30 Haziran 2012

Yurttaş Gazeteciliği üzerine birkaç not

İnternet tarihinde sosyal medya döneminin başlamasıyla sıradan kullanıcının medya üretimini kolaylaştıracak araçların da sayısı arttı...

 

 

Üzerine çalıştığım birkaç makale nedeniyle T24’e de yazamadım bir süredir. Yeni Medya ve Gazetecilik üzerine kafa yorduğum bir çalışmanın yurttaş gazeteciliğiyle ilgili kısmını buraya aldım, üzerinde biraz oynadım ve size sunuyorum.

İnternet tarihinde sosyal medya döneminin başlamasıyla sıradan kullanıcının medya üretimini kolaylaştıracak araçların da sayısı arttı. Sıradan kullanıcıların gündem belirleme gücü Twitter’ın “trending topics”lerinde kendini buldu. Bir bakıma Twitter kitleler için bir mikrofon haline geldi (Murphy, 2011). Bundan çok önce Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Seattle Zirvesinde protestocular yeni medya kanalları yoluyla örgütlenmiş, mobilize olmuş ve eğitilmiş ve de internet üzerinden bu eylemlerin haberlerini yapmıştı bile. Sosyal ağlar döneminde haberleştirme süreci daha da kolaylaştı. Böylece “zamanında izleyici olarak bilinen insanlar” artık haber üretici olmuşlardı.

Bu bağlamda son yıllarda iyice popüler olan bir kavram olan yurttaş gazeteciliği büyük ölçüde yeni medya araçlarıyla mümkün olabilen bir alan yarattı (öğrencilerim için çevrimiçi araçlar listesi hazırlamıştım ama aslında her yurttaşa yarayabilir). Yeni bir alan olduğu için tanım çabaları da hala sürüyor. Ancak profesyonel gazeteciliğin yaptığı yerel habercilik ya da insan odaklı habercilikten farklı olarak bu alanda haberin bizzat profesyonel gazeteci olmayan vatandaş tarafından üretilmesi esastır. Yurttaş gazeteciliği kavramını teorize eden ve yaygınlaştıran isimlerden Mark Glaser kavramın arka planında yurttaşların modern teknoloji araçlarını kullanarak tek başlarına ya da birlikte haber üretebilmelerinin olduğunu belirtmiştir. Yochai Benkler (2006) de aynı minvalde “yüz milyonlarca kişinin kendi anlam dünyasını iletebileceği kapasiteye ulaştığı bir dönemde olduğumuzu belirtmiştir.

Yurttaş gazeteciliğinin yapılma biçimlerine gelince J.D. Lasica (2003)’nın sınıflandırması bilgi vericidir: Yurttaşlar varolan haberlere yorum, bloglama, fotoğraf ve video ekleyerek katkıda bulunabilir, bağımsız haber ve enformasyon siteleri açabilir, haberlerin kolektif olarak üretildiği siteler kurabilir, haber vermede eposta listeleri gibi araçları kullanabilir ya da kişisel yayın yaptıkları siteler kurabilirler. Bütün bunlar Terry Flew (2003)’ın yurttaş gazeteciliği için bahsettiği 3 önemli unsuru içerir: Açık yayın, kolektif, işbirliği içinde üretim ve içeriğin yaygınlaştırılması.

J.F. Kennedy suikastini amatör kamerayla çeken Abraham Zapruder bazılarınca yurttaş gazeteciliğinin öncüsü sayılsa da  Yurttaş Gazeteciliği kavramının ortaya çıkması 1988’deki ABD başkanlık seçimi sürecine dayandırılıyor genel olarak. Öncelikle profesyonel gazetecilerin “kamu gazeteciliği” üzerine ve “halk için” habercilik tartışmasıyla başlayan süreç daha sonra bizzat yurttaşların haber üretimini vurgulamaya başlamıştır. Yukarı kısımda da üzerinde durulan bloglar yurttaş gazeteciliğinin çıkışına vesile olan araçların başında gelir. Kavramın kısa tarihçesinde Seattle’daki Dünya Ticaret Örgütü Zirvesi protestolarına mutlaka değinilir. Protestoların haberleştirilmesinde birinci rol oynayan Indymedia Hareketi bir süre sonra dünyanın her tarafından 200’den fazla şehirden haber verir hale gelmişti.

Kısa süre sonra Güney Kore merkezli ve “Her yurttaş bir muhabirdir” sloganıyla ortaya çıkan OhMyNews başka bir dönüm noktası olacaktı. Dünya Ticaret Merkezi’ne 11 Eylül 2001’de yapılan saldırılar sonucunda Amerikalılar kendilerini ifade etmek için bloglara sarılmıştı. Blogların kitleselleştiği bu dönem aynı zamanda yurttaş gazeteciliğinin de aşinalaşması demektir. Yurttaş gazeteciliği Batı ülkelerinde özellikle ABD merkezli çıkmış gibi gözükse de hızla dünyanın diğer bölgelerine yayıldı. 2004’teki Endonezya merkezli deprem ve sonrasındaki Tsunami’nin getirdiği afetin sonuçları yurttaşlar tarafından haberleştirilmişti.# 2009’da ise yurttaşların Twitter kullanarak İran seçimlerine başka bir boyut getirdiğini görecektik. Günümüze gelindiğinde bir taraftan Arap Baharı diğer tarafta ise Occupy Wall Street hareketlerinde yurttaş gazeteciliğinin konumu artık tartışılamaz hale geldi. Tabi ki yurttaş gazeteciliğini anmak için böylesi büyük hareketlerin olması gerekir. İntenet araçları gündelik hayata girdikçe hayatımızın her anından haber üretilebilmesi de mümkün oluyor.

Genel olarak yeni medya üzerinden haber yapımına özel olarak da yurttaş gazeteciliğine yönelik bir dizi eleştiri de var. Bunların başında da yurttaş gazeteciliğinin profesyonel gazeteciliğin önemli değerlerinden objektifliğe pek de yer vermediği gelir. Ancak objektifliğin profesyonel gazetecilik için ne kadar evrensel bir değer olduğu da ne kadar uygulanabildiği de zaten tartışmalı bir konudur. Objektiflik öncelikle Amerikan gazetecilik geleneğinde bulunur, Avrupa kökenli gazetecilik geleneklerinde ise objektiflik iddiası hiçbir zaman öncelikli bir kriter olmamıştır (Pedelty, 1995). Uygulamaya gelince en objektif sayılabilecek Batılı medya kuruluşlarının bile sistematik önyargılara sahip olduğuna dair büyüyen bir literatür vardır. Savaş muhabirlerinin arasında yaptığı etnografik çalışmada Pedelty (1995) bu durumu gösterirken, Edward Said de aynı duruma söylemsel analizler sonucu işaret etmiştir. Her türlü gazetecilik faaliyetinde bir takım kriterlerin olması gerekiyor ama özellikle objektiflik bağlamında yurttaş gazeteciliği eleştirisi zayıf kalır.

Başka bir eleştiri noktası niteliğin düşük oluşuyla ilgilidir. Tom Grubisich’in çeşitli yurttaş gazeteciliği sitelerini inceledikten sonra vardığı kanı içerik ve kalite bakımından gördüğü zayıflıktı. Ancak sonraki yıllarda kalite yükselimine kendisi de işaret etmişti. Aslında geleneksel medya ile yurttaş gazeteciliği birbirinin yerini alacak değil de birbirini tamamlayan pratikler olarak görüldüğünde bu eleştirinin ağırlığı da azalabilir.

Üçüncü bir eleştiri noktası ise hukuki süreçlerle ilgilidir. Yurttaş gazetecileri yasalar karşısında daha korunaksızdır. Geleneksel gazetecileri koruyan kanuni düzenlemeler bunları kapsamadığından başları hem ulus devletin kurumları hem de başka toplumsal ve ekonomik aktörlerle derde girebilir.

Bunlar dışında da sıralanabilecek eleştiriler olabilir ama ben son tahlilde daha doğuş yıllarında olan yurttaş gazeteciliğinin evriminin olumlu yönde ilerleyeceğine inanıyorum. Yukarıda da işaret ettiğim üzere olumlu yönde bir sürü göstergemiz de var zaten....

* Nihan Güneli ile koordine ettiğimiz ve Eylül ayında yeniden düzenleyeceğimiz Yurttaş Gazeteciliği programından notları bu EFD kategorisi üzerinden görebilirsiniz.

* Bir yurttaş gazeteciliği denemesi olan 140journos ekibinden arkadaşlarla yaptığımız sosyalkafa söyleşisini buradan izleyebilirsiniz.

* Tam da bu satırları bitirirken tam da konuyla ilgili bir infografike rastladım: Yurttaşların ilk defa sosyal medya üzerinden duyduğu büyük haberler: Mısır’daki İsyan (Facebook üzerinden), Hudson nehrine düşen uçak (Twitter), İngiliz Kraliyet düğününün ilanı (Twitter), Bahreyn’de protestocuların öldürülmesi (YouTube), Whitney Houston’un ölümü (Twitter), Usame bin Ladin’in saklandığı eve baskın (Twitter). Sanırım Türkiye’den de birçok örnek verilebilir şimdiden. Başbakan’ın ameliyatı gibi...

 

Kaynakça:

 

Flew, T. (2005). New media: An introduction. Oxford University Press.

Glaser, M. (2008). MediaShift . Your Guide to Citizen Journalism | PBS. Retrieved June 27, 2012, from http://www.pbs.org/mediashift/2006/09/your-guide-to-citizen-journalism270.html.

Grubisich, T. (2005). Grassroots journalism: Actual content vs. shining ideal. Online Journalism Review, 6(2005), 148..

Lasica, J.D. (2003). What is Participatory Journalism? - Online Journalism Review. Retrieved June 27, 2012, from http://www.ojr.org/ojr/workplace/1060217106.php.

Murthy, D. (2011). Twitter: Microphone for the masses?. Media, Culture & Society, 33(5), 779.

Pedelty, M. (1995, May). War stories: The culture of foreign correspondents (Vol. 35). New York: Routledge

Rosen, J. (2006). The people formerly known as the audience. PressThink, June, 27.

 

Türkiye siber aleminden haberler

* 30 Haziran Sosyal Medya Günü. Galata Kulesi’nde Yaratıcı Fikirler Enstitüsü güzel bir gece hazırlıyor. Etkinliğin Facebook sayfası burada.

* Türkiye’deki blog ekosisteminin %53’ü İstanbulda ikamet ediyormuş.

* Bu yıl 130. yaşını kutlayan İstanbul Ticaret Odası tarafından Bilişim Sektörüne Yönelik Teşvik ve Destekler konulu bir seminerinden notlar burada.

* Fehmi Koru Türkiye’de gazetelerin internete geçişinin tarihçesini yazdı, Yurtsan Atakan da buna düzeltme yaptı.

* MUBI’den Efe Çakarel burada çevrimiçi film yayınının neden hukuki zorluklar içerdiğini anlatıyor.

* Hıdır Geviş ve RedHack'in Twitter Söyleşisini Serhatcan Yurdam derledi.

* EFD’de hangi bulut hizmeti anketi devam ediyor.

* Arama motoru Yandex’in ikinci TV reklam filmi çıktı. Yandex’in yerelleşme denemeleri başarıyla devam ediyor...

* The Guardian’ın kreatif direktörü Mark Porter’ın seminerinden notları Deniz Ergürel derledi.

* İstanbul Üniversitesi Atatürk’ün okuduğu kitaplar sitesi hazırlamış. Buyrun

 

Yazarın Diğer Yazıları

Twitter'dan yeni strateji: Yakın zamanda ofis açılmaz

Özellikle de @fuatavni hesabının “buzlanma”sından sonra Twitter’ın sansür uygulamaya başladığı sıkça vurgulanmaya başlandı

Twitter'in Ankara toplantısının iç yüzü

Twitter kullanıcı bilgisi vermemek için mücadele ediyor. Bu Türkiye’ye özgü değil. Twitter’ın itibarının bir kısmı bu politikasından kaynaklanıyor zaten.

Kitap pazarlamasında Yeni Medya kullanımı...

Geçen hafta bir Bilgi Eğitim programında (1) yaptığım konuşmanın notlarını paylaşayım

"
"