14 Eylül 2024

Tek kişilik oyunların da bir festivali var; işte bu hafta kaçırmamanız gereken 7 oyun

"Sektörün Ara Sahne gibi birçok yere ihtiyacı var. Yoksa yalnızlaşıyoruz. Yalnızlaştıkça yoksullaşıyoruz, kaybediyoruz. Bir araya gelecek alanları çoğaltmalı, birlikte üretime katılmalıyız. Sadece böyle varolabiliriz"

Geçen yıl Tek Kişilik Oyunlar Festivali'nin ilkini düzenleyerek perdelerini açan Ara Sahne, bu yıl festivalin ikinci edisyonuyla yeni sezona merhaba dedi.

20 Eylül'e kadar sürecek olan festivalde; N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali, Mahallemiz Eşrafından, Yan Rol gibi birçok oyun yer alırken, teatral dans performansı Beyaz Mürekkep: Derine de prömiyerini yapacak.

Tiyatro dünyasında var olmaya çalışan, var olamadıkları yerde kendilerine imkan yaratan altı arkadaşın kurduğu Ara Sahne ile 2. Tek Kişilik Oyunlar Festivali'ni, sahnenin kurucularından ve oyuncu Uğur Uzunel, T24'e anlattı.

Uğur Uzunel

- Tek Kişilik Oyunlar Festivali'ne geçmeden önce biraz Ara Sahne'yi anlatır mısınız?

Ara Sahne bu yıl ikinci sezonunu açmış genç bir tiyatro. Beyoğlu Taksim’de hâlâ gelişmekte olan yeni bir sahne. Geçen yıl Eylül ayında perdelerini açmış, bu süreçte dört farklı oyun üretmiş, birbirinden farklı birçok ekibi ağırlamış, on binden fazla seyirciye ulaşmış bir tiyatro ekibi. Bu sene de sezonu erken açtı sahnemiz. Hem kendi oyunlarımız, hem de bir festivalle buluşuyoruz seyircimizle.

- Kültür-sanat alanını da fazlasıyla etkileyen böyle bir ekonomik krizin ortasında sahne kurmaktaki motivasyonunuz neydi?

Bizler oyuncuyuz. Hepimiz bir yerlerden mezun ya da uzun yıllar boyunca tiyatronun içinde kalmış insanlarız. Tiyatro aşığı gibi tanımlamalardan öte işimiz bu demek istiyorum yani. Eğitimini aldığımız, yapmayı bildiğimiz şey. Tabii ki yapmayı çok da sevdiğimiz, orası ayrı. O nedenle bir tiyatro, bir sahne sahibi olma hayali bize uzak şeyler değildi hiçbir zaman.

Tabii ki ülkenin ekonomik şartları malum. Hiçbir şey kolay olmadı, olmuyor da. Ama öncesinde de kolay değildi. Bizlerin iş üretebileceği alanlara, sahnelere ihtiyacı var. Sektörün Ara Sahne gibi birçok yere ihtiyacı var. Yoksa yalnızlaşıyoruz. Yalnızlaştıkça yoksullaşıyoruz, kaybediyoruz. Bir araya gelecek alanları çoğaltmalı, birlikte üretime katılmalıyız. Sadece böyle var olabiliriz. Diğer yandan, çok kez de söylediğimiz gibi Taksim’de azalan sahne sayısından duyduğumuz rahatsızlık da bizi ateşledi. Bir şekilde başladık işte.

- Peki, bu işlerde değil kâr etmek, ayakta kalmak bile zor. Siz bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Evet kolay bir şey değil, hele ilk yıllar en zoru. En başından da farkındaydık bunun. O yüzden sahnemizin ayakta kalabilmesini öncelik koyduk kendimize. Sahnemiz borçlu kalmasın, geri kalanını çözeriz dedik.

Zor oluyor elbet, herkes kendince bedeller ödüyor. Ama bunu konuşmaya gerek yok. Kimse çok kolay, buyrun demedi bize. Bir şekilde oluyor, olduruyoruz, daha da güzel olacak. Hem hâlâ motiveyiz, hem de çalışmayı seviyoruz. Ama tabii ki bir yandan sponsorluk gibi ekonomik ferahlık yaratabilecek çeşitli arayışlarımız da var. Özellikle inşaat döneminde bize yardımcı olan dostlarımız ve sanat severlere de bir kez daha teşekkür edelim bu arada. Yani özetle sıkıntı yok, devam.

Ara Sahne

- Bu sene ikincisini düzenlediğiniz Tek Kişilik Oyunlar Festivali'ne geçtiğimiz sezon sahnenizi açtığınız yıl hemen başladınız. Yeni bir sahne olarak, ilk sezonunuza bir festivalle başlama fikri nasıl ortaya çıktı?

Sessiz sedasız bir açılış yapmak istemedik. Gümbür gümbür, coşkulu, “bakın burada yeni bir tiyatro var artık” diye bağırmak istedik. Önce bir açılış partisi, sonra festival, sonra da Ara Oyunlar adını verdiğimiz 35 kişinin görev yaptığı dört kısa oyunla açalım dedik. O kadar çok insan gelip gitti ki açıldığımız dönem sokaktan gelen geçen insanlar bile “yukarıda ne oluyor ya” diye gelip oyun izlemeye başladılar. Fikir kalabalık buluşmalar yaratmak üzerineydi yani. İyi ki de öyle yaptık.

- Bu yılki festivalin programını anlatır mısınız, bizi neler bekliyor?

Çok güzel oyunlar var yine, 20 Eylül'e kadar sahnemizde sürecek oyunlarımız. Biz çoğunu izledik, birbirinden başka hikâyeler, çok iyi çok güzel oyunlar var sahnede. Hepsini öneriyoruz efendim. Sahneye çok kaliteli oyuncular çıkıyor. Seçkimiz de gayet güzel, buyrun gelin.

Festival programı

14 Eylül Cumartesi – 20:30 - N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali

15 Eylül Pazar - 20:30 - Havva

16 Eylül Pazartesi - 20:30 - Mahallemiz Eşrafından

17 Eylül Salı - 20:30 - Yan Rol

18 Eylül Çarşamba - 20:30 - Prima Facie İlk Bakışta

19 Eylül Perşembe - 20:30 - Beyaz Mürekkep: Derine

20 Eylül Cuma - 20:30 - Bir Garip Orhan Veli

Ara Sahne adres: Kuloğlu, Sadri Alışık Sk. No: 24 K: 4 D: 4 Beyoğlu


TIKLAYIN | Baby Reindeer ve Fleabag'i dünyaya tanıtan Fringe Festival İstanbul’da!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Baby Reindeer ve Fleabag'i dünyaya tanıtan Fringe Festival İstanbul’da!

“Ana akım festivallere muhalif değiliz, elbette bazı konularda farklılaşıyoruz, zaten olması gereken de bu”

Nobel Ödüllü yazar Annie Ernaux’yu beklerken, perküsyoncu ile tanıştı; yazdığı oyunla Afife ödülünü kazandı!

“Tiyatro yapmaya devam etmek için tiyatroya duyduğun aşk, yaşayacağın zorluklar ve sıkıntılarla dengelenecek kadar büyük olması lazım. Sanatçı dediğimiz şey hassas bir varlık. Böyle bir mücadele içerisindeyken çok kırılabilir, dökülebilir bu hassas ruh. Bu yüzden bunun altından her zaman belki en iyiler, en yetenekliler değil de daha dayanıklı olanlar ya da buna hazırlıklı olanlar kalkıyor da olabilir. Bu yüzden yetenekli insanların, özel insanların, tiyatro aşkıyla üretmek isteyenlerin ancak birbirimize destek olursak belki hâlâ tiyatro yapmaya devam edebileceklerini umut ediyorum. Böyle bir güven ve birlik ancak bu zorlukları dengeleyebilir herhalde”

Prof. Dr. Merih Tangün: Tiyatro bence de altın çağını yaşıyor ama herkes çok sıkıntıda, hâlâ çok ciddi desteğe ihtiyaç var

"Her şey çok iyi, müthiş oyunculuklar, müthiş oyunlar olmasa da olur. Biz neyi biraz daha dikkatli izleyeceğimizi bilelim. Onun için bence de tiyatro altın çağını yaşıyor. Ama herkes çok sıkıntıda, hâlâ çok ciddi desteğe ihtiyaç var. Tiyatrodan eminim hâlâ para kazanılmıyor. İnsanlar diziler yapmasa, başka şeylere koşturmasa, bu sanata bu kadar destek veremeyecekler"

"
"