29 Aralık 2023

Kaliteli güldürü alanında bir önemli adım daha

Umarım komedi merakı, bu yeni ve yaratıcı yolu izlemeye devam eder ve o eski usul ucuzluklara kaymaz...

MUTLUYUZ

X X ½

Yönetim ve senaryo: İbrahim Büyükak
Görüntü: Fırat Lita Sözbir
Müzik: Mert Oktan
Oyuncular: İbrahim Büyükak, Yasemin Sakallıoğlu, Başak Parlak, Anıl İlter, Tolga Evren, Rahmi Dilligil, Efe Deprem, Banu Fotocan, Camilla Duarte Çakır

25Film- CJENM yapımı, 2023

Türk usulü komedi hiç de fena gitmiyor. Son dönemde Çok Aşk, Cenazemize Hoş Geldiniz gibi filmler hem kitleye, hem bizim gibi "entel"lere hitap etti ve seyirci topladı. Bu son örnek ayni ölçüde hoşa gidecek mi? Doğrusu bilemiyorum. Ama kimi başarılı ögeleri, birkaç unutulmaz sahnesi ve hemen tümü rolüne tam oturmuş kalabalık bir kadrosu var. Üstelik bana/bize pek tanımadığımı birkaç komedi ustasını da tanıtıyor.

Mutluyuz, boşanma aşamasında olan bir çiftin hayatına odaklanıyor. Yakın arkadaş olan Ferhat ve Aslı, sevgilileri tarafından talihsiz bir şekilde terk edildikten sonra birlikte olmaya karar veriyor ve evleniyorlar. Başta her şey de iyi gidiyor.

Evliliklerinin üçüncü yılında, işler bozulmaya başlıyor. Ferhat, Aslı'ya verdiği birçok sözden biri olan tatil vaadini yerine getiriyor ve onu tatile götürüyor. Ama aslında sorunlu çiftlere psikolojik bir tedavi yapan bir oteldir bu... Ve orada işini iyi bilen bir kadın doktorun yanı sıra, benzer sorunlardan şikayetçi birkaç çift vardır: değişik yaşlarda ve statülerde... Aralarında o eski arkadaşları da olan... Böylece bu ortak terapi, komik ve eğlenceli bir maceraya dönüşecektir.

Bu filmin bence en iyi tanımlaması şu: bu bir "absürt komedi". Yani gerçekçi olmayan; saçma-sapan gözüken, ama sonunda güldürmeyi başaran... Az şey mi bu?

Oyunculara bakarsak... İbrahim Büyükaka'nın komedi alanında hayli parlak bir geçmişi var. 1983 doğumlu oyuncu, özellikle Yılmaz Erdoğan'la başlamış. Çok Filim Hareketleri Bunlar, Neşeli Günler gibi... Sonrasında Küçük Esnaf, Fırıldak Ailesi, Yol Arkadaşım 1 ve 2, Özür Dilerim gibi iyi güldüren filmler gelmiş. Bu film ise hemen her şeyi yüklenmiş olmasıyla, onun zirveye çıktığı yapım olarak nitelendirilebilir.

Eşi rolündeki Yasemin Sakallıoğlu ise yine alanında iyi işler çıkarmış. 1983 doğumlu sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın BKM tiyatrosundan geliyor. En çok Doğru Koca Nasıl Seçilir? oyunuyla başarı kazanmış. Filmin kuşkusuz en başarılı kadını. Kılık değiştirdiği kadar, öylesine farklı ruh hallerine geçiyor; öyle farklı kimliklere uzanıyor ki... Gerçek bir komedi oyuncusu. Ona da hoş geldin diyelim. Kalabalık ekibin diğer oyuncuları da rollerini çok iyi oynamışlar. Bir-iki konuk (yabancı) isim dahil...

Ve filmden kimi unutulmaz anlar... O İstanbul çekimleri, o her yaşta insanın katıldığı çılgın partiler, o insanları kocaman balonların içine koyup salma sahneleri... Ya da Rus kadınla sevgilisinin, yabancı dillerde otomatik olarak çeviri yapan modern telefonlar sayesinde konuşabilmeleri... Yani yine absürtün zirveleri...

Tüm bunlar bu mütevazi, ama sonunda amacına ulaşmış filme belli bir cazibe kazandırıyor. Umarım komedi merakı, bu yeni ve yaratıcı yolu izlemeye devam eder ve o eski usul ucuzluklara kaymaz...

Atilla Dorsay kimdir?

Atilla Dorsay. 1939 İzmir, Karşıyaka'da doğdu. Çocukluğu zor savaş yıllarında geçti. O yıllardan her şeyin karneyle alındığını, radyolardan yayılan savaş haberlerini ve ilk sinema deneyimlerini oluşturan savaş üzerine filmleri hatırlıyor.

10 yaşındayken ailesi sırf onu Galatasaray Lisesinde okutabilmek için İstanbul'la göç etti. Böylece Fransız kültürüyle yetişti.

Güzel Sanatlar Akademisi'nde (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) mimarlık okudu. Hayatta her koşulda koruduğu estetik bakışını bu temele borçlu olduğunu söyler.

Rehberlik, gazetecilik ve eleştirmenlik yaptı.

1966'da başladığı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını 27 yıl boyunca sürdürdü.

Bu aralıkta Leman Dorsay'la evlendi. İki çocuk ve üç torunu oldu.

Sonraki yıllarda Cumhuriyet'ten kendi isteğiyle ayrıldı. Kısa bir süre için Milliyet'te devam eden ve hâlâ süren dergi yazarlığı yaptı.

Yeni Yüzyıl'da yepyeni bir gazeteyi yaratmanın keyfini yaşadı. Daha sonra Sabah gazetesinde devam etti. Buradan kendi deyimiyle, "ilkesel bir tavırla" ayrıldı: Bir yazısında, (Emek Yoksa Ben De Yokum) okuruna Emek sineması üzerine verdiği bir sözü tutmak için.

Dorsay, 2013'ten beri, "Özgür, serbest, hiçbir konu, yer ve zaman kısıtlamasına tabi olmadan... Ama artık maaşsız!.. Ve çok yakında tam on yılını dolduracak olan..." sözleriyle işaret ettiği T24'te yazıyor.

Dorsay'ın kültür-sanata dair birçok alanda çabaları oldu. İKSV'de çalışıp yıllar boyu İstanbul Sinema Festivali'nin kadrosunda yer aldı. Dünya çapında sayısız ünlüyü basın toplantılarında sundu, söyleşiler yaptı, fotoğraflarını çekti.

TRT'de, hem haftalık müzik programları yaptı, hem de filmler sundu. Özellikle sinemanın 100. yılının kutlandığı 1995 yılı ve sonrasında sayısız klasiği Murat Özer, Alin Taşçıyan, Müjde Işıl gibi genç meslektaşlarıyla birlikte tanıttı.

Sinema Yazarları Derneği'ni (SİYAD) kurdu ve uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Ödül gecelerini özenle seçilmiş sunucular ve müzisyenlerle sundu. Yine kendi sözleriyle; "zamanı geldiğinde tüm bu görevleri genç arkadaşlarına bırakmayı da ihmal etmedi".

Dorsay'ın en büyük üretimleri kitapları. 1970'lerden itibaren eleştirisini yazdığı tüm filmleri Türk ve yabancı sinema olarak tasnif ederek pek çok kitapta topladı. Bu kitaplar, son 50 yılın bir dökümü niteliği taşıyor.

Aynı zamanda İstanbul, Beyoğlu, şehircilik; biyografiler (özellikle Türkan Şoray ve Yılmaz Güney), söyleşiler, seyahat notları, hikâye, hatta şiirler de yazdı.

Müzik merakını görkemli bir arşivle birlikte sunduğu bir eser yayımladı. Ne Şurup Şeker Şarkılardı Onlar adıyla yayımlanan bu kitap, 20. yüzyıl pop-müzik tarihini anlatıyor.

Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar adı kitabı Eylül 2022'de yayımlandı.

Kitaplarının sayısı şimdilerde 60'ı aştı, ama daha sayısız projesi var. Son olarak T24 Yazıları -Pandemi Günlerine Doğru: Sanat ve Siyaset Ekim 2023'te okurla buluştu. Ardından daha birçoğu da gelecek. Kendisinin dediği gibi "Allah kısmet ederse!"...

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"