Bir önceki yazımızda, yurt dışı hizmet borçlanmasının ne anlama geldiğini ve borçlanma için gerekli şartlardan bahsetmiştik.
Bu yazımızda da yurt dışı hizmet borçlanması miktarının nasıl hesaplanacağı ve ödemenin nasıl yapılacağından bahsedilecektir.
5754 sayılı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yapılan değişiklikle, borçlanma miktarının tespitinde döviz esasından vazgeçilmiş ve borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarının asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32’si olarak belirlenmiştir.
Bu durumda borçlanmalar; prime esas asgari günlük kazanç ile azami günlük kazanç arasında belirlenmektedir.
Borçlanmak istenilen gün sayısı karşılığı ödenecek toplam borçlanma tutarı, belirlenen bir günlük borçlanma tutarı ile borçlanılacak olan gün sayısının çarpımı suretiyle bulunmaktadır.
Örneğin; 20 yıllık sigortalılık süresini günlük 50 TL kazanç üzerinden borçlanmak isteyen bir sigortalının toplam borçlanma miktarı 50 x 7200 x % 32 = 115.200 TL olacaktır.
Borçlanma tutarının tespitinde, adi posta veya kargo yoluyla veya SGK’ya doğrudan yapılan başvurularda talep dilekçesinin SGK evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınmakta iken, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta olarak gönderilen borçlanma taleplerinde, dilekçenin postaya verildiği tarih, SGK’ya intikal tarihi olarak kabul edilmektedir.
Yeni düzenleme ile borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Tahakkuk ettirilen borçlarını yurt dışından ödeyecek olan sigortalı ve hak sahipleri Türk Lirası olarak bildirilen tutarın karşılığını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından konvertibl sayılan döviz cinsinden ödeyebilmelerine imkan tanınmıştır. Bu durumda ödemeler, borcun ödeneceği tarihteki Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden yapılacaktır.
Tahakkuk ettirilen prim borcunun tamamının, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödenmemesi durumunda, borçlanma başvuruları geçersiz sayılmaktadır.
Söz konusu üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ise, ödenen miktar ile orantılı olan süre geçerli sayılmakta, geriye kalan sürenin borçlanılabilmesi için yeni bir borçlanma talebi aranmaktadır.