Operasyon haklı mı haksız mı bilmiyorum… “Haksız bir operasyon” olduğunu iddia edenler de haklı olabilir…  

Peki, bu operasyon emrini dizinin senaristi ya da yönetmeni mi vermiş acaba diye merak ettim…

Yoksa makyöz de mi işin içinde, “gizli lider o mu” sorusu da aklıma takıldı…

İnternete girip baktım emri kim vermiş diye…

Emri, o sırada İstanbul Valisi olan Muammer Güler vermiş, üstelik bu “Taşhiyecilerin” El Kaide ile bağlantılı olduğunu açıklamış…

Çok başarılı bulunmuş ki ilerleyen zamanlarda kendisi İçişleri Bakanlığı’na layık görüldü…

Hatırlayacağınız gibi daha sonra da kendini Reza Zarrab’a adayarak, halka mal olan o unutulmaz sözleri söyledi; “Senin önüne yatarım Reza.” 

Fakat gelin görün ki son operasyonda Muammer Güler değil de TV dizisini yapanlar gözaltına alındı…

Epeyce bir gazeteci de operasyonun içine eklendi…

Avrupa Birliği, “Arkadaşlar siz bize üye olmak istiyorsunuz ama bu yaptıklarınız hukuka ve demokrasiye uymuyor… Hukuka ve demokrasiye uyun” dedi…

Cumhurbaşkanı ise, “Sen kendi işine bak koçum… Hadi ikile” türünden bir açıklamayla Avrupa Birliği ile artık pek bir ilgimiz kalmadığını bütün dünyaya duyurdu…

Avrupa’dan yolları ayırdı…

Aslında ortaya çıkan bu tabloya bakınca şu anda askeri vesayetin generallerinin hayalindeki “Disneyland’in kurulduğu anlaşılıyor…

Dikta meraklıları için eşi bulunmaz bir eğlence parkı artık Türkiye…

Yargı bağımsızlığı yok…

Hukuk yok…

Demokrasi yok…

Canının istediğini canının istediği gibi suçluyorsun…

Kanıt göstermek zorunda değilsin…

Şüphelensen yeter…

Seni eleştiren gazetecilerden de haliyle şüpheleniyorsun ve hepsini içeri atabiliyorsun…

Avrupa Birliği’nden yolunu ayırıp, demokrasi ve hukuk gibi Batı’nın “gereksiz” dayatmalarından kurtuluyorsun…

Vesayet paşaları bu tabloya bakıp, “işte cennet budur” diyorlardır…

Her taraf oyuncakla dolu, istediğinle oyna, gazetecileri hapset, dizicileri gözaltına al, Avrupa’yla yolları ayır, işadamlarını korkut, istediğin yolsuzluğu yap, kimseye hesap verme…

Doksan yıllık hayal gerçek oldu…

Tabii hayat biraz kalleştir, her şeyi istediğin kadar mükemmel vermez…

Yolsuzluk, hırsızlık, Avrupa’yı hakaretlerle kovalamak, hukuku yok etmek harika da ekonomi denilen bir meret var ki ona söz geçmiyor…

Çünkü bu “Disneyland”in maliyeti biraz tuzlu…

Böyle bir Disneyland kurmak istediğinde büyüme geriliyor, milli gelir azalıyor, dolar 2.30’un üzerine fırlıyor, yatırımlar yurt dışına kaçıyor, enflasyon yükseliyor, işsizlik yüzde 10’u geçiyor, gençler arasındaki işsizlik yüzde 19’a çıkıyor…

Hukuk efendi gibi laf dinlerken, ekonomi denilen “paralel” düşman bildiğini okuyor…

Güzel cennetimizin oyunbozan şeytanı ekonomi…

Ne yapmalı peki?

Benim aklıma gelen TV’lerdeki ekonomi programlarını yapanları zaman geçirmeden gözaltına almak…

Doları da paralelcilikten tutuklamak…

Eğlenceye gönlünce devam etmek…

Bir de güvenilir yandaşlarımıza “Vesayet Disneyland’de” isimli fiyakalı bir dizi çektirmek…

“Dizide iş yok” diyenleri de, “polis, asker, savcı, yargıç” olan esnafa dövdürmek…

Esnafa birer de gömlek dağıtılsın diyorum örtülü ödenekten…

Kahverengi ya da siyah olsun…

Hiç olmazsa kir tutmaz…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hayaller duşakabin

Bu saçma sapan hayalin toslayıp paramparça olacağı duvara fazla bir şey kalmadı…

"Ay resmen evrim"

Mizahtan korkanların çaresiz vahşetleri bunu durdurmaya yetmez…

Reddedildi

Bana kalırsa bunların para sayma makinasından çok hesap makinasına ihtiyaçları var…

"
"