19 Nisan 2019

Vahşi doğayla savaş temasına önemli bir katkı

Doğayı kullanışı, o minimalist anlatımı içinde yarattığı gerilim etkilenmeyecek gibi değil

      ARCTİC     
X  X  X  X

Yönetmen: Joe Penna
Senaryo: Joe Penna, Ryan Morrison
Görüntü: Tomas Örn Tomasson
Müzik: Joseph Trapenese
Oyuncular: Mads Mikkelsen, Maria Thelma Smaradottir

İzlanda filmi

 

 

Son dönemin doğa-insan çatışması teması üzerine artan filmlerine bir halka daha ekleniyor. Uçağı kuzey kutbuna düşen bir pilot, kazaya rağmen hayatta kalıyor. Ve sonra en haşin doğa koşullarında yaşama çabasına girişiyor.

Overgard adlı kahramanımız, kurtarma ekibinin gelmesini beklerken direnmek için elinden geleni yapıyor. Ama her yer öylesine ıssız ve adam öylesine talihsiz ki... Başına gelen bir aksilik, onun fiziksel gücünü de sınırlıyor. Artık o uçsuz-bucaksız, insansız ve kımıltısız vahşi doğanın ortasında, kendisi için oluşturduğu bir güvenli alanın sınırları içinde gerçek bir ölüm-kalım savaşımı verecektir.

Türünün en iyi örneklerinden biri. Doğayı kullanışı, o minimalist anlatımı içinde yarattığı gerilim etkilenmeyecek gibi değil. Ayrıca insan karakterinin bilinmeyen yanlarına ve o içimizdeki sağ kalma içgüdüsüne eğilme çabası da takdire değer.

Bu tek oyunculu sayılabilecek filmin unutulmaz sahneleri var. O kutup ayısı bölümü gerçekten de ürkünç. O sahilde biraz ötedeki helikopterle ilişki kurup kurtulma çabası, özellikle de o final. Gerçekten ustalık ve incelikle çekilmiş saf sinema anları.

Ve oyuncusu Mads Mikkelsen de kusursuz. 1965 doğumlu Danimarkalı sanatçı ülkesinde başladığı kariyerinde, özellikle 2000’lerden sonra Wilbur Ölmek İstiyor, Titanların Savaşı, Yasak Aşk, Onur Savaşı, Adalet İçin, Doktor Strange, Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında gibi filmlerde dünyaca tanınmıştı. Tüm filmi omuzlarında taşımak deyimi, bu filmde onun için kesin bir gerçek...

Kısa filmlerden sonra ilk uzun filmini yöneten Brezilya kökenli Joe Penna doğrusu iyi bir iş çıkarıyor. Böyle bir konuyu ilgiyi hiç azaltmadan izletmek az başarı değil. Tomas Örn Tomasson’ın görüntüleri ve Joseph Trapenese imzalı müzik de buna katkıda bulunuyor. Bu temaya ilgi duyanlar kaçırmasın...


Yarın: GRETA ve LANETLİ GÖZYAŞLARI

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Altın Palmiye’li, bol seks ve ırk kavgası içeren bir film

Filmin gayet hareketli bir kamerası var. Drew Daniels’in elinden çıkma...Sean Baker yönetimle senaryoyu gayet iyi kotarmış. Son haftaların en iyi filmi bence...

Bir ustadan ölüm ve ötanazi üzerine cesur bir film

Film görkemli bir melodram tadı içeriyor. Konuşmalar oldukça edebi; yani yer yer suni (yapay) kaçıyor. Ayrıca dünyamızın gidişi üzerine de ahkam kesiliyor. Ama belki en önemli yanı, iki kadının o inanılması zor ilişkisi

Görkemli bir hayal kırıklığı

Başlarda oldukça ilginç gözüken bu film, sonunda insanı neredeyse boğar!.. Ve sanki zaman zaman yönetmen finalde kullanılan ‘ucube’ lafını üzerine giyer. Kanlı-bıçaklı, her türe el uzatmış, ama en büyük özelliği zırvalık olan bir film...

"
"