30 Mart 2024

Doğu rüzgarı batı rüzgarına galebe çalamayacak mı?

“Yükselen Doğu”, “Çin mucizesi”, “Çok kutuplu yeni dünya düzeni” gibi klişeleri sıkça duyuyoruz. Bunların Çin bağlamında şöyle bir izleği olduğu söylenebilir: Çin mucizesi devam ediyor.

Covid 19 salgının ilk döneminde batıda bir kaos ortamı yaşanırken sıkı karantina tedbirleri sayesinde Çin’de hayat büyük dalgalanmalar ve ölümler olmadan düzenli bir şekilde devam etmişti. Hatırlanacaktır, örneğin 2021 başı itibarıyla dünyadaki toplam vakaların sayısı 117 milyona, ölümler ise 2.6 milyona ulaşmışken, üstelik ABD 30 milyon vaka ve yarım milyon ölüm ile başı çekerken Çin’deki vaka ve ölümler sadece iki haneli sayılarla ifade ediliyordu.

Bu durum rejimin batıdaki demokrasilerden üstünlüğünün önemli bir göstergesi olarak değerlendirildi Çin’de. Batı demokrasileri bir türlü halkın sağlığını ve bekasını sağlayamazken Çin’deki aydınlanmış otokrasi” pekala bunu başarabiliyordu. Bu dönemde “yükselen doğu, düşüşteki batı (东升西降)” retoriği çokça boy göstermeye başladı. Mao’nun “Doğu rüzgarı batı rüzgarına üstün gelir (东风压倒西风)“ sözünden mülhem bu ifade sadece Batı demokrasilerinin dünyaya liderlik etmekten aciz hale geldiği iddiasını taşımakla kalmıyor aynı zamanda yükselen doğunun yeni dünya düzenine önderlik etme potansiyelini de dile getiriyordu.  

İlham kaynağı altı büyük Çin klasik romanı arasında yer alan, 18. yüzyılda yazılmış “Kızıl Konağın Düşü (红楼梦)”ndeki “doğu rüzgarı” ifadesi olan Mao’nun 1957’de dile getirdiği bu metafor 2021’de yeniden tedavüle girdiğinde bir yandan da Çin ekonomisinin büyüklük olarak ABD ekonomisini üç vakitte mi beş vakitte mi geçeceği spekülasyonları yapılıyordu.

***

Klişelerin kişinin düşünce dünyasına bir konfor getirdiği yadsınamaz. Düşünme ve iletişim süreçlerini hızlandırıcı etkisi vardır. Orijinallikten yoksun, herkesin diline düşmüş bu kavram ve ifadeler oldukça da tehlikelidir aynı zamanda. Doğruluklarını sorgulamamak kolaycılığına kaçılır.

“Yükselen Doğu”, “Çin mucizesi”, “Çok kutuplu yeni dünya düzeni” gibi klişeleri sıkça duyuyoruz. Bunların Çin bağlamında şöyle bir izleği olduğu söylenebilir: Çin mucizesi devam ediyor. Çin ekonomik büyüklük olarak yakında ABD’yi geçecek. Yükselen doğu sayesinde mevcut dünya düzeni de değişecek, çok kutuplu yeni bir dünya düzeni oluşacak.

Oysa bunlar “Çin mucizesi”den başlayarak sorgulanmaya muhtaç olgular.

Hadi genel kamuoyunu bir yana bırakalım ama kimisi akademik unvanlar da taşıyan ülkemizdeki Çin uzmanlarının ve aydınların bunları sorgulamıyor oluşu üzücü.

Yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce Çin mucizesinin sürdürülebilirliğini sorgulayan kitabımda dile getirdiğim ve zaman içinde daha da belirginlik kazanan durum şu: Çin yükselmiyor. Tersine, iniş söz konusu.

***

2020 ve 2021’in ilk yarısında dünyada büyük bir kaos yaşanırken, Çin Covid 19’a karşı sıfır tolerans politikası sayesinde bu dönemi sakin bir şekilde atlattı atlamasına ama aynı sert önlemler ülkenin var olan yapısal sorunlarının derinleşmesine yol açtı.

Çin ekonomisi 2021’de ABD ekonomisinin yüzde 76 büyüklüğüne ulaştı. Yani ABD ekonomisinin büyüklüğüne geçmişte ne Sovyetler Birliği’nin ne de Japonya’nın gerçekleştiremediği kadar yaklaştı.

Ancak 2022’den itibaren her alanda gerileyen ekonomik göstergeler aranın açılmasına yol açıyor. Nitekim ABD ekonomisi geçen yıl nominal olarak yüzde 6,3 artarak 27,36 trilyon ABD dolarlık bir büyüklüğe ulaşırken Çin'in nominal büyümesi yüzde 4,6’da kaldı. Böylece Çin ekonomisinin büyüklüğü ABD’ninkinin yüzde 65'ine geriledi.

GSYİH Büyüklükleri (trilyon ABD doları)

Kaynak: Dünya Bankası, Çin Ulusal İstatistik Bürosu

Özellikle son bir yılda çeşitli vesilelerle Çin ekonomindeki sorunlar bölük pörçük haberler şeklinde medyada yer alıyor. Örneğin borçlarını ödeyemeyen emlak şirketleri ve emlak krizi haberleri, ya da ihracatın ve iç tüketimin artmadığına dair açıklanan rakamların resmin tamamı hakkında çok fikir verici olduğunu sanmıyorum.

Bütün ülkelerde zaman zaman emlak krizleri yaşanıyor. Ya da ekonomik dalgalanmalar oluyor. Ama Çin’deki durum bundan farklı. Birbiri ile iç içe geçmiş bir yığın nedenden dolayı Çin ekonomisi aşağı yönlü bir döngü içinde.

Bunun nedenleri ve olası sonuçlarını önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı ele almak niyetiyle şimdilik baştaki soruya “hayır” demekle yetinelim.

Cevdet Kadri Kırımlı kimdir? 

İzmir'de doğdu.

Yurt içinde ve yurt dışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı.

Çin'de ve Hong Kong'da yaşadı.

"Çin Mucizesinin Sonu mu? Uyuyan Arslan Kağıttan Kaplan" adlı bir kitabı (İletişim Yayınları) vardır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Asya Pasifik’te ittifak peşrevleri: Yankees taraftarı Japon Başbakanı, Kuzey Kore ile dostluk yılı…

80 yıl önce Asya Pasifik’te boğaz boğaza savaşan ABD, Filipinler ve Japonya ortak dostluklarında yeni bir dönemin başladığını duyururlarken Çin ise hemen ertesi gün ilişiklerinin 75. yılı vesilesiyle Kuzey Kore ile dostluk yılını ilan ediyordu

Üç Cisim Problemi ve Xi Jinping

Kültür Devrimi'nin parasal ve insan sermayesi anlamında muazzam bir maliyeti olmuştur. 1979'da Merkez Komite başkan yardımcısı Li Xiannian, o on yıldaki kaybın Çin devlet sektörünün 1949'dan 1979'a kadar biriktirdiği tüm sabit varlıkların değerinden daha fazla olduğunu söylemişti

Üç Cisim Problemi ve Kültür Devrimi

Diziyi Çin'de izlemek mümkün değil. Resmi olarak hiçbir platformda yer almıyor. Ama kaçak göçek yollarla izleniyor. Dizinin Netflix'te yayına girdiği ilk gün olan 21 Mart'ta BitTorrent'ten indirilme sayısı 90.618'e, ertesi gün ise 72.764'e ulaştı