12 Şubat 2022

Çılgın bir müzikal komedi, feminist bir mesaj

Kesinlikle iyi vakit geçirtecek bir yapım...

EVLEN  BENİMLE     

X  X  X

(Marry Me)

Yönetmen: Kat Coiro
Senaryo: Harper Dill, John Rogers
Görüntü: Florian Ballhaus
Müzik: John Debney
Oyuncular: Jennifer Lopez, Owen Wilson, Maluma, John Bradley, Utkarsh Ambudkar, Sarah Silverman, Chloe Coleman, Jimmy Fallon, Michelle Buteau, Brady Noon, Jacqueline Honulik

Universal filmi, 2022.

Aslı Bobby Crosby ve Remy Mokhtar ikilisinin grafik-hikâyesine (bir tür çizgi roman) dayanan bu sempatik müzikal komedi, doğrusu çok önemli bir film sayılmaz. Ama çok iyi bir seyirlik oluşturduğu kesin...

Kat Valdez ABD'de ve dünyada çok, çok popüler bir stardır: şarkıcı, besteci, dansöz ve oyuncu olarak... Ve hayatının biraz ileri döneminde (yani 35'ini kesinlikle aşmış olarak: tıpkı oyuncusu Jennifer Lopez gibi) ve de iki evlilikten sonra, artık son ve en iyi evliliğini yapmanın eşiğindedir: pop müziğin yeni ve genç ilahı Bastian ile. [Ki onu da günümüzün gerçek bir 'rap' yıldızı olan Latin (Kolombialı) Maluma oynuyor.]

Ve ünlü ikili, Bastian'ın hit yaptığı Marry Me - Evlen Benimle şarkısının merkezinde olduğu bir büyük kampanyanın tam göbeğinde bulurlar kendilerini... Çağdaş medyada seyircileri 200 milyona ulaşmıştır, Marry Me herkesin ağzındadır, başta New York, tüm Amerika ve tüm dünya bu düğünü beklemektedir.

Arada Jennifer Lopez'in ustası olduğu görkemli şovlar gelir: O takma kirpikleri, sürekli jimnastiğin sağladığı inanılmaz kıvraklığı içinde dans edip şarkısını söylerken, çevresinde yarı çıplak rahibeler, seksi erkek siyahiler tam bir uyum içinde şova katılırlar. Bu şovlardan birini Lopez "Namaste" diye bitirir. Ki bu, sözlüğe göre, karşıdaki kişiyi veya grubu saygıyla selamlamanın ve onurlandırmanın geleneksel bir temassız Hindu şeklidir...

Arada bir başka kişiyi tanırız. Charlie Gilbert adlı matematik hocasını... Boşanmıştır, küçük kızı Lou ve köpeği Tank'la yaşamaktadır, en iyi dostu eski okul arkadaşı olan Parker Debbs adlı enerjik ve matrak bir kızdır.

Tam o sırada ve evlilik seremonisi tüm dünyanın önünde gerçekleşmek üzereyken... Birden ortaya yayılıveren bir video, Bastian'ı Kat'ın güzel sekreteriyle sevişirken göstermesin mi? Nasıl, kim tarafından çekilmiş, niçin birden ortaya çıkmıştır?  Ne önemi var? Günümüzde haberlerden magazine böyle şeyler hep gözümüzün önünde olmuyor mu?

Ve o görkemli tören, Kat Valdez'in en hüzünlü, en melankolik biçimde düğünü iptal etmesiyle sonuçlanır. Şok, büyük şok, dünya çapında bir sürpriz... Elbette şokun büyüğü, her yanı dövmeli o garip idol Bastian içindir. Ama o törende 'tesadüfen' Charlie de vardır: eline tutuşturulan Marry Me panosunu taşıyarak... Ve birden gözü ona takılan Kat adamı yanına çağırıp "Kabul ediyorum" demez mi? 

İşte böylesine çılgın bir hikâye... Tam bir fantezi, bir absürd komedi, yer yer görkemli ve gösterişli bir müzikal. Ama duygusal yanları da eksik değil. Üstelik feminist bir film... Bir yerinde kadının ağzından şöyle diyen: "Artık erkeği biz seçelim, teklif sırası gelince de biz yapalım!"

Ayrıca unutulmaz birkaç bölümü var. Örneğin bir çocuk sınıfının tam bir şova dönüştüğü sahne... Ya da sonlara doğru Jennifer Lopez'in o enfes On My Way şarkısını söylemesi. 

1969 doğumlu olduğuna göre bugün 53 yaşında olan Lopez yaşını göstermiyor, enerjisini koruyor. Charlie'de Owen Wilson, Bastian'da Maluma da yeterince iyiler. Matrak menejer Collin'de John Bradley, yakın dost Parker Debbs'te Sarah Silverman da... Bir başka 'celebrity', günümüzün en ünlü TV sunucusu Jimmy Fallon ise bence yeterince kullanılmamış.

Ayrıca Florian Bellhaus'un görüntülerini ve Jon Debney'in müziğini de anmak gerekir. Kısacası, kesinlikle iyi vakit geçirtecek bir yapım...

Yazarın Diğer Yazıları

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

Belki tüm zamanların en kanlı Türk filmi

Tümüyle sadizm ve sado-mazoşizm duygusu sinmiş "Barda 2", belki tüm zamanların en kanlı Türk filmi olmaya adaydır. Bu kıyımdan kurtulan pek azdır. Böyle bir filmin bir kadının elinden çıkması kendi başına bir olaydır bence...

Bir sinema tutkulusunun ölümü ve düşündürdükleri

Ölüm ilanlarının dışında ne yazılı basında ne de TV’lerin kültür saatlerinde hiç anılmadı. Oysa kapsayıcı bir bakışla, bugün Yeşilçam öncesi, kendisi ve sonrasındaki onca filmin önemli bir bölümü, bugün Sami Şekeroğlu sayesinde bizim olmuştu

"
"