08 Mart 2025

TED, Trump ve en önemli konumuz AB görüşmeleri…

Beğense de beğenmese de bir AVRUPALI HALK olan Türk milletinin, medeni ülke milletleri şartlarında yaşamaları için AB’ye girmekten başka bir şansı yok

Bu hafta Trump yazacaktım. Bu konu sadece beni veya dünyayı ilgilendirmiyor. ABD Başkanı bir Neandertal Klanı şefini andırır tarzı ile dünyadan isteklerini sıraladı... Kanada’yı Panama’yı filan istiyor…

Benim konularım ile ilgili (Çin endüstrisi ilişkileri, yeni gümrük tarifeleri vs.) konularını tam incelemeye başlamıştım ki; Sn. Özgür Özel AB Senatosu’na hitap etti. Her aklı başında, aydın Türk vatandaşının bu konuya her şeyden çok dikkat etmesi, ilgilenmesi, becerebiliyorsa müdahil olması gerek.

Trump’I bazı “özdeyişler” ile hatırlatıp sonraya bırakacağım.

Gandi’den bir özdeyiş; “Eğer iktidarda bir salak varsa, onu seçenler o ülkede tam temsil ediliyor demektir.”

Bir başka özdeyiş; “Bir palyaçoyu saraya yönetici seçerseniz, o kral olamaz ama saray sirke döner...”

Bu sözler bu aralar ABD medyasında sık kullanılıyor. Bu manada kim ne derse desin ben ABD halkının çok ciddi bir demokrasi rejimi sahibi olduğunu söylemek isterim. Ben ABD yöneticilerinin birçok “sakıncalı” uygulamasını yine ABD medyasından öğreniyorum. Başka yerlerde olsa; alimallah yazana neler yapmazlar! Hatta ünlü Aktör Robert De Nero’nun Oscar Ödül Töreni’nde “F..ck Trump!!” diyebilmesi diğer bazı ülkelerde düşünülemez dahi... Düşünülse bile; iktidar yanlısı bir AI (yapay zeka) derhal yakalar, sonra da kırk katır mı kırk satır mı?

Bu seçim sonucu Amerikan halkının önemli bölümünün de “birçok şeyin farkında olmadığını” zımnen dünyaya açıklamış oluyor. Onlara benzeyen başka halklar ’da vardır şüphesiz...

Bir başka konumuz da sevgili okulum ANKARA KOLEJİ velilerinin şu aralar çektikleri. Ülkede enflasyon 40 civarı, maaşlara en çok yüzde 30 zam yapılmış, okulun ücreti en az yüzde 60 yükselmiş... Çimento fiyatından herhalde!

Kendisinden sık sık bahsettiren inşaatçı eğitimci zatın yönettiği TED ve bağlı okullar da ilişkiler hiç benim zamanımdaki gibi değil. Veliler önümüzdeki Pazartesi yeniden TED yönetimi ile toplanıp görüşeceklermiş. Oradan gelen bilgileri de katarak sizlere uzun yazacağım.

Bu ara dikkatimi çeken; ilkokul küçük sınıflar ve hazırlık sınıfları öğrenci fiyatlarına yüzde 110’dan yüzde 135’e varana kadar zam yapmışlar. Sanki inşaatçı eğitim yöneticisi, 90 yıldır okula çocuğunu yollayan veli profilini değiştirmek istiyor gibi?

Hepsini inceleyeceğiz... Selçuk Pehlivanoğlu’na sualler sorduğum ilk yazıdan 3 ay geçti; bir cevap yok!? Zannederim bir ikrar (doğrulama, kabullenme) durumu var….

Gelelim ülkemiz ve Avrupa ilişkilerimize… Yukarıda söyledim, beğense de beğenmese de bir AVRUPALI HALK olan Türk milletinin, medeni ülke milletleri şartlarında yaşamaları için AB’ye girmekten başka bir şansı yok.

Düzgün yaşama derken, babadan oğluna geçen hayat şartlarının dedesinden babasına geçenden daha iyi olduğunu kast ediyorum

Hangi konuyu ele alırsanız alın; ekonomi, sağlık, eğitim, demokrasi, vs vs, bu durum ülkemizde mevcut değil.

Peki biz bu geçen 22 yıllık AKP iktidarı sayesinde nereden nereye geldik?

Kendinize yada etraftan birine sorun; 2025 yılında, mesela 60 yaşında bir kişinin (AKP geldiği vakit okulunu bitirmiş, hayata atılmış, çoluk çocuğa katılmış olsun...) Hangi konuda hayatı daha iyi oldu??

Sağlık mesela ? Bugün hastane binaları, içindeki tıbbı alet edevat çok güzel; Nerede ise hepsi (iktidara yakın!) ithalatçılar tarafından (bilmem kaç yüz defa değiştirilmiş İhale Kanunu ile yapılan ihaleler ile!) temin edilmiş. Ama, hastayı tedavi eden bina alet edevat değil; doktor? Nerede bizim dünya çapındaki doktorlarımız? Gittiler, kalanlar da çok mutlu değil, gidemedikleri için gitmediler; arada bir hastalardan dayak yiyip, koca hastanelerde, 3 dakikalık muayene ile tek numaralara aspirin, çiftlere kinin error ile meşguller.

Eğitim mi düzeldi? Dünya çapında, üst listelere girebilen bir tane yüksek okulumuz yok (ilk 1000 içinde birtek ODTÜ var.)

Lise desen; işte TED ortada; Atatürk’ün (akıllı Türk çocukları için) kurdurduğu bu asırlık kurumda 23 yıldır (nasıl seçildiği pek bilinmeyen) başkanlık yapan İnşaatçı Siyasetçi Eğitimci; Eğitime tarikatları sokan iktidarin Eğitim Bakanı’nın danışma kurulunda... Bir ayda profesor, 10 günde dekan, hatta rektör olan “hocalar” var.

Orta, hatta ilk öğretim okullarında “sünnet çocuğu kıyafetli” tarikatçılar dolaşmaya başlamış..

Ekonomiye bir bakalım desek, AKP geldiğinden beri “Toplayabildiği paradan daha çok para harcıyor!!” Milli geliri nasıl arttırırım diye düşünen yok. Para matbaasına ver talimatı bassın parayı. Sonra enflasyon filan…

Cahil vatandaş, “enflasyonu geceleri çıkan ve ekonomiyi karanlıkta bozan!!” bir nevi vahşi hayvan; veya birkaç terörist gurubu filan zannediyor herhalde.

İhracatı şuradan şuraya çıkardık diye böbürleniyorlar!?

Kim çıkarttı kardeşim? Diyanet İşleri mi?? Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü mü, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu mu?

“Sizin Uyguladığınız Serbest Pazar Ekonomisi” sistemini biz mi yanlış biliyoruz? Özel sektör yapmıyor mu bu ihracatı; hani şu Polis eşliğinde savcıya getirdiğiniz özel sektör değil mi!!

Sizin yerinize, sokaktan adam çevirip bakan yapsaydık; ihracat iki misline çıkardı. Ekonomi yerlerde sürünüyor. Ne yaşlınıza ne işçinize bakabiliyorsunuz... “Enflasyon seneye düşecek” lafı “kurt geliyor!!” diyen yalancı çobanı geçti...

Hadi ben taraf tutuyorum, AKP’nin uygulamalarını 20 yıldır tenkit ediyorum…

Bir de AB yöneticilerinin; yani; bir araya gelip koydukları kurallar ile milletlerini refah içinde yaşatan insanların, bizim için; bize yolladıkları raporlara bakalım!

Batı dünyasının en medeni organizasyonu, bizi, askerî varlığımız, büyük pazarımız, ve asıl önemlisi AVRUPALI olduğumuz için içlerine almağa çalışan (AB) Avrupa Birliği’nin bir nevi hükümeti olan AB Komisyonu’dur.

Avrupa Komisyonu, yeni Avrupa yasalarının planlanması, hazırlanması ve önerilmesinden sorumludur. Bunu kendi inisiyatifiyle yapma hakkına sahiptir. Önerdiği yasalar, Birliğin ve bir bütün olarak Avrupa vatandaşlarının çıkarlarını savunmalıdır.

Bu gayretlere cevaben, bizim siyasetçilerimizin ise “kendi seçmeninin O siyasetçi kişiyi “önemli” saysın diye, daha da basit anlatım ile -kişisel sebeplerden-” yaptıkları saçmalıklar yüzünden alamayan da ayni AB… Bu insanların her yıl yazdıkları raporların sonuncusu;

AB’nin 2024 Türkiye Komisyon raporundan özet kesitler;

- Cumhurbaşkanlığı sistemi, TBMM’nin yasama ve denetim işlevlerini büyük ölçüde zayıflatmıştır. Meclis, hükûmetin hesap verebilirliğini sağlayacak araçlardan yoksundur.

- Kamu yönetimi reformunda Türkiye, belirli ile orta düzey (AB jargonunda kötü ve yetersiz manasına) arasında hazırlıklıdır ve raporlama döneminde ilerleme kaydetmemiştir. Komisyonun geçen yılki tavsiyeleri de yerine getirilmemiştir.

- Hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanında hâlâ başlangıç düzeyinde (en kötü seviye) hazırlıklıdır. Önceki raporlarda tespit edilen temel konularla ilgili ilerleme kaydedilmemiştir ve hâlâ ciddi endişeler söz konusudur.

- Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bazı kararlarını uygulamayı reddetmeye devam etmiştir. Yetkililer tarafından hâkimler ve savcılar üzerinde oluşturulan hukuka aykırı baskı, yargının bağımsızlığını ve kalitesini olumsuz etkilemeye devam etmiştir.

- Türkiye, yolsuzlukla mücadelede, hâlâ başlangıç düzeyinde hazırlıklıdır; bu dönemde ilerleme kaydedilmemiştir

- Türkiye İfade özgürlüğünde hâlâ başlangıç düzeyinde hazırlıklı olup raporlama döneminde ilerleme kaydedilmemiştir ve hâlâ ciddi endişeler bulunmaktadır.

- Türkiye örgütlü suçlarla mücadelede bu alandaki AB müktesebatının uygulanması konusunda belirli düzeyde hazırlıklıdır.

- Sağlık hizmetlerine yönelik sürveyans sisteminin güçlendirilmesi ve sınır aşan ciddi sağlık tehditleri ile mücadele edilmesi ile ruh sağlığı hizmetlerinin kurumsal yapının dışına çıkarılması konularında sınırlı ilerleme (yetersiz) kaydedilmiştir. Komisyonun geçen yılki tavsiyeleri yerine getirilmemiştir

- Türkiye, Sosyal Politika ve İstihdam konusunda belirli düzeyde hazırlıklıdır. Raporlama döneminde ilerleme kaydedilmemiştir. işgücü piyasasındaki cinsiyet eşitsizliği ve gelir eşitsizlikleriyle ilgili endişeler devam etmektedir.

- Türkiye'deki demokratik kurumların işleyişi ciddi biçimde engellenmeye devam etmiştir. Cumhurbaşkanlığı sistemindeki yapısal eksiklikler hâlâ giderilmemiştir.

Şimdi bütün bu raporu (90 sayfa!!) okuyunca insan, “yahu bu AKP hiç mi AB muktesebatına uygun, yani kendi vatandaşı için iyi bir şey yapmamış!!” diyor.

Yapmış; merak buyurmayın;

- Türkiye, işleyen bir piyasa ekonomisinin tesis edilmesi konusunda çok ileri düzeydedir ve raporlama döneminde de bazı ilerlemeler kaydetmiştir.

Yani; patronlara hizmet etmekte hiç kusur etmemişler!..

Kişi başına milli geliri en az 45.000 dolar olan kapitalist dünya ülkelerinin ardından, 14714. dolar ile sürükleniyoruz.

Bu sayı “TEORİK” olarak “kişi başına” düşen geliri anlatıyor. Bizim klasik Türk evinde 4 kişi yaşar; yani, yine Teorik olarak o eve yılda (yaklaşık) 60.000 dolar yani 2.100.000 TL (2 milyon yüz bin TL), yani ayda 180.000 TL (yüz seksen bin TL) girmesi gerekiyor?

Size ne kadar giriyor?

Haftaya Özgür Özel’in Avrupa konuşmasını inceleyeceğiz…

 

Yazarın Diğer Yazıları

TED, Öcalan çağrısı

Öcalan, Türklerden çok daha beter bir “Şih” tecrübesinden geliyor. Kürtler bu defa hepsinin başına geçecek bir yeni “büyük şih türünü” ister mi acaba?

TÜSİAD zihniyeti

Bizi AB’ye bir alsalar orayı da demokratikleştiririz ama Müslümanız diye almıyorlar!!! 

Seçim, CHP, Can Pulak, Trump, TOGG…

Sn. Cumhurbaşkanı’nın ısrarla dediği gibi “TOGG” yerli ve milli olsa idi, soldan direksiyonları, sağa geçirmesini bilirlerdi. Hatta böylece bu otomobiller “soldan trafikli” ülkelere de pazarlanabilirdi…

"
"