25 Aralık 2022
Dekorasyondan kimyaya, inşaattan tekstile, ulaşımdan arıtmaya, temel besin maddesi olmasından erozyon önleyici özelliklerine kadar geniş bir yelpazede kullandığımız ve yaşamımızın her alanına kattığımız bambu bitkisi kirlettiğimiz doğanın yaralarını sarmaya hazır.
Bambu (Bambusoideae) buğdaygiller familyasından olup Asya'nın neredeyse her yerinde, Güney Amerika'da, Avustralya'nın kuzeyinde ve Afrika'nın taban suyu olan yerlerinde yani çok soğuk iklimler dışında neredeyse tüm coğrafyalarda yetişen yaprak dökmeyen, çimen türünden bir bitki tipi. Kaynaklar 1200 ila 1450 arası farklı bambu türünün bulunduğunu, 30 cm'lik bodur tipi olduğu gibi 80 cm kalınlığa ve 35 - 38 m uzunluğa kadar erişebilen dev tiplerinin de yaşadığını söylüyor. Bizim coğrafyamıza biraz uzak gibi görülse de, bambu tiplerinden 3 tanesi Doğu Karadeniz ikliminde çaya ve fındığa alternatif olarak yetişebiliyormuş.
Bambunun "Tribus Bambuseae" olarak adlandırılan türleri ağaç gibi büyüyerek tahtalaşan bir kabuğa sahip olan ince yapraklı olanlarıymış; "Tribus Olyreae" denen grupta ise ot gibi büyüyen, tahtalaşmayan ve boyları bir metreyi geçmeyen tipleri ele alınıyormuş.
Bugün bildiğimiz bazı bambu türleri dinozorların neslinin tükenmesi sonrasında belirmiş, günümüzden 30 ila 40 milyon yıl önce farklı otların evrimleşmesiyle birlikte yetişmeye başlamış. Bu da demek oluyor ki, insan neslinin ortaya çıkması sırasında bambu türleri varmış, atalarımız gerek besin, gerekse de ihtiyaçları için bu sihirli bitkiyi kullanmışlar. Yani denilebilir ki, insanın evrimsel gelişimine bambu da eşlik etmiş ve besin olarak da destek olmuş.
Bambunun insanlık tarihi ile iç içe geçtiği savı, yapılan bilimsel araştırmalarda da doğrulanıyor; bambudan yapılmış eşyaların kullanımının izleri, neolitik çağın ilkel toplum yaşamı özellikleri taşıyan dönemine kadar uzanmakta! Bu tez, 1954 yılında Çin'in Shaanxi Eyaletindeki Banpo bölgesinde, MÖ 5000 ila 3000 yılları arasında yaşanan "Yangshao" Hanedanlığı dönemine ait bambudan yapılmış çanak – bardak ve çeşitli kullanım eşyaları bulunmasıyla ispatlanmış; günümüz Çin halkının yaşamında çok büyük yeri olan bambu kullanımının tarihinin binlerce yıl geriden izlenebileceği açığa çıkmış. Söylemeden geçmeyeyim, Çin devleti kendi içinde "bambu ülkesi" olarak da anılıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Yeni Zelanda Adasında 6000 yıllık geçmişi olan ve insan eliyle ihtiyacına göre tasarlanmış "bambu" parçalarının bulunması, taş devri yaşanan farklı coğrafyalarda da bu sihirli bitkinin kullanıldığını ispatlamış.
Asya ülkelerine seyahat etmiş olanlar görmüşlerdir, doğunun geleneksel inşaat iskeleleri –genelde- bambu çubuklardan kuruluyor. Tarihsel süreç içinde bambu bina ve imar gereksiniminin her alanında yer almış. Çinliler farklı kullanım ihtiyaçlarını bambudan tasarlama dışında, tam 5000 yıl önce çok sağlam bir yapı malzemesi olarak yerleşik yaşama geçilmesi sürecinde barınaklar inşa etmek için de kullanmışlar. 20. yüzyıldan önce bile Çin ve Japonya'da döşeme için lamine bambu kullanıldığı bilinse de, 1990'ların sonunda, Çinli bilim adamları bambuyu sertleştiren ve kerestesine sert ağaç nitelikleri kazandıran bir genetik ekleme yapmışlar. Kısa zamanda uzayarak dirençli hale gelen bambu kamışını diğer ağaçlar gibi kesip rendeleyerek parke döşemesi, mobilya yapımı, kaplama için ciddi ve dayanıklı bir alternatif yaratmışlar. Bu özellik orman yoksunu Çin için kurtarıcı olur mu bilmiyorum ama kısa sürede yetişen bambu üretimi düşüncesi, önüne geleni tüketen Çin sanayisi için hayat soluğu olmuşa benziyor.
Her ne kadar bambunun dekoratif kullanım şekli aksesuar ağırlıklı olarak inşaatlarda ortaya çıksa da, deprem ve halk sağlığı konusunda çalışan uluslararası örgütler, deprem kuşaklarındaki evlerin bambu ile yapılması konusunda yerli halkı eğitici çalışmalar yapıyorlar. Hatırlarsanız 2000'li yıllara yaklaşırken Endonezya'da vuku bulan 8,5 şiddetindeki –düşünmesi bile tüyler ürperten- büyük deprem felaketi, beklenenin aksine çok az sayıda can kaybına sebep olmuştu.
Bunun sebebini kesin olarak depremin merkez üssünün bambunun yaygın olarak kullanıldığı yerleşim birimlerine yakın olmasına bağlayan uzmanlar, bambunun ana inşaat malzemesi olarak işlenmesinin depremlerde can kaybını engellediğini, hasarların sağ kalan canlarla çok kolay telafi edilebileceğini söylüyorlar. Bir de düşünün buna göre çok daha az şiddetteki Gölcük depremini; ne kadar çok canımızı yitirmiştik…
Bambu, kullanımı sonrasında doğaya karıştığında bakteriler tarafından ayrışabilen tek doğal tekstil materyaliymiş. Doğal bir selüloz lifi olarak, mikroorganizma ve güneş ışığıyla toprakta yüzde 100 ayrışabilmesi nedeniyle herhangi bir kirliliğe neden olmadan tamamen doğaya dönmesi özelliğinden dolayı "21. yüzyılın doğal ve çevre dostu tekstil malzemesi" olarak görülmekteymiş.
1644 -1911 yılları arasında Çin'de hüküm sürmüş olan Çing Hanedanı döneminde, bambu saç tokaları, taçlar, şapkalar, önlükler ve diğer giyim eşyaları kullanıldığı bilinse de, günümüzdeki teknolojik gelişmeler içinde çok farklı kullanım alanları da araştırılmakta. Gerek yünlü gerekse de pamuklu ürünlerde bolca kullanılan bakteri barındırmayan elyafı, boyanma sonrasında parıltılı görünümüyle kolay boya tutan, nem çeken, yumuşaklık -serinlik- hafiflik duygusunu fazlasıyla hissettiren bambu tekstili nefes alan geçirgen dokusuyla insanlara doğaya dönüş hissini yaşattığı için tekstil alanındaki kullanımı gittikçe artmaktaymış!
Bugün Asya'nın çok yerinde çiftçilerin, balıkçıların, işçilerin çalışırken giydikleri bambudan yapılmış şapkalar, önlükler ve ayakkabılar sayesinde bambu kullanımı Çin'in kırsal yaşamında da güçlü bir varlığa sahip! Özellikle sıcağa karşı serin tutucu özellikleriyle hamile ve çocuk giysilerinde de ön plandaymış.
Tabii ki şunu da söylemek lazım ki, bugün bambudan tapılmış tekstil ürünlerinin ham bambu liflerinden değil de, diğer tekstil malzemeleriyle harmanlanıp yarı-sentetik bir malzeme olan suni ipek oluşturmak için kullanıldığı için bambudan mamul sözünün teknik olarak yanıltıcı olduğunu söyleyenler de var. Bambu elyaflarının bazı işlemlerden geçirilerek dayanıklılığının arttırılması ve dokusunun pürüzsüzleştirilmesi işleminde merserizasyon yani farklı kimyasal etkenler gerektirmemesi, kumaşlara doğal olarak ipeksi - kaşmir dokusu vermesi nedeniyle de tercih ediliyormuş! Yine de söylenen şu ki, bambu ipliği diğer sentetik elyaflara ve plastiklere karşı harika bir alternatif olarak görülüyor, bambudan yapılan giysiler, yaşam döngüsünün sonuna geldiğinde çevre dostu bir şekilde doğaya tümüyle geri dönüşecek şekilde terk edilebiliyor.
Bambu elyafı doğal sterilizasyon sağlayan ve bakteri engelleyen özellikleri sayesinde tıp sektöründe, sıhhi malzemelerden maskeye, hemşire - doktor kıyafetlerinden sıhhi havlu, emici pedler gibi sıhhi ihtiyaç gereksinimlerine kadar çok alanda kullanılmaktaymış.
Bambudan imal ürünlere yapay anti-mikrobiyal maddelerin eklenmesine gerek olmadığı için ciltte alerjiye ve tahrişe sebep vermemesi, kısa zamanda tıbbi pazarda ciddi bir avantajı oluşturmuş. Ayrıca kötü koku oluşumunu engellemesi nedeniyle de gıda ambalajlarında gittikçe artan bir hızda tercih edilmekteymiş.
Bambu filizleri bugün Çin başta olmak üzere Asya'nın çok yerinde geleneksel yiyeceklerden biri olarak tüketiliyor. Çin'de 4000 yılı aşkın bir süre önce yaşanan Xia Yu döneminde bile, bambu filizleri geniş halk kitlelerinin yanı sıra hanedan ailesi ve soylular için de lezzet dolu bir lüksün adıymış. Binlerce yıldır Çin halkının temel besini olmasının yanında bambu filizleri kullanılarak yapılan yüzlerce yemek adı ve tarifleri bugün de yemek kitaplarını doldurmakta, sofraları süslemekte, bambulu seçenekler her geçen gün artmakta.
Tarihsel süreç içinde üretimi ıslah edilerek arttırılan bambu bitkisinin filizlerinden yapılan yemekler uzaklarda yaşayan geniş halk kitlelerine de yayılmış, farklı mutfaklara farklı yapım teknikleriyle girmiş. Son yıllarda Dünyanın her yerinde sayıları artan vejetaryen beslenme türünü benimseyenler için de sağlıklı bir alternatif olarak raflarda görülen bambu filizleri, ağız tadı ile sağlıklı beslenmeyi aynı karede birleştirmiş durumda.
Turşusu, kızartması, çayı, alkollü içkisi, salatası, böreği, tatlısı - şekerlemesi, çorba çeşitleri olduğu gibi etle karıştırılmış pirincin bambu tüplerinin içine yerleştirilip pişirilmesi sonrasında bizim dolmalarımıza benzeyen şekliyle sofraları zenginleştiren bambu yemekleri yavaş yavaş yerel eklemelerin de yapıldığı uzak coğrafyalarda da boy göstermekte.
Soyu tükenmekte olan sevimli pandaların da, altın maymunların da ana besin kaynaklarından biri bambu değil mi? Pandaları beslemek ve korumak için büyük mücadele veren ve panda ile özdeşleşen Çin kültüründe pandalar dostluğun, barışın ve uyumun ifadesiymiş. Hatta "panda diplomasisi" diye bir şey bile varmış, Çin Devleti için diplomatik ilişkiler kurmanın, sorunları çözmenin ya da –varsa- buzları eritmenin en yolu hedef ülkeye dev pandalar göndermekmiş. Tabii ki bu da pandaların günlük yiyeceği olan kilolarca taze bambu lifini de günlük olarak temin edecek, sürekliliği olan bir ciddi bir çalışmayı gerekiyor olmalı! Denilen o ki, bambu Cumhuriyeti Çin'in yeniden ağaçlandırma planlarının büyük bir kısmı pandaların doğal yaşam alanlarını desteklemeyi amaçlıyor ve planlar bambu üzerinden yapılıyormuş.
Az da olsa alt suyu olan çorak arazilerde veya iklim değişikliği nedeniyle herhangi bir tarım yapılamayan bölgelerde çiftçilerin kolaylıkla yetiştirebileceği ve gelir sağlayabileceği bambu bitkisi, aynı zamanda atmosferdeki oksijenin yüzde 35'e kadarını muhafaza ederek karbondioksit miktarını azalttığı için çevreci olarak da adlandırılmakta. Üretimi sırasında gübre gerektirmeyen, herhangi bir böcek zehrine ihtiyaç duyulmadan hızlı bir şekilde yetiştirilebilen bambu bitkisi, sera gazlarını emerek daha fazla oksijen çıkarması yanında kökleriyle erozyona eğilimli toprakları dengelemeye yardımcı olduğu için çok ülkenin tarım politikaları içinde yer almaktaymış.
Tabii ki burada bir olumsuzluk da var, özellikle son yıllarda yoğun kullanımıyla iyice kaybolmaya yüz tutan yüzyıllık tropikal ağaçların acımasızca kesilip yerlerine bambu dikilmesine karşı çıkmak da gerekiyor. Bu gözle bakıldığında doğanın çok çeşitliliği her daim koruduğu ve bundan özellikle beslendiği çok önemli bir gerçek. Örnek vermek gerekirse Borneo Adasında ve Güney Amerika'da Dünyanın akciğerlerini oluşturan balta girmemiş Amazon ormanlarında geçmişin mirası olan devasa ağaçlar son yıllarda acımasızca yerli halk - devlet işbirliği içinde kesilerek tüketildi; tarıma ve yerleşime açıldı. Şu anda da devam eden bu vahşi uygulamalarda abanoz - maun – teak ve gül gibi yetişmesi yüzyıllar alan farklı nitelikli ağaçların köküne kibrit suyu dökülerek çok büyük oranda soyunun tüketilmesini yerine dikilen bambu ile telafi etmeye çalışan politikaları çevreciler lanetliyor.
Denilen o ki, kıraç yerlerde yapılan bambu tarımının getirdiği faydaları yaşamakla mevcut ormanları korumayı karıştırmamak gerekiyor. Bu konu özellikle Güneydoğu Asya coğrafyasında yıllardır tartışılmakta ve çözüm önerileri çeşitlenmekte!
Bambu kullanılarak yapılan heykeller, oyma paneller, takılar ve burada adını unuttuğumuz farklı sanatsal tasarımlar yanında edebiyatın her alanında bambu dolu satırlar hep var olmuş. Halkın günlük yaşamında iç içe olduğu bu sihirli bitki hayal gücünü de süslemiş, edebi eserlerinde de yerini almış.
Song Hanedanlığının bir şairi olan Bay Su Dongpo, belki de benim anlatmaya çalıştığım her şeyi 1000 yıl önce bir şiirle söylemiş:
Bambu filizleri yenir,
Bambu kalaslar altında barınılır
Bambu sallarla su üstünde dolaşır
Bambu hem yenir, hem de yemek pişirmek için yakılır
Bambu yaprakları giysi olarak kullanılır,
Bambudan yapılmış kâğıtlar üzerine yazılır, bilgiler gelecek nesillere aktarılır,
Bambudan imal ayakkabılar giyilir,
Demek ki doğanın kralı, yaşamın rengi bambu,
Bambu olmadan yaşamak gerçekten imkânsız!
Gövdesi inşaat malzemesi, yaprakları hayvan yemi olarak kullanılan bambunun filizleri insanları doyurduğu gibi nadir hayvanların soyunun yok olmasına da direnmekte. Ev - bahçe mobilyası yanında kontrplak, laminant, yonga levha, kâğıt, inşaat iskelesi, doğal havai fişek, sabun, odun kömürü, müzik aletleri, silah çeşitleri çeşitli el sanatları yapımında kullanılan bambu aynı zamanda 21. yüzyılın sanayi hammaddelerinden biri. Düşünsenize, su filtreleme tesislerinde bile kirliliği ayrıştırarak temiz suya ulaşmak için de bambudan medet umuluyormuş. Hafif selülozik elyafı, kolay boyanabilir özelikleriyle duvar kâğıdı, döşeme malzemesi, yatak çarşafları, battaniye, nevresim, kilim, havlu, perde, çocuk bezi, oyuncak, halı vs. olarak kullanılmaktaymış. Özellikle eklemek istediğim alanlardan biri de şarap imalatı; bambu kömürü geleneksel içki üretiminde son derece etkili ve lezzet katıcıymış!
MS 600' lü yıllarda Çin'de geliştirilmeye başlanan bambu müzik aletleri çok kısa bir sürede farklı kültürler arasında da geçiş sağlamış; birbirinden uzakta yaşayan halklar komşularında gördükleri teknikleri kullanarak yeni tasarımların önünü açmışlar. Asya halk ezgilerine yüzlerce yıldır ses veren bambu müziği her yöreye özgü olarak farklılıklar gösteren vurmalı, yaylı, üflemeli ve değişik biçimlerdeki binlerce –belki- on binlerce ayrı tipteki çalgı aleti tasarımlarıyla kulaklara da hitap etmekte.
Edison ampulü icat etmeye çalışırken kömürleşmiş bambu lifi kullanmış. Hiroşima'ya atılan atom bombası sonrası ortaya çıkan radyasyondan bambular etkilenmemiş.
Bambu sallar yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de balık tutmak ve nehirleri geçmek için de yaygın olarak kullanılıyor. Bugün, Çin'de bambu sal üzerinde gezintiye çıkmak hâlâ mümkün. Hatta bu zevki yaşamak isteyen yabancıları çekmek adına yapılan tanıtımlarda , "bambu turizmi" yaygın olarak kullanılan bir söz!
Bisikletin icadı sonrasında Asya coğrafyasında tasarlanan tiplerinde bambu kullanılması hafifliği nedeniyle çok da karşılık bulmuş olmalı. Zaten bugün otomobiller içinde de bambu kullanımı gittikçe çok daha fazla yer ve beğeni bulmakta!
Bambu yetiştirmek bir yandan endüstriyel ihtiyaçlar için uzun yıllar içinde zorlukla yetişen ormanları yok etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor gibi. Yapılması gereken tek şey, toprak erozyonunu sürdürmeye yardımcı olacak bu çimi çorak arazide yetiştirmek ve bilimsel araştırmalarla yeni kullanım alanları yaratmak.
Bambudan mamul eşyalar ve aykırı temalı ürünler koleksiyonerler tarafından toplanmakta. Zaten bu temel düşünce etrafında odaklaşan ve bambuyu çözüm olarak göstermeye çalışan çok sayıda bambu müzesi de farklı ülkelerde oluşturulmuş durumda. Her şeyiyle bambu kullanılarak yapılmış bu müzelerde eskiye dair bambu ürünleri sergilense de, aynı zamanda geleceğin dünyasında yer alabilecek bambu tasarımlar da ziyaretçilere sunuluyor. Bu müzeleri ziyaret edenler bambunun yeşili yanında doğanın örnek alınacak en büyük kılavuz olduğunu bir kez daha fark ediyor olmalılar, diye düşünüyorum.
Güzellikleri biriktirmenizi dilerim.
https://www.bamboogrove.com/origins-of-bamboo.html
https://studycli.org/chinese-culture/chinese-bamboo/
https://blog.foreverbamboo.com/history-of-bamboo/
İrfan Yalın kimdir? Koleksiyoncu İrfan Yalın 1962 yılında İstanbul'da doğdu. 9 Eylül Üniversitesi, Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu mezunu. Objelerin – belgelerin peşinde "Popüler Tarih ve Kültür Yaşanmışlıkları araştırmacısı. Bizimev TV'de yayınlanan "Koleksiyoncu" programı sunucusu - yapımcısı. Asya ve Afrika ülkelerinden tek tek topladığı el sanatlarını sergilediği Kadıköy'deki "Artemis"in kurucusu. Koleksiyonculuğun özendirilmesi adına amatörce çalışan, sergi, sempozyum, sunu ve derleme çalışmaları içinde kültürel değerlere gönül bağımlısı… |
Kimliği doğrulamak, metni onaylamak, bir fikre katılmak ve yapılanı sahiplenmek için atılan imzanın ardında 5 bin yılı aşkın bir tarih var
“Son Akşam Yemeği” temalı çizimler Leonardo Da Vinci’den tam 1300 yıl önce de tasarlanmış
İnsan kurabiye ile yüzlerce yıl öncesinde tanışmış; kurabiye sevince de kedere de eşlik etmiş
© Tüm hakları saklıdır.