04 Kasım 2011

Bayram Pastası

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, insani gelişmişlik raporunu...


Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, insani gelişmişlik raporunu geçtiğimiz gün açıkladı.
1990 yılından beri yayınlanan rapor ile sürdürülebilirlik ve hakkaniyet için gerekli sosyal yapıların ve kurumların oluşturulabilmesi amaçlanıyor.
Rapor, ülke bazında ve bölgesel olarak çıkarımlarda bulunuyor. Siyasi güçten çevre kirliliğine karşı alınan önlemlere, iklim değişikliğinden gelir dağılımına dek çeşitli konular ışığında insani gelişmişlik oranlarını belirliyor.
İnsani Gelişim Endeksi (Human Development Index), Dünya'daki ülkeler için ortalama yaşam uzunluğu, okuryazar oranı, eğitim, gelir dağılımı ve yaşam düzeyi doğrultusunda hazırlanan bir ölçüm.
2011 endeksine göre, Türkiye 187 ülke içinde 92. sırada. (Geçtiğimiz yıl 169 ülke içinde 83. sıradaydı.)
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben yeni raporun yayınlandığını bir Hollanda gazetesinde gördüm. 2010 yılında tüm ülkeler arasında 7. sırada yer alan Hollanda, 2011 yılında 3.lüğe yerleşince bunu haklı bir gururla çarşaf çarşaf duyuran gazetelerin birinde…
Bunun üzerine raporu indirdim. İlk 3 sıradaki Norveç, Avustralya ve Hollanda göstergelerine, son sıralardaki Nijerya ve Kongo göstergelerine, bir de 92. sıradaki Türkiye’nin göstergelerine baktım.
Afili Hollanda’daki mütevazı evimde burnumu cama dayayıp, tam 90 sıra gerideki yurduma uzaktan baktım. 
İnsani, tarihi ve coğrafi potansiyelden, güce güç katabilecek farklılıklarımızdan, bereketli topraklar ve sıcak iklimlerden söz edecektim. Batıyı ya da doğuyu değil, pusulamızın neden ileri yerine sürekli geriyi gösterdiğini soracaktım. Kaynaşma kültürü yerine çarpışma kültürüne, hakkaniyet yerine haksızlığa, adalet yerine hukuksuzluğa, özgürlük yerine baskıya neden bu kadar yer verdiğimize hayıflanacaktım. 
Baktım ki yarın bayram, caydım.
Portakal kabuğu rendeli, cevizli çikolatalı bir kek yaptım. İçine biraz boşver, biraz hoşgör, biraz unut, biraz umut, bolca özlem, göz kararı vanilya ve mahlep kattım. 
Düzenli, huzurlu ve soğuk Hollanda’ya sırtımı dönüp, kalbimin karmakarışık güneşli birincisine kırık dökük bir sıla selamı çaktım.  
Çikolata ve portakal kokulu bayramlar dilerim!

Yazarın Diğer Yazıları

Haydi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur

Bugünlerde ölümün tekinsiz nefesi kulaklarımızda bir tokat gibi üst üste patlıyor

Kral Çıplak!

Bir varmış, bir yokmuş. Dört mevsimin birden yaşandığı cennet bir diyarda çelişki her şeyden çokmuş...

Seks Köleliği ve Grinin Ellibirinci Tonu

Türkiye medyasının en libidosuna kuvvet kalemlerinin “ay bayıldım!” çektiği...

"
"