20 Ekim 2012

SGK’dan alınan ödenek, gelir ve emekli aylıkları haczedilebilir mi?

Günümüz ekonomik şartları içerisinde pek çok kişinin herhangi bir nedenle ödeme güçlüğüne düştüğü ve zaman zaman da icra takibine uğradığı bilinen bir gerçektir...

Günümüz ekonomik şartları içerisinde pek çok kişinin herhangi bir nedenle ödeme güçlüğüne düştüğü ve zaman zaman da icra takibine uğradığı bilinen bir gerçektir.

Özellikle gelir seviyesi düşük kişilerin icra takibi ile karşı karşıya kalmaları kendileri ve aileleri için bazen telafisi güç yıkıcı sonuçlar doğrabilmektedir.

Bu çerçevede, ödeme güçlüğü çeken ve icra takibi ile karşı karşıya kalan gruplar içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) ödenek, gelir ve emekli aylığı alanlar önemli bir yer tutmaktadır. 

Hatta, icra dairelerinden gelen haciz ve kesinti taleplerinin yoğunluğu nedeniyle SGK bünyesinde icra dairelerinin haciz taleplerinin yerine getirilmesi ve takibi için özel bir servis kurulmak zorunda kalınmıştır.

Ancak, hemen belirtelim ki, SGK tarafından sigortalılara veya emekli olan kişilere verilen ödenek, gelir veya emekli aylıklarının istenildiği zaman ve sınırsız olarak haczedilmesi gibi bir durum da söz konusu değildir.

Bu grupta yer alan pek çok kişiden “Acaba SGK’dan aldığımız ödenek, iş göremezlik geliri veya emekli aylığına haciz konulabilir mi?” şeklinde soru gelmektedir.

Esasen, bu tür soruların çok sık gelmesinin bir nedeni de SGK’dan alınan ödenek, gelir ve emekli aylıklarının haczedilmesi konusunda değişik dönemlerde farklı uygulamanın olmasından kaynaklanmaktadır.

Öncelikle bilinmesi gerekir ki, SGK’nın prim, idari para cezası, gecikme cezası ve gecikme zammı gibi alacaklarının,  ödenek, gelir ve emekli aylıklarından haczedilerek tahsil edilmesi konusunda herhangi bir engel bulunmamaktadır.

Örneğin; SGK’dan emekli aylığı alan bir kişinin, işveren olarak yanında çalıştırdığı kişilerden dolayı ödeme vadesi geçmiş sigorta primi, gecikme cezası/gecikme zammı borcu varsa, SGK bu kişinin emekli aylığını ilgili kanuna (6183) göre haczedebilecektir. Başka bir ifadeyle, SGK kendi alacağı durumundaki sigorta primini tahsil edebilmek ve bunun için de haciz koyabilmek için emekli aylığı ödediği kişinin önceden muvafakatini (iznini/onayını) almak zorunda değildir.

Diğer taraftan, SGK’nın kendi alacağı olmayan diğer alacaklar konusunda ise değişik dönemler için farklı uygulamalar söz konusu olmuştur.

2009 yılına kadar aslında, ödenek, gelir ve emekli aylıklarından nafaka borçları dışında haciz yapılamayacağı hükmüne karşın haczedilebilmekteydi.  Daha açık ifadelerle, icra dairelerince gönderilen kesinti talimatları yerine getirilmek zorunda kalınmakta ve hatta bu talimatı yerine getirmeyen SGK yetkilileri hakkında C.Savcılığına suç duyurusunda bulunmaktaydı.

Ancak, 2009 yılında yapılan değişiklikle uygulamada sıkıntılı olan konu çözülmüş durumdadır.

Bu bağlamda, 18/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanunun 32 inci maddesiyle 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinde yapılan değişiklikle; “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir” hükmüne yer verilmiştir.

Bu Kanun hükmü gereğince, ödenek (geçici iş göremezlik ödeneği, emzirme ödeneği, evlenme ödeneği), sürekli iş göremezlik gelirleri, ölüm geliri ve emekli aylıkları, SGK’nın sigorta primi, idari para cezası, gecikme cezası/gecikme zammı alacakları ile nafaka borçları için ilgili sigortalı, emekli veya hak sahiplerinin muvafakati (izini) olmadan haciz konulabilmektedir.

Yukarıda belirtilenler dışındaki alacaklar için borçlu sigortalı, emekli veya hak sahiplerinin muvafakati olmadan ödenek, gelir ve aylıklarına haciz konulamamaktadır. Başka bir ifadeyle sigortalı, emekli ve hak sahibinin izni olmadan haciz ve icra işlemleri yasaklanmıştır.

Örneğin; Tüketici kredi borcu olan bir SGK emeklisinin, bu borcunun icraya intikal etmesi durumunda ilgili icra dairesince emekli aylığına doğrudan haciz konulamayacak ve mutlaka SGK emeklisinin izni aranacaktır.

Diğer yandan, sigortalı, emekli ve hak sahiplerince herhangi bir borç için haciz izni verilmiş olması, bu izinden dönülemeyeceği anlamına da gelmemektedir. Buna göre, ödenek, gelir veya emekli aylığına haciz konulması iznini veren sigortalı, emekli ve hak sahipleri sonradan bu izinlerinden vazgeçmeleri de mümkündür. Bu durumda icra müdürlüğünce başlatılan haciz işleminin durdurulması zorunludur.

Örneğin; yukarıdaki örnekteki kişinin tüketici kredisi borcundan dolayı emekli aylığına haciz konulmasına izini verdiğini ve emekli aylığından da 2 ay kesinti yapıldığını varsaydığımızda, daha sonra bu izninden vazgeçmesi halinde, emekli aylıklarından haciz ve kesinti işleminin durdurulması gerekmektedir.

Son olarak, sigortalı, emekli ve hak sahiplerince haciz işlemine izin verilmesi halinde, sürekli iş göremezlik geliri ve emekli aylıklarından her ay için sadece % 25 oranında kesinti yapılabilecektir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

BES’e prim ödenmesi engelli aylığının kesilmesine yol açar mı?

SGK tarafından 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunu’nun ilgili maddelerince bağlanan aylık,kamuoyunda genellikle...

10 soruda kısmi süreli çalışanların borçlanma hakkı

Yazımızda, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların sosyal güvenlik hizmet borçlanmasına ve dikkat edilmesi gereken hususlara değinilecektir

Nikâhsız eşe ve evlilik dışı çocuklara SGK aylık bağlar mı?

Ölüm olayı, geçimleri sigortalı veya emekli tarafından sağlananlar açısından güvence sağlanması gereken riskler arasında yer almaktadır

"
"