01 Şubat 2025

Barok dönem ressamları bile ‘nah’ çekermiş!

Bizde hâlâ sıklıkla kullanılan bu el hareketine ‘nah’ deniyor. ‘Nah’ hareketinin ne anlama geldiğini açıklamam gerekiyor mu bilmiyorum fakat sözlük anlamını buraya yazayım. Hepimizin bildiği üzere bir olayın veya isteğin gerçekleşmeyeceğini vurgulamak amacıyla kullanılan bir el hareketi. Örnek vermek gerekirse; ‘Bu ekonomide nah ev alırsın!’ ünlemine eşlik eden bir el hareketi.

Gioacchino Assereto’un The Mocking of Job resmi (1645–1650) | The Museum of Fine Arts, Budapest

Konuya resim okumayı bilmediğim ama resim izlemeyi çok sevdiğimle başlayayım. Ay başında yaptığım Viyana ve Budapeşte ziyaretlerimde 1.500’ün üzerinde resim görmüşümdür. Kimini oturdum dakikalarca izledim, kimini hızlıca geçtim, kimi beni farklı düşüncelere sevk etti ama erken dönem barok ressamlarından Cenovalı Gioacchino Assereto’nun The Mocking of Job (Eyüp'le Alay Edilmesi) adı verilen bu resmi beni kahkahaya boğdu.

Neden kahkaha attığıma gelecek olursak bu resmi, Budapeşte’ki Güzel Sanatlar Müzesi’nde barok dönem eserlerinin de sergilendiği bir koleksiyonda (Old Master Paintings Collection) gördüm. Barok dönem; dini ve mitolojik konuların ağırlıkla işlendiği, sanatta duygusal yoğunluk ile görkemin öne çıktığı bir dönemdir. İki resim önce aşağıdakine benzer bir resme bakarken karşınıza yukarıdaki resmin çıktığını hayal edin! İtiraf edin, siz de kahkaha atardınız.

Luca Giordano'ya ait Justice Disarmed | The Museum of Fine Arts, Budapest

Hemen küratörümüzün bizim için yazdığı açıklamayı okumaya koyuldum. Aşağıya küratörün metninin fotoğrafını koyacağım ama resmin ne anlatmak istediğinin Türkçesini de kısaca özetleyeceğim.

Başta söylemiştim ben resim okumayı bilmiyorum ama ChatGPT’nin maşallahı var ona sordum ve uzun uzun anlattı. Hızlıca özet geçeyim: Resim, sabrıyla tanınan peygamber Eyüp’ün tüm mal varlığını ve sağlığını kaybettikten sonra eşinin ona yönelik eleştiri ve alayını konu alıyor. Eyüp The Mocking of Job adı verilen bu resimde, fiziksel ve ruhsal acı içinde çıplak ve zayıf bir şekilde tasvir edilmiş, ellerini kenetleyerek sabır ve teslimiyet gösteriyor. Eşi ise parmağıyla onu işaret ederek aşağılayıcı el işaretini yapıyor ve inancını sorgulamaya itiyor. Resim, Eyüp’ün inancı ve sabrı ile eşinin eleştirel yaklaşımı arasındaki çatışmayı dramatik bir ışık-gölge oyunuyla vurgulayarak, izleyiciye insanın acı, iman ve direniş hikâyesini aktarmaya çalışıyor. Ayrıca resmin sol tarafında, karanlık arka planda görünen iki figür de Tanrı’nın izniyle cehennemden çıkan şeytanlarmış.

Neyse; resmi, resmin bulunduğu koleksiyonu, sevgili küratörümüzün ve ChatGPT’nin okumalarını anlattım, şimdi gelelim asıl konumuza.

İşaret ve orta parmak arasına başparmağın yerleştirildiği bu el hareketi demek ki 17. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar süren barok dönem Cenova’sında aşağılama, hakaret etme gibi anlamlarda kullanılıyormuş.

Bizde hâlâ sıklıkla kullanılan bu el hareketine ‘nah’ deniyor. ‘Nah’ hareketinin ne anlama geldiğini açıklamam gerekiyor mu bilmiyorum fakat sözlük anlamını buraya yazayım. Hepimizin bildiği üzere bir olayın veya isteğin gerçekleşmeyeceğini vurgulamak amacıyla kullanılan bir el hareketi. Örnek vermek gerekirse; ‘Bu ekonomide nah ev alırsın!’ ünlemine eşlik eden bir el hareketi.

Küçük bir araştırmayla öğrendim ki farklı kültürlerde farklı anlamlara geliyormuş. Nerede ne anlama geldiğini öğrenmek için Google, yapay zeka, ansiklopedi, kitap ne varsa döktüm önüme ve başladım kıta kıta bakmaya. İngilizcede ‘fig sign’ olarak bilinen bu hareketimiz, Asya, Afrika ve Amerika kıtasının birçok ülkesinde bizimkine benzer hafif müstehcenlik içeren, küçük düşürücü hakaret anlamında kullanılıyormuş.

İlginç olan günümüz İtalya’sında ‘mano fico’ yani ‘incir eli’ anlamına gelen bu işaret nazardan korunma amacıyla yapılan eski bir hareketmiş. Ama Cenova çevrelerinden sevgili ressamımız Assereto’nun resminde bu işaret, hakaret anlamında kullanılmıştı. Demek ki bu hareket, İtalya’da yaş aldıkça uslanmış.

Doğu Avrupa’ya, özellikle Rusya’ya baktığımızda eskiden ‘kötü şans’ anlamında kullanılıyormuş. Halk inanışlarında, kötü ruhlara veya nazara karşı bir tür koruma simgesi, tılsım olarak da kullanılmış. Ama anladığım kadarıyla günümüzde bizimle benzer bir anlamda kullanılıyormuş. Bu konunun Rusya’ya ilişkin kısmını uzun yıllar SSCB’de yaşamış, bölgenin en önemli uzmanlarından ve T24 yazarı Hakan Aksay’a cesaret edebilirsem sorarım (bir gazeteci büyüğüne göstermek için bile olsa bu hareketi yapmak kolay değil). Belki salı günleri yaptığı Kuzey Raporu programında konuya bir açıklık getirir.

Avusturalya kıtasında kullanılan bazı el hareketleri | İllüstrasyon: AI

Birçok kıtadan bahsettik Avusturalya’nın başı kel mi, hemen oraya da baktım. Yazık bu el hareketinden pek haberdar değillermiş. Elbette ilgilisi, meraklısı biliyordur onlara lafımız yok. Ama hiç merak etmeyin onlar da el ve parmaklarını kullanarak yukarıda bazı örneklerini yapay zekaya çizdirdiğim -kendim yapmaya utandım- aşağılama işaretlerini kullanıyormuş. İçiniz rahat olsun yani, herkesin kendine göre bir ‘nah’ı var. Başka bir paragraf açmaya bile üşendiğim bir kıta var ki o da Antartika, orada araştırmacılar haricinde nefes alan insan bile yok Allah aşkına ne hareketi.

“Vay arkadaş kültür-sanat yazısı okumaya geldik, yazar bize ‘nah’ çekti” diyebilirsiniz lakin bu da genel kültürdür, bilmekte fayda var. Son olarak bütün kötü ruhlara karşı, hep beraber güzel bir ‘mano fico’ yapalım da nazar çıksın.

Gioacchino Assereto kimdir?

Gioacchino Assereto (1600–1649), İtalyan Barok dönemi ressamlarından biridir ve Cenova'da doğup yaşamıştır. İlk sanat eğitimini Giovanni Andrea Ansaldo’dan aldıktan sonra Roma ve Napoli gibi sanat merkezlerini ziyaret ederek döneminin önemli üsluplarını yakından incelemiştir. Assereto’nun eserlerinde, özellikle Caravaggio'nun etkisi belirgindir; dramatik ışık-gölge (chiaroscuro) kullanımı ve figürlerin doğal bir şekilde tasviri, onun en dikkat çekici özelliklerindendir. Ayrıca, Rubens ve van Dyck gibi Kuzey Avrupa sanatçılarının etkileri de görülebilir.

Sanatında ağırlıklı olarak dini ve mitolojik temalara yer veren Assereto, yoğun duygusal ifadeler ve etkileyici kompozisyonlarıyla tanınır. İnsan figürlerine getirdiği güçlü dramatik yorum, eserlerini dönemin diğer ressamlarından ayırır. En bilinen çalışmaları arasında "İshak'ın Kurban Edilmesi" ve "Aziz Petrus'un Çarmıha Gerilmesi" gibi güçlü teolojik sahneler yer alır. Assereto’nun eserleri, Barok sanatın yoğunluğu ve teatral ruhunu yansıtarak izleyiciler üzerinde derin bir etki bırakır.

Yazarın Diğer Yazıları

Vildan Atasever 25 yıl sonra yeniden tiyatro sahnesinde; ‘Küçük Balkon’un hikâyesini, yazarı Can Kılcıoğlu’ndan dinleyin

“Hatırlamak benim için çok kıymetli bir konu. Çok fazla şeyi hatırlıyorum. Çok fazla detay hatırlıyorum. Oysa insanlar bazı anılarla baş etmek için insan unutmayı ya da o anıyı değiştirmeyi tercih edebiliyor. Bilinçdışı çok zengin ve eğlenceli bir yer. Yazarken de psikanalizden çokça ilham alıyorum”

“Aktif erkek bale sanatçısı sayısı 50 kişidir”; İstanbul Devlet Opera ve Balesi baş dansçıları Türkiye’de balet ve balerin olmayı anlatıyor

"30 sene önceki gösterilere bakıyorum, erkek sanatçılar inanılmaz daha kalabalık. Zaten o sanatçı arkadaşlarımız da hâlâ bizimle devam ediyor. Demek ki geçtiğimiz 30 senede bir yerde bir kırılma oldu ve sonucunda şu anda lisansta bir ya da iki balet var"

Elvin Beşikçioğlu: Otosansürü anlamak mümkün değil, sanırım korku buna eşlik ediyor ama sanat korkusuz olarak inşa edilen bir yapıdır

"Oyunun en büyük katmanlarından biri de zaten göç mevzusundan sonra 'Batı Ekspresi' metaforu. Batılı için çalışıp, batılı olamamak. Böylece kültürün, dilin erimesi. Kendinden ne varsa satmak o trene binebilmek için. Dolayısıyla anlamı elbette doğudan batıya göç etmekken, aynı zamanda alt katmanlarında böyle bir konuyu da barındırıyor"

"
"