05 Mart 2025

Enflasyon ve büyümede son görünüm

Enflasyonla mücadelede para politikasına maliye politikasının eşlik etmesi gerektiği sıklıkla dile getirilse de ücret artışlarının kontrol altında tutulması yani gelir politikası üzerinden dezenflasyon süreci devam ediyor

TÜİK verilerine göre şubat ayı TÜFE aylık yüzde 2,27 artarken yıllık yüzde 39,05 oldu. Ocak ayı enflasyonunun ana nedeni olan ‘sağlık katılım payı’ndaki artış kısmen geri alınınca şubat enflasyonu beklenenin oldukça altında geldi.

Ancak bu kez şubat ayında eğitim enflasyonu ön plana çıktı. Eğitim TÜFE aylık yüzde 9,92 ve yıllık yüzde 94,9 artış ile manşet enflasyonun hemen hemen üç katı. Önceki yıllarda eylül, ekim aylarında yani eğitim-öğretim başlangıcında yüksek çıkan eğitim enflasyonu, artık yılın geneline yayılıyor ve aile bütçelerini sarsmaya devam ediyor.

Her eğitim düzeyinde enflasyon yıllık bazda çok yüksek. Üniversite eğitiminde yüzde 108, okul öncesi eğitim/ilköğretimde yüzde 96,6 olan fiyat artışları öğrenci yurtlarında (yüzde 53) ve kitapta (yüzde 34,3) da kendini gösteriyor. Üstelik eğitimin TÜFE'ye esas ana harcama grubu ağırlığı sadece 2,3, ağırlık daha yüksek olmayı hakse de eğitim enflasyonu bu ağırlık üzerinden hesaplanıyor.

Öte yandan şubat ayında sadece eğitim değil, yıllık bazda fiyat artışları konutta yüzde 70,8 ve lokanta/otelde yüzde 45,9 olarak gerçekleşti.

Hatırlarsanız 2023 genel seçimleri öncesinde enflasyon oranı mayıs 2023’teki ‘bedava doğal gaz’ etkisiyle yüzde 39,59’a gerilemişti. Bugün aslında 20 ay önceki enflasyona geri dönmüş olduk.

Ancak aradan geçen iki yıla yakın sürede, enflasyon ile ağır bir sınav verdik, sınav hâlâ devam ediyor. Genel seçimler sonrası sıkı para politikasına kademeli de olsa adım atıldığında maliye politikasından ağır bir sıkılaşma hamlesi gelmişti. 2023 yaz döneminde KDV ve ÖTV’deki artışlar sonucunda eylül ayına geldiğimizde enflasyon oranı yüzde 61,59’a kadar tırmanmıştı. 

İzleyen aylarda para politikasında sıkılaşma devam ederken haziran 2024’te enflasyon oranı yüzde 75,45 ile tarihi yüksek seviyelere çıkmıştı. Aynı dönemde ekonomi yönetimi tarafından “büyümeden taviz vermeden enflasyonla mücadele edileceği” sık sık tekrarlandı. Oysa enflasyon yükseliyordu ve ekonomi daralıyordu. 2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyrekte büyüme oranları negatif bölgede yer aldı. Artık görünüm enflasyon içinde küçülmeye işaret ediyordu.

TÜİK’in haftanın son gününde açıkladığı 2024 son çeyrek büyüme verisine göre Türkiye ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,2 büyüdü. Kişi başı milli gelir ise dolar enflasyonu ve resmi nüfus hesabına girmeyen milyonlarlar dikkate alınmazsa 15.463$ oldu. Büyümenin kompozisyonunda yine inşaat sektörü sürükleyici (yüzde 9,3) olurken sanayi oldukça zayıf kaldı (yüzde 0,5). Özellikle imalat sanayi ivme kaybetti.

Parasal sıkılaşmanın başlangıcında bir önceki çeyreğe göre hane halkı tüketimi yüzde 12,3 ve ithalat yüzde 14,5 artıyordu; son gelen büyüme verisiyle hane halkı tüketimi (yüzde 3,7) ve ithalat (yüzde -4,1) geriledi.  

TCMB de iki çeyrek üst üste küçülmenin dezenflasyon açısından yeterli olabileceğini ima eder şekilde 2024’ün son ayından itibaren faiz indirimlerine başladı. Şubat enflasyonunun beklenti altında gelmesi 6 martta TCMB’nin politika faizini 250 bps puan indirmesi açısından elini kuvvetlendiriyor.

Parasal gevşemeye yönelik önlemler alınmaya devam ediyor. Hazine destekli kefalet sistemi devreye girecek, kredi arzı çeşitli kanallardan genişleyecek. Tüm bu genişletici önlemler büyüme oranını ivmelendirici etki yapacaktır, ancak haziran ayı itibariyle enflasyonla mücadele daha zor (başta baz etkisinin olmaması nedeniyle). Büyümeden taviz verilmeyecek şekilde ilerlenecekse o zaman TCMB yıl sonu enflasyon tahminini birden fazla kez yükseltmek durumunda kalır.

Ekonomik refah ve sosyal adaletin bir arada düşünülmesi ve gerçekleştirilmesi gerekir ama enflasyon var olduğu sürece gelir dağılımında adalet hızla bozuluyor. Talebi baskılayarak enflasyonla mücadele edilirken, yüksek talebi olan yüksek gelirlilerin talebi değil, enflasyon karşısında satın alma gücü eriyen düşük ve sabit gelirlilerin talebi düşüyor.

2024 yılının ikinci yarısında asgari ücrete artış yapılmadı, diğer ücretler de sınırlı arttı. Emeğin gayrisafi katma değerden aldığı pay geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 42’den son çeyrekte yüzde 35’e geriledi.

Sonuçta enflasyonla mücadelede para politikasına maliye politikasının eşlik etmesi gerektiği sıklıkla dile getirilse de ücret artışlarının kontrol altında tutulması yani gelir politikası üzerinden dezenflasyon süreci devam ediyor.  

Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında iyileşme çok yavaş. O nedenle çok büyük olasılıkla mart enflasyonunda ramazan, nisan enflasyonunda ise bayram etkisi görülecek. Şubat enflasyonunun sağlıkta katılım payının kısmen geri alınmasıyla düşük çıkması sağlandı ama, ramazan ayını ve bayramı erteleme, öteleme, geri alma imkânı yok. Değil mi?

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Vergi haftası kutlu olsun!

Vergi ahlakının zayıfladığı, vergi kaçakçılığının yaygın ve vergi bilincinin yerleşmemiş olduğu toplumlardaki yükümlülerin vergiye yaklaşımları ile vergi bilincinin yerleşmiş olduğu toplumlardaki yaklaşımlarda farklılık ortaya çıkacaktır

Bütçe açıklarında büyük resim: Kamu kesimi borçlanma gereği (KKBG)

Merkezi Yönetim Bütçesi Borçlanma Gereği düştükçe KKBG de düşüyor. 2017’den sonra büyüme oranları tatmin edici olmaktan uzaklaşıp bütçe açığı ile borç rasyoları ve borçların yarattığı faiz yükü öngörülen düzeyin üstünde gerçekleşince, 2023 yılında KKBG/GSYH oranı yüzde 5,6 ile son yirmi yılın en yüksek seviyesine çıkıyor

Trump tarifelerinin dışsal fayda ve maliyetleri

Trump’a göre; dışsal maliyetlerin ortaya çıkmaması için tarifeler ile ekonomiye müdahale edilmeli ve tarifeler arttırılmalı, ithal girdi ile üretime devam edenler de yüksek tarifelerle bu dışsal maliyetleri içselleştirmeli

"
"