10 Nisan 2012

'Metin Oktay o penaltıyı atmazdı'

Bazı zamanlarda bir eylemden bilinçli olarak vazgeçmek, yapmak istememek çoğu yaptığımızdan daha kıymetli olur

Bazı zamanlarda bir eylemden bilinçli olarak vazgeçmek, yapmak istememek çoğu yaptığımızdan daha kıymetli olur...

Öyle zamanlarda geleceğin ilhamı, yaptığında değil yapmaktan vazgeçtiğin şeyde gizlidir... Pazar günü Manisa’da yapılamayan şeyde olduğu gibi...

Muslera’nın, biraz ‘mahalle baskısı’ epeyce Fatih Terim’in ‘olur’uyla kullandığı penaltı hiç kimseyi değilse bile yedek külübesindeki İlker Avcıbay’ı incittiyse o penaltıda bir yanlışlık olmalı...

Kimi gazeteler attığı penaltı golüyle Muslera’nın tarih yazdığından söz ediyordu. Peki ya incitilenlerden bir diğeri, Volkan Babacan atış sırasında sırtını dönse ya da gidip bir direğin köşesinde beklese tarih nasıl yazılırdı acaba!..

Bu oyun Fatih Terim’in de maç sonu açıklamaya çalıştığı gibi bir ‘takım oyunu’dur elbette ama bir o kadar da ‘insan oyunu’dur. Ve o oyun bize başkalarının hüznüne bakmayı da öğretir... Ya da öğretmelidir.

Bir çok arkadaşımız Muslera’nın attığı penaltının ‘futbol eğlencesi’ olduğu görüşünde. Evet futbol eğlencedir, mizahtır ve böyle de bakılabilir ama dedim ya, bazen yapmayıp vazgeçtiklerimiz gün gelir yaptıklarımızdan daha kıymetli olur...

Şimdi araştırmacı Ümit Bayazoğlu’nun geçmişte Fevzi Zemzem, Metin Oktay ve Tanju Çolak üzerinden ntvspor.net’e yazdığı yazıdan kısa bir bölüm aktarayım sonra devam ederim...

“...1968-69 sezonunda 17 golle krallık tacına Göztepeli Fevzi Zemzem de ortaktı. Ancak Fevzi, centilmenliğin hasını göstererek, tacı Metin Oktay’a bırakmıştı. Kral bu tacı, bir sezonda 38 gol atarak çoktan hak etmişti. Yıllar sonra Tanju Çolak bu rekoru, Yusuf’un altı pas içinde, kendi atacakken ikram ettiği, düpedüz ‘şike’ bir golle kırdı.

Maalesef bu konuda basından mânâlı tek tepki, “Metin olsaydı o golü atmazdı” diyen Rauf Tamer’den gelmişti. O sıralar TRT’de çalışan Ali Kırca ise, hemen bir taç devir-teslim töreni düzenleyerek, Kralı tacıyla birlikte Ankara’da canlı yayına davet etmişti. Kral, güya yeni krala tacını devredecekti. Metin Oktay, bu rolü içine sindiremedi ama kibarlık icabı geri de çeviremedi. Kendi gitmeyip tacı kargoyla Ankara’ya yolladı. Ali Kırca’nın bu reyting işgüzarlığı yüzünden Kralın tacı sahte kralın elinde kaldı.”

Bir yanda Fevzi Zemzem’in bir durumdan vazgeçerek tarihi bir karaktere dönüşümü diğer yanda Tanju Çolak’ın çizgide bırakılan ‘beleş topu’u var gücüyle abanıp Metin Oktay’a ‘ortak olma’ gayreti... Ve Metin Oktay’ın ‘teneke parçası tac’ı Tanju Çolak’a göndermesi...

Şimdilerde herkes Burak Yılmaz’ın Tanju Çolak’a ait 38 gollük rekoru kırıp kıramayacağını merak ediyor... Ya o, Metin Oktay, onun 38 golü... Sayıları aynı diye goller de aynı kıymette olur mu?

Bütün bu tartışmalar bir başarıyı karalamak için değil insan ruhu daha da aydınlansın diye yapılıyor. Bütün bu tartışmalar Yaşar Kemal’in dediği gibi “O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler” denmesin diye yapılıyor...

Artık olmaz ya, bence Metin Oktay kaleci olsa o penaltıyı atmazdı!...

Yazarın Diğer Yazıları

Empati ödülünden küfür utancına

Günümüz futbolunda hücum aksiyonları \'sahanın merkezi\'nde kurgulanır

Alex de Souza dersleri!

Birçok konuda olduğu gibi hatırı sayılır bir kalabalığın futbol konusunda da kafasının hayli karışık olduğu şu bir iki haftada bir kez daha ortaya çıktı

Beşiktaş'ın bitmeyen 'güvenlik' sorunu

Beşiktaş\'ın yeni yönetiminin göreve gelişinin ardından yaptığı en sansasyonel çıkışlardan biri de TT Arena\'da oynama isteğiydi

"
"