16 Mart 2025

Kroşe: Bizim için önemli olan, punk’ın enerjisini kaybetmeden kendi hikâyemizi anlatabilmek

İzmirli punk grubu Kroşe, iki şarkıdan oluşan “Bir” ile müzikseverlerin karşısında. Grubun mevcut müzikal kimliğini yansıtan çalışma, Türkçe punk sahnesine yeni bir soluk getirme niyetinde

İsa (bas gitar), Anıl (vokal), Erdem (davul), Atıl (gitar) ve Alihan’dan (solo gitar) oluşan Kroşe, pop punk ve punk rock’ı enerjik bir sound, sert riff’ler ve kişisel hikâyeleriyle harmanlayan “Bir” adlı çalışmasıyla müzik camiasındaki yerini aldu. Sum 41, Blink-182, Green Day, Millencolin, NOFX, The Offspring, Simple Plan gibi grupların etkisiyle müziğini oluşturan Kroşe, punk ruhunu yansıtan dinamik bir zeminden dinleyicileri selamlıyor. Kroşe’nin hikâyesini, yol haritasını kendilerinden dinledik.

- Son dönemde sizin jenerasyondan epey bir punk grubunun çalışmalarıyla karşılaşıyoruz. Bazı türlerin arada bir yükselişe geçtiği dönemler olur. Punk, tabiatı gereği çok fazla su yüzünde durmayı tercih etmez ama ben bunun özellikle pandemi öncesinde rap’in sonrasındaysa hem içerik hem sound olarak birbiriyle neredeyse tıpatıp aynı şarkıların yayınlandığını, dinleyicinin de bundan bıktığından kaynaklandığını düşünüyorum. Siz neler söylemek istersiniz?

Evet, punk sahnesinde tekrar bir kıpırdanma var. Punk, aslında hiçbir zaman tamamen kaybolmaz, sadece dönemsel olarak farklı şekillerde su yüzüne çıkar. Son yıllarda, özellikle ana akım müzikte hep aynı formüllerin tekrarlanması, dinleyicilerin daha samimi ve enerjik müziklere yönelmesine sebep oldu. Punk, tam olarak bunu sunuyor; filtrelenmemiş, doğrudan bir ifade. Bizim için önemli olan, bu enerjiyi kaybetmeden kendi hikâyemizi anlatabilmek.

- Nasıl bir araya geldiniz? Ortak noktalarınız sadece müzik zevkiniz mi?

Müziğe tutkuyla bağlı insanlarız ve yollarımız tesadüfen kesişti. Ancak, bizi bir arada tutan sadece müzik değil. Hayata bakış açımız, mücadeleci ruhumuz ve anlatmak istediklerimiz de ortak. Birbirimizi tamamlıyoruz diyebilirim. Sahneye çıktığımızda aynı enerjiyi paylaşıyoruz ve bu bizim için en büyük bağ.

- Mesele punk olunca ve “Kroşe” gibi bir isimle karşılaşınca “sert” şarkılar dinleyeceğimi düşündüm ama elbette tercih meselesi. Siz biraz daha pop-punk kanadında yer almayı tercih ediyorsunuz sanırım. Ki bana gelen bültende de etkilendiğiniz isimler de -belki Offspring’i ayrı tutabilirim- o kanatta yer alıyor. Yola çıkarken kafanızdaki tarzla yaptığınız şarkılar arasında fark var mı?

Kroşe, adı gereği sert çağrışımlar yapıyor, fakat müziğimizde sadece sertlik değil, melodi de önemli bir yer tutuyor. Başlangıçta biraz daha ham ve garage punk bir sound düşünüyorduk ama zamanla şarkılarımız evrildi. Sertlik bazen bir distortion tonu olur, bazen de bir sözün içindeki duygu yoğunluğu. Şu an yaptığımız müzik, enerjimizi en iyi yansıtan hâliyle dinleyiciyle buluşuyor.

- Sahnede neler çalıyorsunuz?

Tamamen kendi şarkılarımızı çalıyoruz. Kroşe’yi bir cover grubu olarak değil, kendi kimliğini oluşturmuş bir grup olarak görüyoruz. Şu an 15 şarkımız var ve konserlerde bunları çalıyoruz. Son olarak, “Başıma Bela” ve ‘‘Kendine Düşman’’ adlı şarkılarımızı içeren ilk çalışmamızı tüm dijital platformlarda yayınladık. Sahne setlist’imizi de sürekli güncelliyoruz. Yeni şarkılar eklemeye devam edeceğiz.

- Özellikle merak ettiğim konu dinleyiciden aldığınız geri dönüşler… “Bu da punk mı?” diyenler mi ağırlıkta, “genç” punk’lar mı?

İkisi de var diyebiliriz. Punk’ın belli bir kalıba oturtulmasını isteyenler bazen “Bu da punk mı?” diyebiliyor, fakat punk’ın özü zaten kalıplara sığmamaktır. Kendi sound’umuzu oluşturduğumuz için dinleyicilerimizin büyük kısmı enerjimize odaklanıyor ve bizimle birlikte şarkılarımıza eşlik ediyor. Konserlerde aldığımız tepkiler çok pozitif.

- Şarkılarınız standart punk formunda. Yeni arayışlar olacak mı? Misal, Clash, Sex Pistols, Dead Kennedy’s, Crass, Anti-Flax gibi punk’ın babalarının kafa patlattığı, punk’ın harcı olan protest, anarcho-punk şarkı çıkar mı? “Yolda” mı karar vereceksiniz buna?

Şu anki şarkılarımız daha çok kişisel ve duygusal temalar üzerine, ama punk dediğin şey her an değişebilir. Yeni şarkılar yaparken nereye gideceğimizi biz de bilmiyoruz. Belki bir noktada daha toplumsal veya politik temalara dokunan parçalar yapabiliriz. Ama bu tamamen o anki ruh hâlimizle ilgili.

- Sırada neler var? Konser, albüm, şarkı vs...

Önümüzde iki önemli konser var: 19 Mart’ta İzmir’de Dinozor Bar’da ve 19 Nisan’da yine İzmir’de Albion Alsancak’ta sahnede olacağız. Canlı performanslarımız bizim için çok önemli, çünkü enerjimizi doğrudan dinleyiciye aktarabiliyoruz. Bunun dışında, daha fazla şarkıyı kaydetmeyi ve yayınlamayı hedefliyoruz. Şu an elimizde birçok yeni parça var. Zamanla bunları dinleyicilerimizle paylaşacağız. 2025, Kroşe için üretken bir yıl olacak!

Burak Soyer kimdir?

1986 yılında Kütahya'da doğdu. 1992 yılında Çanakkale'ye yerleşti. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı'nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı.

2005 yılında Radikal Gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Kitap Eki'nde gazeteciliğe başladı. Aynı yıl Rolling Stone Türkiye'nin açılmasıyla birlikte Rolling Stone'a müzik yazıları yazdı. 2006-2008 yılları arasında Akşam Gazetesi Ekler Servisi'nde muhabir olarak görev yaptı. Daha sonra "memleketi" Çanakkale'ye dönüp Çanakkale Olay Gazetesi'nde çalıştı.

İnternethaber.com, Sözcü.com.tr, Toplumsal Haber gibi internet haber sitelerinde Siyaset, Gündem, Spor, Yurt Haberler, Kültür Sanat, Yaşam, Lifestyle servislerinde editör olarak çalıştı. Trend Medya'nın YouTube kanalı için kültür sanat ve spor programı hazırlayıp sundu. Son olarak İstanbul Karaköy MONO dergisinin editörlüğünü yapıyordu.

Şimdiye kadar Milliyet, Hürriyet, Hürriyet Kitap Sanat, BirGün, BirGün Pazar, BirGün Kitap, Taraf, Cumhuriyet Pazar, T24, Gazete Duvar, sendika.org, solhaber.org'a, siyaset, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro yazıları yazdı. Halen T24 Haftalık, Bianet ve OT dergisine kültür sanat, K24, Edebiyathaber.net, Oggito, Ne Okuyorum?, Ajandakolik, Mahal Dergi, Romanoku internet sitelerine de edebiyat yazıları yazıyor.

2017 yılında ilk kitabı Zıvana Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Zıvana'nın devamı olan Buji de 2019 yılında aynı yayınevinden çıktı. Son romanı Ring ise, geçtiğimiz Eylül ayında Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Ayrıca bir de kısa film senaryosu bulunmaktadır.

2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi bölümündeki eğitimine devam etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ceren Gündoğdu: Bizi yaralarımızda birleştiremezse ne birleştirir ki?

“Duygudaşlığımızın altığını çizen bir albüm bu. Ve günün er ya da geç doğduğunu, karanlığın içinde aydınlık bir yer bulabilmemizin de en sevdiğimiz insanların gözlerinin içine baktığımızda içimize aktığını hissettiğimiz güçle mümkün olduğunu hatırlatan bir albüm”

Oğulçet: “Koyu”da herkes ne hissetmek isterse istediğini anlayıp alıp onu anlamlı yapabilir

“Tabii ki her hikâye tek başına yazılmaz. Yaşayanlar ve yaşatanlar vardır illa ki… Kendinden bir şey bulacaklar olacaktır çünkü gerçeğin yalanı olmaz”

Ductape: Ductape’in sound’u bizim hislerimizden, yaşanmışlıklarımızdan ve müzikal zevklerimizden besleniyor

“Bizi ve bu müzik türünü tanımlayan belli bir sound var ama aynı zamanda her şarkıda yeni şeyler deniyoruz, farklı elementler ekliyoruz. Kendi sesimizi koruyarak ilerlemeye çalışıyoruz çünkü bu bizim için bir prensip değil, tamamen organik bir süreç”

"
"