Füsun Hanım Merhaba
Öncelikle T24 ve turk-internet.com’da 3 Ocak tarihli talihsiz yazınızı maalesef büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla okuduğumuzu belirtmek istiyoruz. Talihsiz, çünkü gerçeklerden çok uzak, rasyonel olmayan çıkarımlarda bulunan, iftiralar ve ithamlarla dolu bu yazının sizin kaleminizden çıkmış olma ihtimali bile bizi ziyadesiyle üzdü.
Tarafımıza yöneltilen iftira ve ithamlar çok ağır; bu satırları kaleme alırken kırıcı olmamaya çalıştık, umarım amaca ulaşmışızdır.
Mobilefest’te GTENT standına gelmiş, 5G konusunda yazı yazacağınızı ve bu yazıyı GTENT’den görüşler olmadan kaleme almak istemediğinizi, bunun için de sorular göndereceğinizi söylemiştiniz. Ancak bu kadar yanlış bilgilendirmenin yer aldığı ve büyük ithamlar içeren bu yazınızı kaleme alırken bir telefon kaldırarak dahi olsa bizden bir görüş almamanız bizi üzen diğer bir konu oldu. Mobilefest’e gönderimde bulunduğunuz bu yazının (tam 52 gün önce siz de paneli izlemiştiniz) zamanlamasının HTK seçimlerinden bir hafta önce olmasının da bir tesadüf olduğunu düşünmek istiyoruz!
İzninizle yazınızda bizimle ilgili ithamlarınıza açıklık getirmek ve gerçek olarak sunduklarınızı bir de bizden dinlemenizi rica ediyoruz.
Öncelikle, BTK ve TÜBİTAK tarafından teyit edilebilecek gerçekleri sizinle paylaşmak istiyoruz:
HTK tarafından başlatılan 5G projesi için BTK ve 3 operatörle yapılan arama çalışmaları sonucu belirlenen ürünleri üretmek için yapılan davete 40 HTK firması cevap verdi, daha sonra bu proje sonuçlarının yabancı üreticilere devredilemeyeceğine dair sözleşmeyi sadece 16 firma kabul etti, dolayısı ile bu projede olmak isteyip de kabul edilmeyen firma olmadı - sadece ULAK AŞ, ticari hiyerarşisi olmayan bu projeye katılmak yerine üst yüklenici olmak istedi, diğer firmalarca kabul görmeyince de katılmadı.
(Bu arada GTENT kurulurken de HTK bünyesindeki bütün firmalara davette bulunuldu ve sadece 10 firma bu daveti kabul ettiği için bu firmalarla yürüme kararı alındı. Ayrıca GTENT, ürünlerini geliştirirken HTK içindeki firmalarla irtibatını hiçbir zaman kesmemiştir.)
Proje başvurusu 245 milyon TL olarak yapıldı, ancak TEYDEB 198 milyon TL’lik kısmını onayladı. Bu TEYDEB’in yaklaşık 200 milyon TL vereceği anlamına gelmiyor: firmaların 200 milyon TL harcaması durumunda ortalama 14 ay sonra yüzde 60-70 kadarının (130 milyon TL) TEYDEB tarafından ödeneceği anlamına geliyor. Yani biz parayı alıp da devleti soyuyormuşuz gibi bir durum söz konusu bile değil. Kendi özsermayemizden 5G geliştirme projelerine para harcıyoruz ve ancak 14 ay sonra ve en fazla yüzde 70’ini devletten alıyoruz.
Üç yıllık bu projeye 24 Haziran 2018’de başlandı.Temmuz 2019’da proje, ULAK AŞ’nin de dahil edilmesi için durduruldu. Projenin tekrar başlatılması Mart 2020’de oldu. Bu süreçte bütçe 145 milyon TL’ye kısıldı. Firmalar önce harcamak durumunda kaldıkları için tamamını kullanamadılar, 125 milyon TL kadar harcandı, 80 milyon TL kadarı TÜBİTAK tarafından ödendi. TÜBİTAK’ın verdiği 80 milyon lira ile birlikte GTENT’in kasasından çıkan paralar sonunda 5G ürünlerine dönüştü. Yazınızda bahsettiğiniz gibi heba olan bir para ve başarısız olan bir proje yok. Aksine sonunda ürün geliştirilen ve bu ürünlerin satılır durumda geldiği bir proje var ortada. 2021 başında bitmesi planlanarak başlanan proje, COVİD hesaba alınarak 3 ay uzatıldı ve Mart 2021 sonunda bitti -aslında başlangıçtaki gecikme ve tekrar başvuruda duraksama hesaba alınınca proje için harcanan toplam zaman da 4 yıl değil 24 aydır.
Mart 2021’de proje sonunda her ürünün prototipi, geliştiren firmalar tarafından değil, mobil işletmeciler tarafından laboratuvarlarda gösterildi.
Bu proje kapsamında 4 ana ürün vardı: 5G Yeni Radyo, Radyo Erişim Şebekesi, 5G Çekirdek Şebeke, Radyolink.
Bu projelerden en kritik olan, senelerce birikim gerektiren Radyo Erişim Şebekesi için iki alternatifli plan yapılmıştı: birisi tamamen yerli geliştirme, diğeri en yetkin firmadan kaynak kodu alarak sisteme entegrasyon. Bu planlardan ilkini daha sonra ULAK AŞ devraldı, ikinci ise sizin Hindistan’dan alındığını söylediğiniz, ABD’de Qualcomm’dan ayrılmış en prestijli mühendislerin geliştirdiği komponent. Özellikle savunma sanayinin çok alışık olduğu bu modelde kaynak kodu bizde olduğu için zamanla kendi ekleme ve versiyonlarımızı da yapabileceğiz.
Radyo Erişim Şebekesi dışındaki ürünler yüzde 60 ile yüzde 100 arası yerlidir.
80 milyon TL, ortalama olarak 12 milyon USD, yani büyük üreticilerin 5G için yaptığı 5-10 milyar USD’nin 1000’de biridir. Bu kadar kısıtlı ve hemen her ülkenin en öncelikli teknolojisi olarak ülke bütçesinden aldığı ihmal edilecek bütçeyle ortaya çıkartılan mucize iken yazınızda tam olarak neyi eleştirdiğini anlamak maalesef mümkün değil.
Yine karşılaştırma için, Savunma Sanayi tarafından geliştirilen 4.5G projesinde peşin verilmiş 50 milyon-100 milyon USD, ülkenin en zengin insan ve laboratuvar kaynaklı 3 firmasınca sadece baz istasyonu için harcanmışken, 5G’nin tamamının Ar-Ge’si 12 milyon USD ile yapılmış ise herhalde kutlama gerekir.
***
Diğer taraftan, anlamamız zor olan bir konu, ULAK’ın geliştirdiği teknolojinin bakanları araya koyarak almak istenmesi. Hiçbir aşamada ULAK’ın herhangi bir ürünü için isteğimiz olmadı. ULAK’ın elindeki 4.5G teknolojisi 5G için kullanılamaz; ULAK bile kullanmıyor, bize ne faydası olacağını anlamak zor.
ULAK ile birlikte çalışmayı hep istedik, ancak bunu ellerindeki teknoloji değil, ekiplerinin kalitesinden dolayı istedik. Müşteri, ürün, rekabetçi fiyat, rekabetçi özellikler, pazarlama, satış gibi savunma sanayinde gerekmeyen, ama sivil haberleşme sektöründe hayati yetkinliklere yabancı olan Savunma Sanayinin yerine, özel sektör tarafından liderlik edilse ULAK AŞ ekibinin çok daha başarılı olacağına eminiz.
HTK’nın yönetim kurulu seçimlerinde de bu iki grubun karşı karşıya geldiği doğrudur, sivil haberleşme sektörünün HTK’ya liderlik etmesi ülke çıkarları için bir zorunluluktur.
Yazınızda gazetecilerin tekrar tekrar yinelediği “Türkiye’ye yatırım yapacak mısınız” sorusunu gündeme getirmişsiniz. Bize sormadınız ama biz söyleyelim: Biz bütün yatırımımızı Türkiye’ye yapıyoruz. Bütün işletmelerimiz yerli ve milli. Eğer yanlış bilgilendirmeler ve gerçek olmayan ithamlarla yolumuzu kesmek isteyenler önümüze çakıl taşları koymazsa hedefimiz bütün dünya. Bu hedefe ulaşmak için yurtdışında da yatırım planlarımız var.
Umarız bu açıklamalarımız bir nebze de olsa yazdıklarınıza açıklık getirmiştir.
Ayrıca sizin yazmış olduğunuz yazıdan dolayı okurlarınız nezdinde olumsuz ve yanlış bir algı oluştuğunu görmekteyiz. Bu nedenle konuyla ilgili görüşlerimizin yer aldığı bu yazıyı da okurlarınızla paylaşmanızı ve yanlış algıya kapılanlara bir başka ufuk açmanızı bekliyoruz.
Saygılarımızla
GTENT Yönetim Kurulu
|