14 Mayıs 2012

İki ekstra

İki takım da \'kontrol futbolu\' görünümünde oynadı maçın ilk yarısını...

İki takım da 'kontrol futbolu' görünümünde oynadı maçın ilk yarısını... 'Nafile atak'ların yanı sıra, zaman zaman, saman alevi misali canlanmalarda yapılanlar değil, iste o anlarda olmayan-yapılamayan şey 'gol'dü.

Beşiktaş’ta takımı ve oyunu süsleyen birincil karakter Manuel Fernandes olmayınca, kadro da ‘öğretmensiz sınıf’ misali ‘koşarak gürültü’ çıkarmaktan öteye gidemedi. Elbet bu durum en çok da Quaresma’yı görünür kıldı. Quaresma, bire birlerin neredeyse tamamında idman rahatlığı içindeydi ve hâl böyle olunca bir sonuca varamadı. Bu devrede Trabzon, klasik tarzı Burak-Olcan hücumlarına bel bağlamıştı ama bu ikiliyi zenginleştirecek yardımlar gelmeyince onlar da varlık gösteremedi.

Ve nihayetinde Burak ilk devrenin son saniyelerinde ‘penaltı çalmak’ için ‘kendi oyunu’yla kırmızı karta yakalanınca, trafiğin akışı da değişti. Beşiktaş, ikinci devrede rakibinin en hızlısından kurtulunca, topu ileri daha korkusuzca taşıdı. Ancak mecalsiz ve bitkin Aurelio, hücuma katkısı her zaman yetersiz olan Ernst ile ileriyi besleyemeyince, iş yine ‘ekstra’lara kaldı. O ekstra da ne zaman ne yapacağı belli olmayan Holosko’nun ayağından geldi... 83’te Almeida bir süre önce Zokora’nın kurtardığı topa nazire yaparcasına kaçırdığı golün ardından bir ‘ekstra’ da Olcan’dan geldi. Olcan’ın  ‘Selcuk İnan’vari golüyle birlikte Beşiktaş, Avrupa geleceğini son yıllarda nedensiz ve manasız bir gerginlik yaşadığı Bursaspor’un ellerine teslim etti.

Yazarın Diğer Yazıları

Empati ödülünden küfür utancına

Günümüz futbolunda hücum aksiyonları \'sahanın merkezi\'nde kurgulanır

Alex de Souza dersleri!

Birçok konuda olduğu gibi hatırı sayılır bir kalabalığın futbol konusunda da kafasının hayli karışık olduğu şu bir iki haftada bir kez daha ortaya çıktı

Beşiktaş'ın bitmeyen 'güvenlik' sorunu

Beşiktaş\'ın yeni yönetiminin göreve gelişinin ardından yaptığı en sansasyonel çıkışlardan biri de TT Arena\'da oynama isteğiydi