03 Haziran 2019

Kadınlar soygunculuğa kalkışırsa... 

Umulduğu kadar iyi olmayan bir güldürü denemesi

DÜZENBAZLAR
X  X
(The Hustle)

Yönetmen: Chris Addison
Senaryo: Stanley Shapiro, Paul Henning, Dale Launer, Jac Schaeffer
Görüntü: Michael Counter
Müzik: Anne Dudley
Oyuncular: Anne Hathaway, Rebel Wilson, Alex Sharp, İngrid Oliver, Emma Davies, Timothy Simons

MGM filmi

Bir soygun komedisi. Daha doğrusu, sinemada zaman zaman işlenmiş, farklı kişiliklerde iki soyguncunun bir ikili oluşturması temasının yeniden ele alınışı.

Ki önceki çevrimlerde hep erkekler vardı. Özellikle 1964’de Marlon Brando- David Niven gibi iki devin oynadığı Bedtime Story- Yatak Hikayesi ve onun 1988’deki yeni çevrimi olan Michael Caine- Steve Martin ikilisinin Dirty Rotten Scoundrels- Kirli, Çürük ve Adi filmleri hatırlanabilir.

Ayrıca Anne Hathaway adı elbette yakın tarihli (2018 yapımı) Ocean’s 8 filmini de akla getiriyor. Ki o da yine bir erkek soygun çetesinin maceralarını işleyen ve klasik olmuş Ocean’s serisinin kadınlara uyarlanmasıydı: Sandra Bullock, Cate Blanchett gibi adların da eklenmesiyle...Ve hayli komik olmayı da başarmıştı.

Bu kez kadın olan kahramanlarımızdan Josephine Chesterfield (Anne Hathaway) alımlı ve akıllı bir kadın. Ve hedef aldığı zengin, aptal ve genelde kötü erkekleri farklı kimlikler, sahte kişilikler ve birbirinden frapan giysilerle soyup soğana çeviriyor. Onca yıllık çabası ona Fransız Riviera’sında Akdeniz’e karşı görkemli bir malikanenin sahipliğini de getirmiştir.

Ve karşısına birden Penny Rust (Rebel Wilson) çıkıyor: çok daha düşkün sınıftan şişman ve kaba bir kadın... Önce karşıkarşıya oluyor, sonra yanyana geliyorlar. Ve Josephine’in klası Penny’nin gözlerini kamaştırıyor:  ondan öğreneceği ne çok şey olabilir!.. Hem genel olarak hayatta, hem de özel meslekleri açısından...Ve deneyim başlıyor.

Bu yeni film adını andığım hiçbirinin başarısına ulaşamıyor. Tam dört kişinin elinden çıkan senaryo öncelikle buna imkân vermiyor gibi sanki. Nasıl oluyorsa... Çünkü bu dört kişinin üçü, zaten Kirli, Çürük ve Adi’nin senaryosunu yazan kişiler. Aralarında Hollywod’un ünlü yazarı Stanley Shapiro’nun (1925- 1990) da olduğu...Tüm kabahat bunu alıp modernize eden dördüncü kişi olan Jac Schaffer’de olabilir mi?

Bu yeni çeşitlemede espriler genelde kof, komedi ögesi kabalaşmış, durumlar yapay duruyor. Oyuncular yer yer güldürebilseler de çok abartılı gözüküyor. Anne Hathaway gibi Oscar’lı bir oyuncu için (Les Miserables- Sefiller müzikali, yardımcı kadın oyuncu/ 2012)  çok parlak bir performans değil...

Avustralyalı oyuncu, son dönemde özellikle komedilerde öne çıkan Rebel Wilson ise perdenin yeni ‘tombiş komedyeni’. Sanki Melissa McCarthy’nin takipçisi... Ama onun kadar iyi bir kompozisyon ustası olduğu söylenemez sanıyorum.

Sonuç olarak umulduğu kadar iyi olmayan bir güldürü denemesi. Ancak vakti bol olanlar için...

TÜM OKURLARIMA İYİ BİR BAYRAM VE GÜZEL BİR TATİL DİLİYORUM.   

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Film yok... Onun yerine, şundan bundan!..

Sevgili gazetem Cumhuriyet tam 100. yılını kutlamış. Cemal Reşit Rey kongre salonunda ve görkemli bir geceyle... ‘Mış’lı konuşuyorum, çünkü tam 27 yılımı verdiğim, bana öğrettiği gazeteciliği, kafama yerleştirdiği tüm ilkelerimi bugün T24’teki barış, hak, adalet, hukuk aramaya çabalayan muhalif yazılarımda kullandığım halde... Evet, tüm bunlara karşın; oradaki birçok ‘dostuma’ rağmen... Belki de ‘düşmanlarım’ buna engel oldu

İstanbul'da yaşamanın artı ve eksileri üzerine

Bu yazıyı yazmamın baş nedeni İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çıkardığı aylık derginin Nisan sayısı oldu. İstanbul Bülteni adını taşıyan ve AVM'ler ya da metro istasyonlarında bulunan bu dergide, İmamoğlu'nun sevgili kentimize kattığı güzellikler öylesine iyi anlatılmıştı ki...

Kaderin elinde sönüp giden bir şarkıcının dramı

Özellikle müzikseverler için kaçırılmaması gereken filmlerden...