29 Aralık 2024

“Ars Longa’da canımız ne istiyorsa onu yaptık çünkü kaybedecek bir şeyimiz yoktu”

Ars Longa yirmi yıllık müzikal kariyerini özetledi: Yürüdüğümüz çizginin güncel talepler ya da eğilimlerle değil, tamamen sevdiğimiz ve hissettiğimiz müzikal tavırlarla şekillenmesi bana hep iyi hissettirmiştir

Sahneye çıkalı yirmi yıl, ilk albümleri yayınlayalı da on yıl olmuş Türkiye’nin “bağımsız” müzik sahnesinin önemli isimlerinden Ars Longa’nın. Şimdiye kadar çıkardıkları albümlerle, şarkılarla hep kalitelinin, denenmemişin peşinden koşan topluluk, yeni şarkıları “Anıları Tutunmak”ta da bu geleneğini devam ettiriyor. 9/8’lik “kıvrak” bir rock şarkısı olan “Anıları Tutunmak” da Ars Longa’nın geniş diskografisinde kendine ayrı bir yer bulurken, biz de onların yirmi yıllık serüvenin peşine düştük. Ars Longa’nın yirmi yıllık “hesabı” ve yeni şarkılarının hikâyesi aşağıda…

Fotoğraf: Erkan Düzağaç

- Profesyonel müzik kariyerinizde onuncu yılı, sahneye adım atışınızda ise yirminci yılı geride bırakıyorsunuz. Kemik bir dinleyicinin yanında sizi yeni yeni keşfedenler, bütün şarkılarınıza hasta olup arada seçmece yapan bir kitle var. Kafanıza göre müzik yapıyorsunuz ki bu süper bir şey. Yola ilk çıktığınızda aklınızda ne vardı, şimdi geri dönüp baktığınızda ne görüyorsunuz?

Hiç yalan söylemeyeyim, yola çıkarken hep aynı ekiple çalışacağımı, ülkenin en büyük grubu olacağımızı, zamanı gelince Eurovision’u kazanacağımızı, yatlarda katlarda yaşayacağımızı falan düşünüyordum. Beni mutsuz edecek kadar hırslıydım ama sonra, özellikle arkadaşlarımın telkinleriyle biraz sakinleştim. Hayallerim zamanla, “Keşke şehir şehir gezip müziğimizi insanlara çalsak, hayatımızı öyle yaşasak,” seviyesine geldi. Bir süredir sadece yaptığım müzikle insanların hayatlarına pozitif bir etkide bulunmayı istiyorum ki bu da az şey değil.

- Günahıyla sevabıyla bu on yılın adisyonunu istesem sizden neleri koyardınız öme?

On yılda üç albüm, bir toplama albüm ve yedi single, toplam elliye yakın şarkı yayınladık. Hepsinin de kendi içlerinde bir güzelliği, bir esprisi, bir özgünlüğü olduğuna inanıyorum. Kayıt altındaki müziğimiz günahıyla sevabıyla bizim en büyük başarımızdır.

- 2015te yayınladığınız ilk albümden beri tam olarak belli bir çizgi üzerinde yürümediniz. Daha doğrusu belirsiz” bir çizgi üzerinde yürüdünüz. Bunun dinleyici hattında olduğu kadar sizin tarafınızda da heyecan yarattığını düşünüyorum. Stabil bir tarzda müzik yapıyor olsaydınız, bir sonraki adımınıza dair ipuçları olurdu kafanızda. Ama derin sularda kulaç atmak, dalıp çıkmak, aşağıda ne var ne yok gözlemek, güzel bir şey olsa gerek… Ne dersiniz?

Özellikle rock müzik geleneğinde sanatçının diskografisi çeşitli açılımlar, değişimler ve öze geri dönüşler sergiler, bence sergilemelidir de. Bazı açılımlar, mesela Radiohead’in Kid A’indeki gibi, daha radikal olabiliyor. Bazıları ise zamana yayılan ufak değişimlerle daha çok bir evrim gibi oluyor. Rock müziğin meraklı, keşifçi tabiatı bunu talep ediyor belki de. Hani Duman bile arada bir yeri gelince tuhaf bir şey ya da yeni bir tını dener ya da deneyecekler diye ben hala bekliyorum. Ars Longa’da da, belki de bir bilinirliğimiz ya da ticari başarımız olmadığı için, canımız ne istiyorsa onu yaptık çünkü kaybedecek bir şeyimiz yoktu. Yürüdüğümüz çizginin güncel talepler ya da eğilimlerle değil, tamamen sevdiğimiz ve hissettiğimiz müzikal tavırlarla şekillenmesi bana hep iyi hissettirmiştir.

- 2017 yılında BirGünden Burak Abataya verdiğiniz röportajda, “Özgürlükçü, alternatif müziği nasıl buluyorsunuz? Yeni tüketim toplumuna umut vaat eden olumlu bir değişim midir?” sorusunu şöyle cevaplamışsınız: “Özgürlükçü ve alternatif müziği elbette çok seviyoruz. "Çoğunluk bunu yapıyor ve dinliyor," diye değil de "Ben böyle hissediyorum," diye müzik yapan sanatçıların, bahsini ettiğiniz yeni tüketim toplumu”nu daha iyi şeyler tüketmeye sevk edebileceğine inanıyoruz.” “Yeni tüketim toplumu” daha iyi şeyler tüketmeye” başladı mı sizce?

Maalesef. Burak’la yaptığımız o söyleşide, o dönem yükselmekte olan bazı müzisyenlerin bahsi geçen “yeni tüketim toplumu’’nu belki cezbedebileceğini, bunu umduğumu söylemiştim. Pek öyle olmadı; benim şu an etrafta görüp duyduğum, hiçbir davası ya da ideali olmayan rap’çiler, şarkılarıyla kara para aklanılan fenomenler, kendilerini diva atayan tiplerin berbat alterno arabeski… Yani, “Lütfen herkes gidip Debussy dinlesin yoksa çok fena olacak,” da demiyorum ama ne bileyim… Bütün umudum okuyan, dinleyen ve sorgulayan gençlikte.

Fotoğraf: Erkan Düzağaç

- Yeni şarkınız Anılara Tutunmak” taze çıktı. Var mı bir hikâyesi?

Single’ın kapağının ilginç bir hikâyesi var, onu anlatabilirim. Sosyal medyada bizi takip eden yabancı bir sanatçının beni çok etkileyen, çok güzel fotoğraflar çektiğini fark etmiştim. Türkiyeli başka pek bir kimseyi takip etmiyordu. İletişime geçip önce bizi nerden bulduğunu sordum. Türkiye’ye turist olarak geldiğini, bir lokantada Beyran çorbası içerken orada çalışan birisinin kendisine yerli müzik olarak bizi önerdiğini söyledi! Zaten niyetliydim ama bunu duyduğumda artık yeni single’ın kapağının bu takipçimizin fotoğraflarından biri olması gerektiğini biliyordum. Karina Orozco ile böyle tanıştık. Çorbacıda çalışan şahsın kim olduğunu hala bilmiyorum ama buradan kendisine selam yolluyorum.

Hikâye burada da bitmiyor. Karina’nın hayli geniş bir arşivi vardı ve sanırım son kertede kapak için 70-80 aday fotoğraf kaldı. İçlerinden şarkıya en yakıştırdığımı seçip “Bu nasıl olur?” dedim. Cevap olarak bana o fotoğrafın, koluna dövme olarak işlenmiş halini yolladı! Herhalde Karina’ya telif ödemesi olarak ilk albümümüz “Günler”in bende kalan son kopyasını göndermiş olmam kimseyi şaşırtmayacaktır.

- Şarkının sözleri de dahil genel formu anlık” bir hissiyatla çıkmış gibi bir izlenim uyandırdı bende. Anılar her zaman omzumuzda, aklımızda, gönlümüzde ama burada sanki aniden aklınıza eski bir şey gelmiş de bir anda şarkının başına çökmüşsünüz gibi hissettim dinlerken…

İzlenimin kısmen doğru. Şarkının girişinin ve ilk dizelerinin üzerinde yıllardır duruyor, bir şeyler deniyordum. Nihayet bir gece ansızın nakarat hop diye çıkageldi. Ayrıca prodüksiyon esnasında şarkı çok daha yavaştı, ağır romandı yani bir nevi; sonra yine “anlık” bir kararla tempoyu hızlandırdım.

- Sinan, senden gelen bültende, Anılara Tutunmakda son on yılının üzerinde 9/8lik bir ritmle dans edip kariyerinin adeta bir özetini çıkarıyor,” yazıyor. Ars Longanın kariyeriyle Anılara Tutunmak” nerede kesişiyor?

Ara sıra müziğimize yakıştırılan ve benim de sevdiğim bir Anadolu Indie etiketi var. “Yüreğim İmparator”, “Heyùla”, “Aşkım Nerdesin?” ve işte son olarak “Anılara Tutunmak” benim için bu müzikal hissiyatın bayrak şarkılarıdır. Cem Dinlenmiş’in çok sevdiğim The Mountains of Turkish Psychedelia başlıklı çiziminde, coğrafi olarak tam Abhazya’ya denk gelen kısımda bana benzeyen bir tip var ve tepesinde “search for a musical utopia’’ yazıyor. Hani Ars Longa’yı özetlemek demişken…

- Son olarak yeni yıl planlarınızda neler var? Albüm, konserler, yeni şarkılar vs…

Ars Longa için üzerinde çalıştığım iki single daha var. Bunlardan sonra müzikal yolculuğumda ağırlığı, gitaristliğini ve prodüksiyonunu yaptığım Sacred Band of Thebes projesine vereceğim. Ülkenin en büyük grubu olacağız, Eurovision’u kazanacağız, yatlar katlar falan.

Burak Soyer kimdir?

1986 yılında Kütahya'da doğdu. 1992 yılında Çanakkale'ye yerleşti. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı'nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı.

2005 yılında Radikal Gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Kitap Eki'nde gazeteciliğe başladı. Aynı yıl Rolling Stone Türkiye'nin açılmasıyla birlikte Rolling Stone'a müzik yazıları yazdı. 2006-2008 yılları arasında Akşam Gazetesi Ekler Servisi'nde muhabir olarak görev yaptı. Daha sonra "memleketi" Çanakkale'ye dönüp Çanakkale Olay Gazetesi'nde çalıştı.

İnternethaber.com, Sözcü.com.tr, Toplumsal Haber gibi internet haber sitelerinde Siyaset, Gündem, Spor, Yurt Haberler, Kültür Sanat, Yaşam, Lifestyle servislerinde editör olarak çalıştı. Trend Medya'nın YouTube kanalı için kültür sanat ve spor programı hazırlayıp sundu. Son olarak İstanbul Karaköy MONO dergisinin editörlüğünü yapıyordu.

Şimdiye kadar Milliyet, Hürriyet, Hürriyet Kitap Sanat, BirGün, BirGün Pazar, BirGün Kitap, Taraf, Cumhuriyet Pazar, T24, Gazete Duvar, sendika.org, solhaber.org'a, siyaset, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro yazıları yazdı. Halen T24 Haftalık, Bianet ve OT dergisine kültür sanat, K24, Edebiyathaber.net, Oggito, Ne Okuyorum?, Ajandakolik, Mahal Dergi, Romanoku internet sitelerine de edebiyat yazıları yazıyor.

2017 yılında ilk kitabı Zıvana Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Zıvana'nın devamı olan Buji de 2019 yılında aynı yayınevinden çıktı. Son romanı Ring ise, geçtiğimiz Eylül ayında Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Ayrıca bir de kısa film senaryosu bulunmaktadır.

2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi bölümündeki eğitimine devam etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Radical Noise yeni albümleri “Rapsodi”yi anlattı: Hem yılların getirdiği birikimin hem de bir patlama noktasının ürünü

“Bir 'yeter artık' duygusu da vardı. Yıllardır içimizde birikenler, hayata ve dünyaya dair hissettiklerimiz, anlatmak istediğimiz onca şey bir yerde taşma noktasına geldi”

Ceren Kaçar ve Sercan Pamuk ilk teklileri “Kadife”yi anlattı: Yaptığımız işin özünde bir sentez çabası değil, doğal bir akış var

"Kadife' üzerinde birçok oyun oynadık ama hissiyat bence hiç değişmedi. Hâlâ benim için aynı, 'Kadife' gibi tınlıyor. Tabii dinleyenler için farklı gelebilir, ama arkadaşlarımızın bu süreçteki katkısı aranjede çok büyük bir rol oynadı"

Alper Erözer: Hem yapmam gereken yolu hem de yapmak istediğim yolu buldum

Alper Erözer, yeni şarkısı '20'li Yaşlar'ı, "Zamansız bir parça olarak iz bırakacak. 20’li yaşlarını yaşayanlar için ve o yılları tekrar hissetmek isteyenler için unutulmayacak bir parça olacağını düşünüyorum" sözleriyle anlattı

"
"