10 Aralık 2013

Ruh ve beden sağlığına dair

Sizlere yaşamın sağlığınızı ilgilendiren konularında son duyumlara ulaşabilmeniz açısından yardımcı olmak için bu yazı dizisini başlatıyoruz.

Sizlere yaşamın sağlığınızı ilgilendiren konularında son duyumlara ulaşabilmeniz açısından yardımcı olmak için bu yazı dizisini başlatıyoruz. Diğer sağlık haberlerinden farkımız, yurtdışında ve yurtiçinde elde edilen bilimsel en son akademik bulgulara yer vermeye çalışmak ve bunu herkes tarafından anlaşılır kılmaktır. Akademik geçmişim halk sağlığı biliminde koruyucu hekimlik olduğundan, ve aynı zamanda sağlığın genetik le ilişkisi üzerine Kalifornia Universitesi Irvine Kampusunda bir dönem öğretim görevlisi olmamdan dolayı, ilk yazımı bu ilgi alanıma paralel olarak sizinle paylaşmayı düşündüm.

Ülkemizde meme ve yumurtalık kanserine kişinin genetik predispozisyonunu saptayan testler, film yıldızlarından Anjelina Joliʼnin medyatik bir şekilde göğüslerini aldırarak konumunu ortaya dökmesinden sonra daha sık duyulmaya başladı. Kişileri kendi konumlarını ve genetik predispozisyonlarını haklı olarak tekrar değerlendirmeye almalarına neden olan bu olayın biraz derinine inerek bu derece bir önlemi öngörmeden nelerin bilinmesi ve göz önüne alınması gerektiğine göz atalım. 

Ailesel meme kanseri saptanan olguların %50ʼsinde hastalık BRCA  (Breast Cancer Gene) gen mutasyonlarından kaynaklanır. 30 yaşın altında meme kanseri gözlenen kadınların yaklaşık %33ʼü bu mutasyonlardan biri için taşıyıcıdır. Over kanserleri ise kadınlarda kanser ölümlerinin 5. sırasında yer alır. Bunların %5-10ʼunda aile öyküsü mevcuttur ve sıklıkla BRCA1 ve BRCA2 genlerinin mutasyonlarından kaynaklanır. Risk altında olan kişilerin tanımlanması sonrasında bu kişilere  BRCA ve DNA analizleri günümüzde önerilmektedir. Burada en önemlisi ise her isteyene bu testlerin yapılması mantıklı olmamaktadır. Bu bilgilerin aydınlığında belirlenmiş şu üç kriteri karşılayarak bu yola başvurulmalıdır.

1) Ailede kalıtımsal kanserin risk göstergesi bulunması; Yani oldukça genç bir yaşta kanser vakasına rastlanması, kişi de birden fazla kanser çeşidi görülmesi, organların çiftinde, iki göğüste veya iki böbrekte birden kanser tespiti, kan bağı olan en yakın akrabalarda teşhis edilmesi, az görülen kanser vakalarının bulunması örnek, erkekte göğüs kanseri, doğuştan kanserle ilişkilendirilmiş deri veya kemik yapılanması, etnisite olarak kansere yakalanma riski olan guruba mensup olup belirtilen özelliklerin bir veya daha fazlasına sahip olmak.

2) Bulgulanan sonuçların amaca uygun yorumunun yapılabilmesi (belirlenmek istenen genin varlığı ile ilgili net cevap alabilme).

3)Sonuçların kişinin tıbbi müdahale kararına ışık tutabilmesi, göz önüne alınmalıdır.

BRCA gen bölgelerinin incelendiği hastalarda test sonuçlarının çıkması genetik bölgelerin büyüklüğü ve buna bağlı olarak mutasyon sayısının fazlalığı nedeniyle zaman alıcı bir süreç olup 3-4 ayı bulmaktadır. Bazı olgularda sonuçların kesinleşmesi için kişinin kendisinden tekrar kan örneği veya aile bireylerinden kan örnekleri istenebilmektedir. Genetik bölgenin incelenmesi için kullanılan tekniklerin başında DNA dizi analizi gelmektedir. DNA dizi analizi yöntemi ile BRCA1 ve BRCA2 gen bölgelerini oluşturan toplam 50 ekzon tek tek incelenir ve mutasyon saptanmaya çalışılır. Bu yöntem ile hastalarda gözlenen mutasyonların %97-98'i tespit edilebilir.

DNA dizi analizi ile saptanması mümkün olmayan ve genetik bölgedeki büyük parça kopmalarını ve eklenmelerini içine alan değişiklikleri tanımlayabilmek için ise MLPA (Multiplex Ligation Probe Amplification) analizi uygulanır. DNA dizi analizi ile yapılan ilk incelemede mutasyon gözlenmeyen hastalarda 2. aşamada MLPA analizi yapılması uygun görülebilir.

DNA dizi analizi ve MLPA analizinin sırayla uygulandığı ve mutasyonun gözlenmediği olgularda BRCA gen bölgelerinden kaynaklanan risk artışları elimine edilebilir. Kişilerde riski tanımlayabilmek için, ilk aşamada MLPA analizi uygulamak hasta için maliyeti arttırıcı bir unsur olacaktır. Ayrıca, sadece MLPA analizi yaparak risk konusunda bir yorum yapmak kesinlikle mümkün değildir.

Bu konularda en önemli tutum soğukkanlı bir farkındalıktır. Şunu unutmamak gerekir ki riskli gen taşımak bile kanser olunacağı anlamına gelmemektedir. Kanserin gen ifadesi ancak kanser hücresini destekleyen ortamlarda gerçekleşir. En doğru kararı bir genetik danışmanla görüştükten sonra vermek mümkündür.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kanser, beslenme ve ruh beden ilişkisi

Sevgili okuyucular insan vucudu bir ömür süresinde yaklaşık olarak altı defa kanser hücresi üretmeye yeltenebilir

Ruh, beden, zihin sağlığında stres ve epigenetik

Sevgili okuyucular, ruh, beden ve zihin denildiği zaman üç ayrı konsept aklımıza gelmesin. Ruh herzaman zihni ve bedeni kontrol eden, hastalığı ve sağlığı bedende ifade eden öğe olmuştur. Yani kısacası sağlığımızı koruyabilmek için ruh, zihin ve bedenimizin birbiriyle bütünlüğünü ve uyumunu korumalıyız.

Uykusuzluğun riskleri

Sevgili okuyucular uykusuz kalan vücudun ihtiyacından fazla kalori arama moduna girdiğini ve özellikle de seçimini şekerli ve nişastalı gıdalar doğrultusunda kullandığını biliyormuydunuz?