Ekonomik darboğazdaki dünya devleri, performansımızı çok beğeniyor-muş.
İşsizlik oranı sürekli düşüyor-muş.
Ekonomide büyümeye paralel, istihdam da artıyor-muş.
Ülkede katiyyen işsizlik yok, ama gençlerimiz iş beğenmiyor-muş.
Hele de konu dönüp dolaşıp gençlerin burnu büyüklüğüne bağlanınca, benim o noktada fena halde içim şişiyor-muş!
Haziran 2011 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçları açıklandı. Sonuçlar allandı, pullandı, medyada çarşaf çarşaf, “işsizlik son 3 yılın en alt düzeyinde” bağırtıları olarak yayınlandı.
Sonuçlara, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile mevsimlik çalışanlar dahil edildiğinde, gerçek işsizlik oranı duyurulduğu gibi %9.2 değil, %15.2 çıkıyor.
Kadın Yönetici ve Kadın Çalışanlar Dayanışma Derneği tarafından yaptırılan "Kadın İşgücü Dağılımı" konulu araştırmaya göre, ülke genelinde kadın istihdam oranı %27. Demek ki TÜİK resmi sonuçlarında açıklanan, %46’lardaki istihdam oranı, ağırlıklı eril nüfusu kapsıyor.
Bu arada asgari ücret 837 lira, dört kişilik ailenin açlık sınırı 873 lira, yoksulluk sınırı ise 2,844 lira.
Yine TÜİK resmi sonuçlarına göre, üniversite mezunu olup işsiz olanlar 450 bin kişi; veri, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 0.5 puan artışta.
Üniversitede aldığı eğitime paralel bir iş yapmak, emeğinin karşılığını da hakkıyla almak, neredeyse lüks haline geleli çok oldu.
Türkiye’de binlerce kalifiye eleman, ücret gözetmeksizin, çalışma şartlarının zorluğuna bakmaksızın, “esnek çalışma saatleri” kisvesi altında omuzlarına yüklenen fazla mesaisinin karşılığını almaksızın, işinden ekonomik ya da psikolojik hiçbir tatmin duymaksızın, “ne iş olursa” onu yapıyor. Maskeli depresyona gebe, maskeli işsizlik hikayeleri, istatistiklere zaten yansımıyor.
Anımsarsınız, Meclis Başkanlık Divanı, halihazırda bir sekreteri ve bir danışmanı bulunan milletvekillerine, hizmetli veya şoför olarak çalışmaları amacıyla üçüncü personel verilmesini kararlaştırmıştı. Bu kapsamda, aralarında doktora yapmış, iki üniversite bitirmiş, ikiden fazla yabancı dil bilenler de bulunan çok sayıda işsiz genç TBMM’ye başvurdu.
Geçtiğimiz yıl hükümet tarafından farklı bir istihdam kapısı olarak açıklanan başka bir çözüm de uygulamaya konuldu. Profesyonel Ordu ile, bir taşla iki kuş misali, 500 bin kişinin işsizlik sorunu ve terörün aynı anda vurulacağı açıklanmıştı. İlk etapta açılan 5 bin kişilik kontenjana, 15 bin kişi başvurdu. 5 bin asker, ayda bin 500 liralık maaşlarını ailelerine emanet edecek, alnımıza kara, geleceğimize yara olarak itinayla büyütülen savaşta, görev icabı şehit düşmek üzere, Ocak 2012’de cepheye gidecek.
Durum böyle. Birileri de kalkıp, gençler iş beğenmiyor, işsizlik düşüyor, goncalar çiçek açıyor, arılar vızıldıyor, Arap Baharı bize esiyor, İslam Dünyası da neymiş, bütünn dünya bizim performansımıza hasta oluyor filan diyor. İnsanı resmen hafakanlar basıyor!