30 Haziran 2019

Kamasi Washington: “Bir olmak için aynı olmak zorunda değiliz”

Herkes nefesini tutsun ve 10 Temmuz’da IKSV Caz Festivali’nin en önemli konuklarından Kamasi Washington’un memleketimize gelişini beklesin! Caz müziğe külahını ters giydiren sanatçıyı, yılın en önemli konserlerinden birine imza atması için heyecanla bekiyoruz

38 yaşındaki Kamasi Washington cazcı olarak bilinmezken, Snoop Dog’a konserlerinde eşlik etti, deneyselliğiyle bilinen DJ Flying Lotus ile çalıştı, Kendrick Lamar’ın son yılların en iyi Hip-Hop albümleri arasına giren, “To Pimp a Butterfly”ın yapımında yer aldı. Ayrıca John Legend, Run The Jewels, Ibeyi gibi Türkiye’de de sevilen pek çok müzisyen ve topluluklarla ortak çalışmalar yaptı.

Müzikal konseptini “Harmony of Difference”, yani farklılıkların uyumu üzerine oturtan Washington, bir zamanlar Swing orkestralarının yaptığını yapıyor. Swing kendi döneminde cazı nasıl popa yaklaştırdıysa, bugün de o aynısına soyunuyor.

Kamasi Washington’un müziği de, konserleri de, sarfettiği sözler de 2015’te yayınladığı ilk albümünün ismi gibi epik, yani destansı. Washington bütün müzik türlerini birbiriyle harmanlayarak sadece cazın altını üstüne getirmiyor, müzik yazarlarının ağız birliği yaptığı gibi, başından itibaren bir nevi peygamberliğe soyunuyor. ABD’de entegrasyona karşı seslerin yükseldiği bir zamanda New York’taki Whitney Museum’dan aldığı bir teklifle giriştiği ilk albüm de bunun kanıtı.

Tenör saksofoncu o teklifi, insanların ABD’ye gelip, orayı yıkma, çökertme eğilimi içinde oldukları düşüncesi ve hissi yaygınlaştıkça, sınırları kapatmak, duvarlar örmek, oraya ait olmayan insanları geri göndermek gibi politikaların büyük harflerle dillendirilmeye başladığı günlerde almıştı. Zaten o his Donald Trump’ı da iktidara getirmişti.

“Farklılıkların harmonisi”

Kamasi Washington Los Angeles’liydi ve farklı etnik kökenlere sahip insanların bir araya gelip harika ve büyük şeyler yapabildiğini daha çocukken öğrenmişti. Los Angeles öyle bir yerdi. Müzik de. Bir sürü farklı enstrüman, armoni ve gelenek vardı işin içinde.

Los Angeles’li olmakla gururlanan sanatçının, 2015’te çıkardığı üç saatlik çıkış albümüne “Epic”ismini vermesi de boşuna değildi. Caz tarihinin baş yapıtları arasına giren albüm, Bebop, Soul, Gospel ve Funk müziği HipHop ile harmanlayarak cazın nelere kadir olduğunu ziyadesiyle göstermişti.

Kamasi Washington siyasi ve spritüel duruşuyla da 60’lardaki sivil haklar hareketine eşlik eden siyah müziğin gelenekleri içinden geliyordu. Mesajı da bir EP’sine verdiği isimle aynıydı: “Harmony of Difference”. ‘Bir olmak için aynı olmak zorunda değiliz’ gibi ya da ‘insanların çeşitliliğinin sadece tolere edilmesi değil, kutlanması gerekir’ gibi sözler vardı şarkılarında.

Bulutların üzerinden dünyaya seslendi

2018’de çıkardığı ikinci albümü “Heaven and Earth”de de verdiği mesaj aynıydı ve müzikalitesiyle en az ilki kadar güçlüydü. Bruce Lee’nin 1972 yapımı bir filminde çalan oldukça kitsch bir soundtrack’inden devşirme destansı açılış parçası "Fists Of Fury", karibik ve groove yüklü sound’uyla sıkıntılı ve dertli dünyaya yumruğunu sıkıyordu. Gökyüzü ve yeryüzü arasında bir imgeyi ilüstre eder gibi, "Sometimes, when you climb a mountain" diye seslenirken de, yaşlı ve bilge bir Asyalı edasıyla bulutların üzerinden dünyaya sesleniyordu.

Washington dünyanın gidişatına kuşkuyla da baksa, ikinci ve yine epik diyebileceğimiz albümü "Heaven & Earth"de, giderek kalabalıklaşan ve devleşen hayran kitlesine pozitif felsefesini enjekte ediyor. Dediğine göre, elinin altında tonlarca kayıt bulunmasına rağmen bütün parçaları sıfırdan bestelemiş ve kutsamış. Yaptığı konuşmalardaki ifadeleriyle, gökyüzündeki yıldızlara bakarak, evrenin taşıdığı sonsuz potansiyele duyduğu aşkla ve minnetle yazmış parçalarını.

Müzik sadece müzik ve politik! 

“Heaven and Earth” sözlerine de yüklediği anlam çok açık; “Earth” yaşadığımız şekliyle dünyayı temsil ediyor, “Heaven” ise hayal ettiği ideal bir dünyayı. Albüm “Fists of Fury” parçasıyla öfke saçarken, ikinci bölümünde yer alan "Space Travelers Lullaby", afrofütürüstik imgelerle masalsı ve Washington’un neredeyse “kurtarıcılığa” büründüğü bir düş yolcuğuna çıkarıyor bizi.

Kamasi Washington’u benzersiz yapan da bu zaten. Pharoah Sanders ve John Coltrane gibi geleneksel üstadlara da gönderme yapıyor; hip-hop kültürüne de selam ediyor. İnsanları ateşli funk ritmiyle coşturup dans ettirmesini de biliyor, transandantal bir yolculuğa çıkartmasını da.

O yüzden cazla uzaktan yakından ilgisi olmayana bile, caz dinletmeyi becerebiliyor. Hem zaten genre’lardan hiç mi hiç hazetmiyor. Onun için müzik, sadece müzik ve evet, politik...

26. İstanbul Caz festivalinin konuklarından Kamasi Washington’ın saksofonunu konuşturduğu, Ibeyi’nin Deathless’ına kulak verin.

Multi-enstrümantalist ve besteci Kamasi Washington’ın Ummah Chroma yönetmen kolektifiyle yaptığı kısa filmi As Told to G/D Thyself, bu yılki Sundance’te prömiyerini yaptı. Filmin fragmanı için:

Müziğin görsel gücüne tutkuyla bağlı olan Kamasi Washington, 2017’deki Whitney Bienali’ne “Harmony of Difference” adlı film enstalasyonuyla katıldı. 37 dakikalık filmin fragmanı için:

Çocukken Street Fighter’da dünyanın en iyisi olduğunu düşünen Kamasi Washington’ın “Street Fighter Mas” adlı parçasının videosu ilhamını bu hayal gücünden alıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Suç iki yüzlü olanda, sizde değil!..

İki yüzlülüğü parmakla göstermek, netliğe ve huzura kavuşmak için dolaysız bir seçenek gibi görünür. Dayanışma fakiri bir dünyada terk edilmiş insanlar arasında kendini terk edilmiş olarak tanımlayarak dengede görünme şansı sunar

Instagram kimliğin için tatilde ne yaptın?

Özellikle tatilde ihtiyaç var tanıklığa.. Ne aşk, ne eğlence tanık olmadan yaşanmış sayılmaz. Bu tanıklığın dümeni yine Instagram’da; özellikle de müzikli yerlerde. Havaya doğrultulan ya da burna sokulan cep telefonları yoksa, o eğlence yaşanmış sayılmıyor…

Yeni afyon: Kaynanadili ve Plantasia

YouTube’da milyonlarca tık alan kült klasiği “Mother Earth's Plantasia” albümüyle Mort Garson, “How To Make A Plant Love You” isimli yeni çıkan kitabıyla Summer Rayne Oakes, “Millenial” kuşağının yükselen zevk ve ihtiyaçlarına cevap veriyor…