16 Aralık 2016

"Şimdi siz erkeklerin cıscıbıl fotoğraflarını mı çekiyorsunuz?"

Gezmek isteyenler için sergi 20 Aralık'a kadar görülebilir

Bu söz Türkiye'de bir araya gelerek erkek 'NÜ' fotoğraflarıyla sergi açma cesaretini gösteren 22 kadından biri olan Candan Taşatmanlar'ın 90 yaşındaki babasına ait... Tabii Candan şanslı olanlardan çünkü babası proje boyunca onu hep desteklemiş...Yaşları 20 ile 70 arasında olan kadınların arasında mimar, grafiker, bankacı, akademisyen, çevirmen, turist rehberi, doğum fotoğrafçısı, ev kadını ve emekliler de bulunuyor. 

Kendilerine 'KadıNgözÜyle' fotoğraf grubu ismini veren bu harika kadınların sergisi 6 Aralık gecesi Fransa'nın Nancy kentindeki Galerie Neuf'un ardından nihayet Şişli'deki Kats Sahne'de (Kamuran Akkor & Tiyatro Şenay Sahne) kendine yer buldu. Nihayet diyorum çünkü sergi ülkemizde 2 yıl sergilenecek mekan bulamadı. Açılışa ben de katıldım ve bu şahane kadınların hikayelerini dinleme fırsatı buldum... 

Sergi fikri bundan 4 yıl önce fotoğraf sanatçısı Niko Guido'nun siyanürle altın aranmasını protesto etmek için çektiği "Ölü bedenler" fotoğrafında kadınları 'NÜ' model olarak kullanmasıyla başlamış. Çevre katliamına farkındalık yaratmayı amaçlayan bir fotoğrafta neden sadece kadın bedeninin olduğunu sorgulayan yorumlar üzerine Niko Guido, internet üzerinden kadın fotoğrafçıları erkek bedenini yorumlamaya çağıran bir çağrı metni yayınlamış. Amatör- profesyonel ayrımı olmaksızın bu çağrıya ses veren kadınların sayıları 200'e ulaşmış. 

Esra Çolak"Çekimlerde bir kişi gözcülük yaptı" 


Ancak sergi katılımcılarından fotoğrafçı Oylum Bülbül'ün anlatımına göre kimi kadın aradığı 'profesyonelliği' bulamamış kiminin ise katılım için fotoğraf geçmişleri elvermemiş ve böylece sayı gittikçe azalmış. Oylum'un da sergiden annesi Mehtap sayesinde haberi olmuş. Hatta bazı çekimlere birlikte katılmışlar. Oylum, NÜ deneyimlerini, "İlk kez çıplak modellik yapan üniversite öğrencileriyle çekim yapıyorduk. Başlangıçta hem onlar hem de biz biraz gergindik. İşin aslı sahipsiz ve terkedilmiş bir dış mekanda gizli gizli çekim yapıyorduk. Bir kişi de gözcülük yapıyordu. Başlangıçtaki gerginlik kısa sürede kayboldu, özellikle 'Anne reflektörü az sağa çek, hayır öyle değil biraz daha geriye' tarzı diyaloglarımız modeller açısından da ortamı yumuşattı ve aslında yaptığımız işin son derece doğal ve sıradan bir fotoğraf çekimi olduğu hissini verdi" diye anlatıyor. 

L. Candan Taşatmanlar"Bu devirde başım belaya girer"

Çekim sürecinde model ve mekan bulmakta çok zorlandıklarını belirten Bülbül, "Birçok mekan fotoğraf çekimlerine prensipte izin verdi fakat NÜ olduğunu duyunca 'Bu devirde başım belaya girer, başka iş alamam, mekanım mühürlenir' diyerek ve üzülerek bizleri geri çevirdi. Sergimizi açmak için tarihte dahi anlaştığımız bazı ünlü yerler ise 'Program değişti, sizi biraz erteleyelim' dedi. Bu aşamada da aramızdan ayrılanlar oldu. Bazı kadınlar ne yazık ki iş çevrelerinde farklı algılanacakları, kariyerlerine yakışmayacağı kaygısını yaşadılar. Fakat çok iyi eleştiriler ve geri dönüşler alanlar da oldu. Kendi adıma daha yeni başladığımızı, seminerler, fotoğraf ve toplumsal cinsiyet okumalarına yoğunlaşarak kendimizi geliştirmeye ve çekim yapmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hayalim projenin bir erkek NÜ atölyesine dönüşmesi" dedi. 

Meltem Çiftçi"İlk nü modelim eşim oldu" 


Sergiyle ilgili olumlu tepki alanlardan biri de L. Candan Taşatmanlar. İlk ve en önemli destekçisi eşi olmuş. Hatta ilk NÜ modeli eşi olmuş. Özellikle kadın arkadaşlarının kendisini çok desteklediklerini belirten Taşatmanlar, "Erkeklerden aldığım geri dönüşler ise empati oluşturma konusundaki isteğimizi gerçekleştirdiğimizi düşündürtüyor. Bu arada projenin amacını detaylarıyla anlatarak önce, 'Siz şimdi erkekleri cıscıbıl soyup fotograflarını mı çekiyorsunuz' diye soran 90 yaşındaki babamın da desteğini aldım. Nancy sergisi sonrası sergi kitapçığındaki fotografları görmek isteyen 8 yaşındaki torunuma da onun anlayacağı gibi anlattığımda 'Seni kutluyorum' dedi bana..." diye konuştu.

Niko Guido"Hiyerarşiyi kırmayı deneyimlemek" 


Sergi katılımcılarından bir diğer isim olan Pınar Derin Gencer ise "Kadın gözüyle erkek NÜ size ne ifade ediyor?" sorumu, "Toplum sahip olduğu kültüre bağlı olarak kadın ve erkeği belirli kalıplara sokar. Bunu, kadın ve erkekler arasındaki ilişkileri kendi kurallarına göre düzenleyerek, toplum içinde belirli görevler yükleyerek, davranışlarını şekillendirerek yapmaktadır. Genel olarak her toplumda görülen bu eşitsizlik, erkeğe atfedilen rollerin kadına atfedilenlere göre mutlak biçimde baskın olması şeklinde seyretmektedir. NÜ tarihinde süregelen 'erkek sanatçı-kadın model' klişesini de doğuran bu mutlak baskınlıktır. Dolayısıyla kadın gözüyle erkek NÜ fotoğraflamak yalnızca bir fotoğraf olmaktan çıkıp toplumun tüm hücrelerine nüfuz etmiş olan bir hiyerarşiyi kırmayı deneyimlemektir" diye yanıtladı. 

Oylum Bülbül"Amaç tabuları yıkmak" 

Geçmişte NÜ üzerine çalışmalar yaptığını belirten fotoğrafçı Esra Çolak projeye olan bakışını, "En önemlisi de tabuları yıkmak, alışılmadık olanı yapmak ve yapılabilirliğini göstererek tüm kadınlara cesaret vermek, kadının toplumsal sorunlara karşı bir duruş sergilemesi gerektiğini, dik durması ve tepki göstermesi gerektiğini vurgulamaktı. Çünkü can veren, doğuran, yetiştiren, yapan, üreten "kadın" baskıcı ataerkil yapıya sesini çıkarır ayakta kalırsa hepimiz için, tüm dünya için umut vardır..." diye ifade etti. Çolak, projeye başlamadan önce Niko Guido'nun kendilerine modele nasıl yaklaşılması gerektiğine dair ipuçları verdiğini belirterek, "Tabi ki modelle ilk yalnız kalışınızda hem onda hem sizde bir çekingenlik oluyor ilk etapta. Ancak çekmeye başladıktan sonra çıplaklık görünmüyor, aksine tenimiz kıyafetimizmiş gibi geliyor" diye ifade etti. 

Pınar Derin"Aman göbeğim çıkmasın, böyle durayım" 


Erkeğin toplumda bir güç sembolü olarak görüldüğüne dikkati çeken Çolak, "Ancak sergide erkeklerin her hali mevcut, onların da kadınlara atfedilmiş 'kırılgan, naif, estetik' canlılar olduğu ve kadınlarla aynı kaygıları taşıdıkları... İnanmazsınız belki ama neredeyse her model 'Göbeğim çıkmasın, şuram kötü gözükmesin, böyle durayım daha güzel gözüküyorum' dedi çekimlerde. Çıplaklığın savunmasızlığında kadınların daha cesur olduklarını düşünüyorum ben, amazonluktan kalmadır belki de..." dedi. 

"İnsan olmanın en doğal hali" 

Fotoğrafçı ve Profesyonel Turist Rehberi Meltem Çiftçi'nin projeye katılmasının nedeni ise ezberleri  bozmak istemesi. Çiftçi, "Kapitalizmin herşeyi satış ve para kazanmaya odakladığı ve bu amaçla kadın bedenini kullandığı bu düzende erkeklerin ve bedenlerinin de aynı şeye maruz kalabileceğinin altını çizmek istedim. Düzen en çok kadınları cinsellik objesi olarak kullansa da aslında herkesi eziyor ve kullanıyor. Bu yüzden herkes farketmeli. Erkek çıplaklığı da kadının ki gibi insan olmanın en doğal hali. Utanılacak bir durum değil. Bunun altını çizerek görselliği kullanmak, kafalardaki tabuyu kırmaya ve farkındalık yaratmaya yardım edecektir düşüncesindeyim" diye konuştu.

Liriya Lee"Erkeklerin de estetik kaygıları var" 


"Erkek NÜ fotoğrafı çekmek, bedenlerini fiziksel olarak anlatmaya çalışmak degil, erkeği ve erkek bedenini bir bütün olarak düşünerek çalışmak demektir" diyen fotoğrafçı Liriya Lee, "Kimimiz erkeğin estetik yanını, kimimiz erkeğin 'çocuk gelin' konusundaki zalimliğini, kimimiz masumluğunu, kimimiz acizliğini, kimimiz çocuksuluğunu kimimiz çaresizliğini anlattı. Benim fotoğraflarımda ele aldığım konular estetik kaygılar ve kişisel güç konuları oldu. Çalıştığım modellerimden bir tanesi oldukça büyük estetik kaygılar içerisindeydi. Büyük kilolar alıp verdikten sonra vücudu oldukça deforme olmuştu. Onun da izniyle bu konuyu işlemek istedim. Günümüzde erkeklerin de kadınlar kadar estetik konusunda ruhsal bunalımlar yaşadığını göstermek istedim. Bunu iki kareyle anlattım, ilki modelin çaresizliğini, bedenine hapsolmuşluğunu ikincisi de modelin icindeki nefreti ve kızgınlığı anlatır. Bu nefret ve kızgınlık kendisine ve toplumadır" dedi. 

Bu arada gezmek isteyenler için ekleyeyim sergi 20 Aralık'a kadar görülebilir...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Seçimin kazananı: BELLA!

“Söz Veriyorum” protokolüne imza atan tüm başkanlar; kısırlaştırma, barınma ve rehabitasyon gibi faaliyetlerde HAYTAP ile işbirliğinde çalışacağını beyan etti

Şimdi moda: Balkonda bahçe

 Yeryüzü Derneği, bugüne kadar 1500 kişiye ücretsiz olarak tohum ulaştırdı

Para mutluluk getirmiyor!

Otoriter, sıkı kontrol, gelişmeye açık olmama, kısıtlı üretim ve depresif yönetim biçimi, başarıyı ve motivasyonu düşürüyor

"
"