05 Eylül 2024

Hâlâ askerler var hepsi üniformalı

Gündüz Vassaf'ın; 3 Eylül’de kaybettiğimiz Mehmet Güleryüz'ün 2003-2004'teki savaş karşıtı temalı resimlerin yer aldığı "Eksik Olan" sergisi için yazdığı şiiri yayımlıyoruz...

Savaşın resimleri. 
Savaşanın resimleri. 
Savaş ressamları. 
Ordular, ressamları peşlerine takardı kahramanlıklarının resimlerini yapsınlar diye. 
Asker gibi ressam da kadroluydu genelkurmayların bütçesinde. 

Müzelerde şimdi, yüce savaşları yücelten yüce kahramanların resimleri. 

Kahramanlar insanlaşıp, savaşlar sorgulandıkça 
ressamlar çağrılmaz oldu cephelere. 
Savaşın psikolojisi, 
çok filtreli senaryolarının bukalemun görüntüleri, 
sunucuları var onların yerinde. 

Ve artık her yer cephe. 
Korumasız siperlerimizden, 
gördüklerimizle vicdanımız arasında giderek açılan uçurumlardan 
sesleniyoruz, birbirimize, 

Eser: Mehmet Güleryüz
Bağdat I - Bağdat Mahkûmu

Kraft üzerine akrilik
138 x 98 cm, 2003

kendi kendimize, 
savaşın, savaşanların eskisine göre çok farklı resimleriyle. 
Kimimizin düşmanı karşımızdaki aynada, 

Eser: Mehmet Güleryüz
The Good Shepard
Kraft üzerine yağlı boya
200 x 137 cm, 2003

kimimizin düşmanı tanımadık diyarlarda, 
kimimizse birbiri ardına düşman yaratıp tüketmekte. 
Ve hâlâ askerler var. Hepsi üniformalı.

Yazarın Diğer Yazıları

"Bize güçlü lider lazım"

Korkum; genel seçimlere kadar zaman diliminde, iktidarla muhalefetin seçmeni hayal kırıklığına uğratmasıyla, toplumun "Bize güçlü lider lazım," şartlanması sonucu, bu günlerde başka ülkelerde de gördüğümüz gibi, "Aradığınız benim" diyen birinin, iktidar ve muhalefetin arasından sıyrılıp popülizm dalgasında başımıza bela olacağı

Tanıdık bir İstanbul mu?

"Galatada’dan Tophane’ye kadar olan caddenin hemen her iki tarafında binalar ve gelir getiren mülkler geçen zamanın içinde Hırıstiyanların ve yabancıların eline geçmiş bulunmaktadır"

Zekeriya Sertel'in dramı

Sol kimliklerini "kahraman - mağdur" diye tarihe iz bırakma endişesiyle sahneleyenler, Türkiye'nin yeni kuşakları için "tarihten bana" ne dedirtecek kadar çok. Tarihin küllerinde kıvılcım arayan rejimlerin kaçınılmaz olarak zamana karşı kendi mezarlarını kazdıkları gibi, özeleştirilerini yapamayanlar da ülkelerini aynı akibete mahkûm ediyor

"
"