John Wick (Keanu Reeves), her yeni bölümünde uzakdoğu dövüş sanatı kung fu filmleriyle, çizgi film tadı arasında gezinen bir duyarlığa iyiden iyiye terfi ederek, sinematografik maceralarını sürdürmeye devam ediyor. Filmin yapımcıları Chad Stahelski ve David Leitch, başlangıçta projelerinin tarzını kung fu dan esinlenerek gun fu olarak tanımlamışlar. Kung fu, bir beceriyi yüksek çabayla gerçekleştirmek anlamına gelmektedir. Bu bağlamda silahla dövüş sanatı denilebilecek gun fu gibi “çakma” bir terime göre daha insani bir eylem olarak kabul edilebilir.
John Wick, serinin son filmi Bölüm 3 Parabellum ile vizyona girdi. Yüksek Şuraya bağlı profesyonel bir katil olan Wick’in asıl adı Jardani Jovanovich‘tir ve kendi deyimiyle Belarus’un çocuğudur o. John Wick, Yüsek Şuranın üyesi Santino D’Antanio’yu (Riccardo Scamarcio) kurallarının dışına çıkarak öldürmüş ve sonunu hazırlamıştır. Serinin son halkasında, John Wick’in bir suikastçı, katil olarak bağlı olduğu Yüksek Şura’nın Yönetim Birimi tarafından doğu saatiyle saat 18.00’da men edildiği duyurularak başlar. Yönetim Birimi, borsayı andıran bir mekandır. Tek farkla burada tahtalarda, şirketlerin işlemleri değil, men edilenlerin başına konulan işlem yapılmakta, tahtası kapatılmaktadır. Başına 14 milyon dolar ödül konan Wick, her yerde erkek ve kadın katillerin hedefi haline gelir. Uzakdoğulularla başlayan bu insan avı, İtalyanlar’la devam ederken John Wick uluslararası şöhrete sahip bir tetikçi olarak sunulur. Şüphesiz tüm bu ilişki ağına metaforik anlam yüklemeleri yaparak, dünyayı yöneten çok uluslu küresel şirketleri temsil eden Yüksek Şura’ya ilişkin saptamalar yapılabilir.
John Wick filmini ilk kez izleyecek bir seyirci için aslında John Wick’i izleme rehberi hazırlamak gerekir. Diğer yandan ilk film, giriş niteliği taşırken öykü ve aksiyon açısından bir denge içeriyordu. İkinci filmde aksiyon düzeyi artıyor ve Wick, film boyunca 77 kişiyi öldürüyordu. Üçüncü filmde ise bir süre sonra öldürülenleri saymayı bırakıyorsunuz…
Hadi okuyucularımıza kısa bir John Wick izleme rehberi sunalım. Yönetmenliğini David Leitch ve Chad Stahelski ikilisinin yaptığı ilk filmde John Wick, emekliye ayrılmış bir tetikçidir. Karısı Helen’in (Bridget Moynahan) yakalandığı çaresiz hastalık beklentilerini ve yaşamını altüst eder. Karısından ona can yoldaşı köpeği yadigâr kalmıştır. Wick’in gösterişli spor arabasına takılarak evine dalan üç serseriden mafya babası Viggo Tasarov'un (Michael Nyqvist) oğlu Iosef Tasarov (Alfie Allen), Wick’in köpeğini öldürür. John Wick, Viggo Tasarov için daha önce çalışmıştır. Kaybedecek bir şeyi kalmayan John Wick, intikam almak için silahını yeniden eline alır.
John Wick Bölüm: 2 de, gene elinden silahı düşürmeden, aksiyonun öne çıktığı ve Roma’nın filmin fonunu oluşturduğu kaçıp kovalamaca ve öldürme üzerine kurulu bir klişe devam filmi olarak çekilmişti. Bölüm 3 Parabellum, önceki filmleri bilenler açısından bence çok umut vaat etmese de, John Wick karakterini canlandıran Keanu Reeves, gençler arasında bir hayli popüler ve sevilen bir karakter.
Serinin üçüncü bölümü 130 dakikalık süresiyle uzun bir film. Ortalama 20 dakikalık bir bölümü dışında neredeyse tümü dövüş sahnelerinden oluşuyor ve insanın dövüş izlemekten içi şişmeye başlıyor. Aslında her aksiyon filmi, satır aralarına farklı bakabilen izleyiciler açısından vaatlerde bulunur gibi görünür. John Wick’de sol gösterip sağ vuran filmlerden birisi sanki. Filmde Yüksek Şura olarak sunulan yapı, Yüksek Sovyet Prezidyumu’nu çağrıştırsa da; Continental Oteli’nin Müdürü Winston (Ian McShane), Newyork Şehri (Amerika) adına yüksek şüraya kafa tutsa da, bu tarz çağrışımların “gun-fu” içinde eriyen seyirci açısından şüphesiz bir kıymeti harbiyesi bulunmuyor. Bir zaman sonra şiddeti estetize etmeye çalışılan dövüş sahnelerinde dövüş mü izlediğinizi yoksa dayak mı yediğinizi ayrımsamamaya başlıyorsunuz…
Filmin yönetmeni Chad Stahelski, Matrix filminin dövüş sahnelerinde Keanu Reeves’in dublörlüğünü de yapmıştı. Yönetmenin yıllar sonra küresel düzeyde ilgi çeken bir aksiyon karakterini, dublörü olduğu eski bir takım arkadaşından çıkarabilmiş olması başarı olarak kabul edilebilir.
John Wick Bölüm 3-Parabellum’un öne çıkan tarafının ise, öykünün izletilmesini başarıyla yansıtan görüntü yönetmenliği çalışması olduğunun altını çizelim. Özellikle filmin son bölümünde Continental Oteli’nde, Yüksek Şura’ya kafa tutan Winstor ile Wick’in çizgi film lezzetindeki mücadelesi ve özellikle sihirli aynaları aratmayan otel mekanındaki dövüş sahneleri, görüntü yönetmenliği sanatı açısından filmin doruklarını oluşturuyor ve atmosferin bir filmin dünyasını yeni bir evrene dönüştürmekteki önemini başarıyla vurguluyor. Son olarak önemli yönetmen John Huston’un kızı oyuncu Angelica Huston’un, filmde Yüksek Şura’nın verdiği görevi alan ve görevde kalan bir tiyatro yönetmenini oynadığını da ekleyelim. Kedi gibi dokuz canlı olan John Wick’in maceralarının devam edeceğini tahmin etmek için, kahin olmaya gerek olmadığını da belirtelim.