08 Şubat 2025

Deprem ödenekleri hangi kurumlarda?

2026 yılı bütçe tahmininde deprem ödenekleri oldukça düşük düzeyde ve bu ödeneklerin bütçe giderleri içindeki payı sadece yüzde 2 olacak. Deprem kuşağının dışına çıkamayacağımıza göre daha fazla kaynak ve merkezi ve yerel yönetimin birlikte hazırlığı gerekmez mi?

Tüm ülkeyi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin ikinci yılı anmaları biterken acısı hep yüreklerde kalacak. Resmi kayıtlara göre 57 binin üstünde can kaybının yanında 40 bin civarında bina yıkıldı, iki milyona yakın bina az, orta ya da çok hasarlı. Depremler, 11 ilde yerleşim yeri ve üretim merkezinde telafisi zor kayıplara yol açtı.

Depremin yaralarını sarmak iki yıl önce de zordu, hâlâ zor. Yaralar kısmen depremzedelerin bizzat kendince, kısmen devletin imkanlarıyla kısmen de dayanışma ile sarılmaya çalışılsa da yeterli olmadığı dünkü anmalarda ortaya çıktı.

Parasal kaynak olmadığından mı sorusu ilk akla gelenlerden. Bir bakalım para nerede ve hangi kurumda?

Öncelikle depremin devlete maliyeti ve genel bütçeye yükü elbette olacak. Buna tam olarak yük de dememek gerekiyor. O ülke topraklarında yaşayan herkesin temel kamu hizmetlerinden yararlanması, can ve mal güvenliğinin sağlanması devletin temel görevlerinden ve zaten devletin devamlılığı için gerekli.

Böyle afetlerin kamu maliyesi alanına yansıması, farklı kanallardan gerçekleşir. Hem vergi terkini yoluyla kamu geliri azalır hem de altyapı tesislerinin inşası, geçici ve kalıcı mesken temini vb. yükümlülükler nedeniyle kamu harcamaları artar. Kamu gelirlerinde ve kamu harcamalarında ilk anda ani değişimler görüldüğü gibi, uzun dönemli değişmelerin görülmesi de kaçınılmazdır.

Depremin yaşandığı yıl olan 2023 yılında ek bütçe çıkarılmıştı. Gerekçelerden biri yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay depremleriydi. Deprem olmasaydı da ek bütçe çıkarılmasını gerektiren iki neden vardı ki, 2022 yılındaki ek bütçe için de aynıları geçerliydi. Biri enflasyon -ki yüksek enflasyon kamu kurumlarının da satın alma gücünü azaltıyor-, diğeri de seçim.

2023 temmuz ayında 1,1 trilyon TL ek bütçenin yaklaşık yarısı olan 482,8 milyar TL’si AFAD’ın oldu. Hatırlarsanız depremin hemen ardından toplanan 125 milyar TL’yi aşkın bağış ve yardımlar da yine AFAD’a aktarıldı.

2024 yılı bütçesi hazırlanırken, “deprem kapsamındaki ödenek”ler ile 40 civarında genel bütçeli kamu idaresine (I sayılı cetveldeki) söz konusu ödenekler “tahsis edildi”. Ödeneklerin toplamı 1 trilyon TL civarındaydı ve 2024 yılı bütçesinin yüzde 10’ydu. AFAD’a verilen deprem ödeneği, 2024 yılı bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 6,5’iydi.

2024 yılında kamu kurumları bazında deprem ödeneklerinin dağılımını aşağıdaki grafikten görebilirsiniz. AFAD, deprem ödeneklerinden en büyük payı alan kurum. İkinci ve üçüncü sırada Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bulunuyor.

Her yılın bütçesi hazırlanırken aynı zamanda önümüzdeki 2 yıl için de öngörülerde bulunulur. 2024 yılı bütçe gerekçesinde 2025 yılı için kamu kurumlarına bugünkünden daha fazla deprem ödeneği konması planlanıyordu. Hatta deprem ödeneklerinin AFAD dışındaki kamu kurumlarına yapılması öngörülüyordu. Dolayısıyla her bir bakanlığa ayrılacak deprem ödeneği yaklaşık yüzde 50 daha fazlaydı, ama öyle olmadı. Bir yıl sonra çıkarılan 2025 yılı bütçesinde deprem ödenekleri şöyle oldu: 

2025 yılı bütçesinde genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine tahsis edilen deprem ödenekleri bir önceki yılın hemen hemen yarısı kadardı, yani yaklaşık 450 milyar TL’ye indi. Deprem kapsamındaki ödeneklerin tutarı 2025 yılı bütçesinin yüzde 3,2’sine gerilemiş oldu. Oysa 2024’te bu oran yüzde 10’du.

2025 bütçesi uygulamaya girerken AFAD’a toplam deprem ödeneğinin yarısı olan 225,7 milyar TL ödenek kondu. AFAD’a verilen deprem ödeneği, toplam bütçe giderlerinin yüzde 1,7’sine geriledi.  Oysa 2024’te bu oran yüzde 6,5’ti.

2025 yılında deprem kapsamındaki ödeneklerin hangi kurumlara tahsis edildiğini gösteren grafik aşağıda yer alıyor. Ödenek tutarı bir önceki yıla göre yarıya düşse de sıralama aynı. En büyük pay AFAD’ın. Sonra sırasıyla Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının ödenekleri yer alıyor.

2026 yılı bütçe tahmininde ise deprem ödenekleri oldukça düşük düzeyde ve bu ödeneklerin bütçe giderleri içindeki payı sadece yüzde 2 olacak. Deprem kuşağının dışına çıkamayacağımıza göre daha fazla kaynak ve merkezi ve yerel yönetimin birlikte hazırlığı gerekmez mi?

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Ocak enflasyonu beklentileri aştı

Henüz yılın ilk ayındayız ve açlık sınırı asgari ücreti geçmiş oldu. Ücretler baskılanınca enflasyon da düşmedi görüldüğü gibi

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden hedef 16: Barış, adalet, güçlü kurumlar

Demokrasi ve seçilmiş yetkililerinizi sorumlu tutma, bilgi özgürlüğü ve görüşlerinizi seçilmiş temsilcilerinizle paylaşma haklarınızı kullanın. Farklı etnik kökenlere, dinlere, cinsiyetlere, farklı görüşlere sahip insanlara karşı kapsayıcılığı ve saygıyı teşvik edin

Kişi başı dış borcumuz ne kadar?

Küresel kriz döneminde dış borcun milli gelire oranı da yüzde 35’ten 45’e çıktı. Bu kriz, kişi başı dış borç yükünü arttırıcı etki yaptı. Halk yoksullaşırken dış borç arttı

"
"